Bursa’da “Müminlerin Özellikleri” Semineri
Turan-Köy Özgür-DerGirişimi tarafından, Kur’an’da Müminlerin Özellikleri” konulu bir seminer düzenlendi.
HAKSÖZ-HABER
Turan-Köy’de Özgür-Der Girişimi tarafından köy kahvesinde yapılan semineri, Özgür-Der Bursa Şubesi Başkanı Aziz Avar sundu.
Avar, seminerde özetle şunları söyledi:
“Hangi düşüncenin mümini olduğumuzu merak ediyorsak neye iman ettiğimize bakmamız gerekir. Uğruna en çok emek sarf ettiğimiz, her şeyde öncelediğimiz ve hiçbir surette vazgeçemediğimiz şeydir iman ettiklerimiz. İmanı birkaç statik kelime, birtakım geleneksel kalıplar içine sıkışmışlıkta değil, bizzat gerçek hayatın içinde aramalı ve orada sağlamasını yapmalıyız.
İman insanın kendi yaratılışına uygun olarak yapması gereken tercihler bütünüdür. Dünya hayatında yaptığımız tercihlerin merkezinde eğer yeryüzünde bulunuş amacımıza uygun olan ilke ve prensipler toplamı vahiy yok ve ana belirleyici değil ise Müminliğimizin salt Allah’a ait olmadığını bilmemiz gerekir. İslam’da Mümin olmak evvel emirde Allah’ın buyruklarını merkeze alarak ona göre bir hayat tarzı geliştirmekten geçer. Hayat tarzından kastımız onu hangi formlar dahilinde yaşadığımızdır.
Bugün zihin dünyamızı ve tercihleri neyin belirlediğidir. Eğer zulme karşı yapmamız gereken bir tercih söz konusu olduğunda adaletin şahidi ve taşıyıcısı olarak ıslah etmiyor ve bunun yerine tarihsel bir takım türedi aidiyetlerin ardına sığınıyor ya da atalar kültünü kendimize maske ediniyorsak bilmeliyiz ki Müminliğimiz Allah’a hasredilebilmiş imandan başka bir şeydir. Eğer eşya ile münasebetimizde kendi yararımıza dokunacak şeylerde nefsimizi tezkiye edecek, mülkün mutlak sahibi olan Maliki zihnimizde ve kalbimizde diri tutacak bir infak bilincine sahip değil ve onun yerine tamahkarca biriktiren, hayatını hep ileriye yatırım yapılası bir ticari fon olarak görüyor ve bu uğurda her türlü gayrı ahlaki tercihi yapıyorsa burada imanın hüviyeti aslını yitirmiş demektir.
Müminin en temel özelliklerinden birisi adaletli olmasıdır. Adalet bir şeyin hakkını teslim etmenin adıdır. Hak olanı yerli yerince teslim edebilmek için pazarlıksız bir iman gereklidir. Allah ile olan sözleşmede sadık değil ve ucuz hesapların ardına düşülüyorsa dünya hayatında yapılan şey nerden bakarsanız bakın batıl olmaktan kurtulamaz.
Bugün milliyetçilik denen hayatı ifsad eden, zihinleri zehirleyen belaya karşı adaletli bir tavır geliştirmek için ilk önce neye, nasıl iman edildiği bilinmek zorunludur. Eğer bu öncelik gerçekleştirilmiyorsa, bayrak vatan, kültür, tarih, siyaset ve daha bir çok kuşatıcı faktörün ağında yitip gitmek ve batıl üretmekten başka bir şey yapılamaz. İman ettiğimiz şeyin ne olduğu ve müminliğimizi sahihliğini anlamak sanıldığı gibi zor ve imkansız değil. Herkes kendi düzeyinde ve gerçekliği çerçevesinde bunu anlayabilir ve ona göre bir insiyatif kullanabilir. Zira bu insanın tabiatında olan bir hakikattir.Sınırlar ve sınıflar üstü düşünebilmek ancak hakiki iman edebilenlerin işidir. Unutmamalıyız ki hakiki iman bize sihirli bir değneğin dokunması ile ulaşmayacak ve ancak içinde yaşadığımız, tercihlerimizi yaptığımız, nefes alıp verdiğimiz kara parçası üzerindeki hallerimizin sonucunda hasıl olacaktır. Tedrici olarak gelişen bu kazanımın muhafazası ise ancak her türlü yerli ve yabancı kirden arınmış, vahyin merkeze alındığı istişari ortamlar içinde geliştireceğimiz sosyalite ile mümkündür.”
HABERE YORUM KAT