“Bütün Darbeler Yalan, Darbeciler Hayal miydi?”
15-16 Temmuz'daki darbe kalkışmasından sonra ekranları süsleyen Kemalist subayların söylemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Oral Çalışlar, Gülen örgütüne mensup darbecilerin de zikredilen subayların da aynı yapının ürünü olduğuna dikkat çekiyor.
Bütün Darbeciler Yalan, Darbeciler Hayal miydi? (10.09.20216)
Oral Çalışlar / Posta
FETÖ’nün “kumpas”ından zarar gören bazı subaylar, 15 Temmuz sonrasında, gündemimizin baş aktörleri haline geldiler. Haber kanallarında çok izlenen heyecan dolu konuşmalarıyla, (darbelerle geçmiş) son 60 yılın Türkiyesi'ni yeniden kurguluyorlar. FETÖ’den önce bu ordu sanki hiç darbe yapmamış...
Sanki Adnan Menderes’leri, Deniz Gezmiş’leri, askerler idam etmemiş... Onlar her şeyin farkındaymış, ama siyaset FETÖ gerçeğini görememiş. Onların olağanüstü öngörüleri ve vizyonları varmış, ama halk anlamamış.
İnandırıcı Değiller
Neden onların “Fethullahçılık” üzerine söyledikleri yeterince karşılık bulmadı? Bunun 40 yıldan daha uzun bir arka planı var. Askerin ve askere yakın kesimlerin, bazı uyarılarda bulunduğu bir gerçek.
Bu çıkışlar, bunu dillendirenlerin kimlikleri nedeniyle etkili olamadı, toplumu ikna edemedi. 1990’ların gazetelerini karıştırdığımızda, manzara şu: Askerler; hakimleri, savcıları, gazetecileri, iş dünyasını topluyor, brifingler veriyorlar...
“REFAHYOL” hükümetini yıkma çağrısında bulunuyorlar...
Başörtüsü yasağı, bir linç kampanyasına dönüşüyor. RP kapatılıyor, yöneticileri tutuklanıyor... 2002 sonrasına gelelim: Komutanlar, siyasi liderler gibi, ülkenin sahipleri gibi konuşmayı sürdürüyorlar. Bir askeri vesayet düzenine özgü davranış ve tavırlarda ısrar ediyorlar.
27 Nisan e-muhtırası, yalnızca dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın şahsi tehditi miydi? AK Parti hakkında kapatma davası açan Başsavcı, hangi “kültür”ü, hangi “demokrasi”yi temsil ediyordu?
Yüzde 46 alan bir partiyi “laiklik karşıtı hareketlerin odağı” diye cezalandıran Anayasa Mahkemesi çoğunluğu, sırtını kime dayıyordu?
FETÖ de Aynı Köyden
AK Parti ise, 40 yıldır başlarına gelenlerin, engellemelerin, kimlerden ve hangi zihniyetten kaynaklandığının farkındaydı. Ne kadar oy alırlarsa alsınlar, meşru görülmüyorlardı. Yargıya, polise, orduya 100 yıldır egemen olan bir elitist omurga; demoklesin kılıcını, kafalarında sallıyordu.
“Mendereslerin akıbeti”, onlara sürekli hatırlatılıyordu. FETÖ, bu süreçte, vesayet düzenine karşı oluşan toplumsal ve psikolojik birikimi kullandı. Aynı zamanda, askerin elindeki özerk gücü elde ederek, “klasik darbe dinamiği”ni harekete geçirdi.
FETÖ de, son aylarda gündemde olan ve bir kesim tarafından çok parlak ve yeni şeyler söylediklerine inanılan “kumpas mağdurları” da; aslında aynı sistemin, aynı yapının ürünü, aynı köyün köylüsü.
Şimdi, sistem, “değişim zorunluluğu” ile karşı karşıya. Darbeci yapı ve anlayışın tasfiyesi hedefleniyor.
HABERE YORUM KAT
1997 28 Şubat Süreci,Cuntacı Kemalist Kıvrıkoğlu'nun ifadesiyle "1000 yıl sürecek" dediği Faşist Süreçte yapılan zulümden bir kesit.
Yanıtla (0) (0)Derin Devlet yapılanmasının (Gladio) Hakim Kemalist Damarı Ergenekoncular 2006 den itibaren tasfiye sürecini yaşadı,Ötükenciler (Fetö) Gladio'ya hakim oldu. Şimdi Milli Güçler tarafından Fetö tasfiye ediliyor;Aman dikkat Ergenekoncuları kendi ellerimizle Devlet içinde kadrolaştırmayalım.
KEmalistler Medyada sütten çıkmış akkaşık rolündeler.
Tıpkı Fetöcüler gibi;sanki 28 Şubat,27 Nisan Kalkışmasını Kemalistler yapmamış gibi.
Sanki Cumhuriyet Mitingleri,"Ordu Göreve" Pankartlarını açanlar,O Pankartlar altında Hükümeti tehdit edenler Kemalistler,chp liler değilmiş gibi bir kurnazlık içindeler.
Önemli yapısal değişiklikleri Hükümet yaptı yapıyor.
Lakin yetmez!
Her türlü Darbe Girişimine izin vermeyecek ve anında bastıracak yapısal değişikler tamamlanmalı,acil uyarı ve müdahale birimi kurulmalıdır.
Darbe İstihbaratını analiz edip gerekli tedbirleri belirleyen ve ilgili Kurumları harekete geçiren böyle bir Yapının hala oluşturulmadığı görülüyor.
Cunta faaliyetlerini haber almak ve ilgili Kurumları bilgilendirmek yetmez, alınan istihbaratı derhal analiz edecek ve ilgili Kurumları derhal harekete geçirecek,yetkili ve amir bir Kurum şart!
Beyaz Türklerin, seçkinci Kemalist'lerin bu ülkeden beklentileri "milli gelirin artması/ güçlü ülke olunması/ sanayisi, teknolojisi, üretim araçlarının çeşitliliği/ ekonomik büyüme/ ihracatının üst seviyelerde seyretmesi/ insan hak ve hürriyetlerinin standart normlarda ve kalıcı hale gelmesi vb. pozitif yönelimler" asla değildir!... Onlar için önemli ve aslolan tek şey; "kişi kültü üzerine inşa edilmiş Resmi ideolojinin" devamıdır. Bu tayfanın "Arzu/ istek/ beklentileri" tehlikeye girme riski gördüklerinde, "Ordu'yu darbe çağırma seansları başlatırlar/ toplu yürüyüşler/ yüksek perdeden nümayişler" yoluna girerler !... Bunların tabiatlarında/ karakterlerinde "postal yalayacılığı, amentülerinde sekülerizm ve pagan kültürü" yatar...
Yanıtla (0) (0)Kemalistlerin istemedigi sey de sistemin degismesi. Hani yarinlarda bir durum olursa mudahale edebilsinler diye yani!
Yanıtla (0) (0)