1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Büyük Felaket
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Büyük Felaket

14 Mayıs 2011 Cumartesi 03:31A+A-

14 Mayıs tarihi İsrail’in kuruluş deklarasyonunun yayınlanmasının altmış üçüncü yıl dönümüdür.

Filistinliler bu olayı Nekbe (Büyük Felaket) olarak adlandırıyor ve yıl dönümünü anarak işgal gerçeğini dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. İşgal devletinin ise bu yıl kuruluş yıl dönümüyle ilgili etkinliklerde kendini biraz köşeye sıkışmış halde gördüğü hissediliyor.

Siyonist işgal devletinin kuruluşu sadece Filistinliler açısından değil tüm İslâm âlemi hatta insanlık açısından bir felakettir. Aslında bu devletin sadece kuruluşu değil varlığı da başlı başına bir musibettir. Dolayısıyla İslâm âleminin ve insanlığın huzura kavuşması için bu musibetten tümüyle kurtulması gerekir.

Burada öncelikle vurgulanması gereken husus Nekbe ile kastedilenin Siyonist işgal devletinin ilk kuruluşu olduğudur. Bu da Filistin halkının Siyonist işgali esastan ve kuruluşundan itibaren reddettiği anlamına gelir.

Üzerinde durulması gereken bir husus da Filistin davasının bir ümmet davası olarak algılanıp, bu bilinçle tüm Müslüman kamuoyuna kabul ettirilmesinin önemidir. Nekbenin yani büyük felaketin yıl dönümünün de işte bu bilinçle anılması, Siyonist işgalin 63 yıllık geçmişinin bu anlayışla tahlil edilmesi gerekir.

İsrail’in kuruluşunun büyük felaket olarak adlandırılmasının sebebi bu olayın bir halkın toprağından, yurdundan, ülkesinden çıkarılmasına sebep olmasıdır. Yani siyonist devletin kurulması, dünyanın değişik ülkelerinde olduğu gibi bir halkın bağımsızlığını ilan etmesi anlamına gelmiyor. Bu sebeple siyonist işgal devletinin kuruluşundan, “istiklal, bağımsızlık” olarak söz edilemiyor. Sadece siyonist terör örgütlerinin resmiyette “devlet” sıfatı kazanmalarıdır. Bu örgütlerin devletleşmesinden sonra da onların kurduğu devletin hâkimiyetine verilen toprakların asıl sahibi durumundaki halk yurdunu terk etmeye zorlanmıştır. Bu yüzden siyonist terör örgütlerinin devletleşme deklarasyonlarını ilan ettikleri 14 Mayıs 1948’in hemen ardından en az 650 bin insan öz yurdunu terk etmek zorunda bırakılmıştır. Bunun yanı sıra normalde bir devletin kuruluşu çoğunlukla bir savaşa son verirken siyonist işgal devletinin kuruluş deklarasyonunun ilanı bir savaşın patlak vermesine sebep olmuştur. Çünkü bu ilan hem bir halkın topluca sürgünü hem de bir ülkenin, vatanın terör örgütleri tarafından gasp edilmesi sonucunu doğuruyordu.

Siyonist işgal devletinin kuruluş deklarasyonu haksız bir gasp ve bir halkın toptan sürgünü anlamına geldiği halde BM teşkilatı söz konusu kuruluş ilanını onaylayan bir karar çıkardı. Görünüşte elli yıl, yüz yıl belki daha fazla geri giderek toplu sürgün olaylarının üzerine gittiğini, toplu sürgünlerde hakları gasp edilenlerin haklarını aradığını ileri süren BM, Filistin halkının böyle topluca sürgün edilmesini, topraklarının haksız bir şekilde gasp edilmesini onayladığı gibi aradan geçen altmış üç yıl içinde de bu halkın hakkını arama konusunda herhangi bir girişimde bulunmamıştır.

Siyonist işgal devletinin kuruluşu gasp ve işgal temelli olduğu için geçen altmış üç yıllık tarihinin tamamen savaş, zulüm, saldırı, tehdit, cinayet ve baskın olaylarıyla dolu olduğunu görürüz. Çünkü Amerikalı ünlü gazeteci Helen Thomas’ın da dile getirdiği üzere o topraklar sahipsiz değildi, oraları gasp eden işgalciler de vatansız değildi. Sorun tamamen siyonist ideolojinin, dünyanın değişik bölgelerine yayılmış yahudileri bir yere toplamak amacıyla “vaadedilmiş topraklar” söylentisini istismarından kaynaklanıyordu.

Nekbenin yani büyük felaketin 63. yıl dönümü münasebetiyle dünyanın değişik yerlerinde çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenecek. Bu etkinlikler sadece siyonist işgal devletinin kuruluş deklarasyonunun yayınlandığı günün yıl dönümüne has olmayacak. Birkaç gün sürdürülecek ve değişik alanlara yönelik olacak. Bu yolla siyonist işgal gerçeğinin insanlığa duyurulması için çaba sarf edilecek.

Bu arada Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ambargonun etkisiz hale getirilmesini amaçlayan İkinci Özgürlük Filosu için ön kayıtların devam ettiğini hatırlatalım. Başvuranların hepsinin götürülmesi mümkün olmayacaktır. Ama gösterilecek ilgi de siyonist katillere bir cevap olacak, katliamın vicdanların direnişini kıramadığını onlara gösterecektir.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT