Muhammed Bursalı / Haksöz Haber

“Yıl 1936. Günlerden 19 Mayıs. Atatürk Dolmabahçe’de, yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan, Nuri Conker var, konuşuyorlar. Birdenbire Atatürk soruyor: ‘Bugün günlerden ne?’

Diyorlar ‘Salı, Çarşamba’ neyse.

Ayın kaçı?  -19’u.

Aylardan ne? -Mayıs.

‘Ne oldu bugün söyleyin bakalım?' diyor.”

Hikaye böyle başlıyor. Hikaye mi! Bütün dillerin Türkçe’den türediği, tarihin Türklerle başladığı da mı hikaye! Olur mu öyle şey!

Gel şöyle hafızalarımızı tazeleyelim, okullarda ne öğretilmişti bize: Bayramlarımız dini ve milli bayramlar olmak üzere ikiye ayrılır. Dini bayramlarımız iki tanedir: Ramazan bayramı ve Kurban bayramı. Milli bayramlarımız dört tanedir: 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.

Yani ikinci milli bayramımızı idrak ediyoruz bugün, hafta sonunda da Ramazan bayramı var Cumhuriyetin ona verdiği mübarek ismiyle Şeker bayramı. Bu sene gerçi şeker de yok bayram da… Ama olmaz öyle iş! En azından milli bayramımız söz konusuysa olmaz!

Nasıl yapalım peki? Sokağa çıkma yasağı var zaten insanlar 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda bayramlaşmaya gidemeyecek birbirine. Ama bir saniye, zaten milli bayramlarda bayram tebriği için birbirinin evine gitmez insanlar. İyi o zaman, en azından stadyumlarda, şehir meydanlarında yaptığımız gösterileri evlere taşıyabiliriz!

Mesela 19 Mayıs’ların vazgeçilmezi kule gösterisi evlerde yapılamaz mı? “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sonuçta! Zor olur, en iyisi bu 19 Mayıs’ta mahzun kalan stadyumları tam 19:19’da şöyle bir güzel ışıklandıralım! Eee? Eeesi tam o anda bir İstiklal Marşı! İnsanlara da balkonlarınıza çıkın çağrısı yaptık mı, tamamdır bu iş! Allah ne verdiyse artık İstiklal Marşı, 10. Yıl Marşı, İzmir Marşı! Yine de balkonlara çıkmışken bir kule gösterisi de yapılsa mıydı diye içinden geçirmiyor değil insan!

19 Mayıs’ların ikinci vazgeçilmez ritüeli neydi? Neydi? Gazi’nin Samsun’a ayak basışının temsili kabilinden İstanbul’dan yola çıkan bir geminin 19 Mayıs’ta Samsun’a varması. Salgın sebebiyle bu sene gemi kaldıramıyorsak en iyisi uçak kaldıralım! Aslında kaldırmayalım da kaldırmış gibi yapalım online olarak halledelim işi. Nasıl olacak o iş? Şöyle İstanbul’dan Samsun’a düzenlenecek bu uçuşa Türk Hava Yolları Hatıra Bileti ile evlerinden katılabilsinler. Anlamadım ama olsun, bu da olsun!

Ama her şeye rağmen buruk geçecek bu bayram, buruk! Milli bayramlarımızdaki o toplumu saran neşe, mutluluk havası adı üzerinde bayram havası olmayacak! Ne diyelim elimizden geleni yaptık, affet bizi Atam!