Bursa Tek Ses Oldu: Sisi Defol!
Bursa'da Mısır Halkıyla Dayanışma Platformunun çağrısıyla Setbaşı meydanına gelen binlerce kişi sloganlar ve tekbirlerle Fomara meydanına yürüdü.
Mısır'da darbeci Sisi yönetiminin 529 Müslüman hakkında verdirttiği idam kararı Bursa'da protesto edildi. Setbaşı'nda toplanan binlerce kişi “İdam Sehpası Yıldıramaz İhvan’ı” “Yaşasın Ümmet Dayanışması!” “Defol Sisi, Seninleyiz Mursi!” “Seyyid Kutub El Benna Selam Olsun İhvan’a!” “Katiller Mursi’yi Yargılayamaz!” “Suriye’ye Mısır’a, Direnişe Bin Selam!” “Suriye’de Mısır’da Müslümanlar Kıyamda!” “Katil Esed Katil Sisi” “İslami Hareket Engellenemez!” “Katil Suud Mısır’dan Defol!” “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol!” “Katil Rusya Suriye’den Defol!” “Katil İsrail Filistin’den Defol!” “Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah!” “Üzülme Gevşeme Allah Bizimle!” “Diktatörler Yenilecek İslami Direniş Kazanacak!” sloganları atarak Fomara'ya doğru yürüdü.
Tevhid bayrağı Mısır ve Özgür Suriye Ordusu bayraklarının taşındığı eylemde 'Zorbalık ve Hukuksuzluk Yenilecek İslami Direniş Kazanacak' 'Katil Sisi Katil Esed' pankartları dikkat çekti.
Fomara'da bir süre kortejin tümünün alana gelmesi beklendi. Ardından yürüyüşü yöneten Serdar Bursalı; Mısır'daki bu zulmün ne ilk ne de son olduğunu, darbenin hukukunun ancak böyle olacağını söyledi. Şükürler olsun ki şehidlerimiz var çünkü mücadele alanındayız diyen Bursalı bizi esas kahreden şeyin zalim Sisi'ye ABD'nin ya da katil Esed'e Rusya'nın verdiği destek değil Suud'un ve İran'ın ümmete ihaneti olduğunu söyledi.
Yürüyüşe destek olmak için gelen ve Mısır'da öğretim üyesi olduğu halde ülkesine girişi yasak olan Prof. Muhammed Nasr Said bir konuşma yaptı. Konuşması sık sık slogan ve tekbirlerle kesilen Said, darbeci Sisi'nin geçmişi kirli bir insan olduğunu ancak Mursi'nin bir alim ve büyük bir lider olduğunu söyledi. Darbecilerin katlettiği veya tutukladığı insanların sadece İhvan üyesi olmadıklarını tersine darbenin Mısır'daki tüm Müslümanları yok etme girişimi olduğunu ifade etti. Ancak şükürler olsun ki Mısır'ın Müslümanlarının zorbalığa karşı direnmeye devam ettiğini belirtti. Kaç gündür tüm Türkiye'deki eylemleri takip ettiğini söyleyen Said, Mısır ve Suriye'deki kardeşlerimizin muhacir bizim ise ensar olduğumuzu vurguladı.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Alaattin Gül'ün ardından Zekeriyya Turunç dua okudu. Duanın ardından atılan tekbirlerle eylem sona erdi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
İDAM SEHPASIYLA BİZİ YILDIRAMAZSINIZ!
Mısır’ın ilk meşrû cumhurbaşkanı Muhammed Mursî'nin Temmuz 2013’teki darbeyle devrilmesinin ardından ülkedeki Müslümanlar, sanılanın aksine pes etmemiş ve direnişe geçmişlerdir. Direnişi kırmaya çalışan darbecilerse Kâhire’de, Giza’da, İskenderiyye’de, Asyut’ta, Dekahliye, Kalyubiyye ve ülkenin diğer bölgelerinde, hiçbir surette şiddete başvurmadan kıyâma kalkan üç bini aşkın Müslümanı katletmiş, on iki bine yakın kardeşimizi de yaralamıştır.
Ancak ellerindeki kanı nereye sileceklerini şaşıran bu zalimler kadrosu çareyi mazlumlara kara çalmakta bulmuş, on altı bine yakın Müslümanı terörist diye yaftalayarak zindanlarına doldurmuştur. Ardından meşruiyet kaygısı güden her cunta gibi bir yargı tiyatrosu tertiplemiş ve her biri kendi kuklası olan tek hakimli dokuz yeni mahkeme kurarak cinayet, kamu düzenini bozmak, örgüt üyeliği ve benzeri balon suçlamalarla Müslümanları günah keçisi ilan ederken dünyanın da gözünü yasa ve hukuka ne denli saygılı olduğu yalanıyla boyamaya çalışmıştır.
Sözde yargılamaların biri Minye’deki kurmaca mahkemede sahnelenmiş ve bu mahkemenin kiralık hakimi, iddianame okunmadan ve sanıklara söz hakkı dahi tanımadan, 402’si duruşmaya bile katılmamış toplam 529 insan hakkında idam kararı vererek dünya vicdanını ayağa kaldırmıştır. Öyle ki Mısır ordusuyla Mübarek döneminden beri devam eden maddi ve stratejik işbirliğini korumak için darbeye darbe diyemeyen Birleşik Devletler yönetimi yarım ağızla toplu idam kararından endişelendiğini ifade edebilmiş, darbenin hemen ardından bir takım imalarla Erdoğan’a gözdağı vermeye çalışan CHP’li vekiller, müşterek bir kınama için mecliste önerge yarışına girişmişlerdir!
Mısır cuntası sözcüleriyse kararın henüz kesinleşmediğini, üstelik seçilecek olan cumhurbaşkanın da af yetkisi bulunduğunu söyleyerek aynı zihniyeti paylaştıkları Amerikalı ve Türkiyeli muadillerinin yüreklerine su sermiş; bir yandan da darbe lideri Essisi’ye cumhurbaşkanlığı yolunda göz kırpmışlardır. Bununla amaçlanan da elbette muhtemel bir af kararıyla Firavn kadrosunu affeden/mazur gören bir konuma yükselterek darbeyi meşru bir zemine taşımak; yani ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. Nasılsa devrilenler Müslüman olduktan sonra, ilerici-sekülar uluslarası toplum demokrasi adını verdiği putunu kırıp yemeye dünden razıdır!
Bilinmelidir ki bugün başta Mısırlı kardeşlerimiz olmak üzere, gerek Suriye ve Filistin gibi zulmü bilfiil reddeden müslüman halklar, gerekse onları varıyla yoğuyla destekleyen dünya Müslümanları olarak yardımın, zaferin ve kurtuluşun ancak ve ancak Allah’tan olduğu şuuru içerisindeyiz. Bu bağlamda uluslararası toplumdan yardım dilenmek, ona vekalet vermek, ondan Müslümanlar yerine direnmesini beklemek yanlış ve beyhudedir. Her ne kadar Mısır’da devam eden zulüm, uluslararası toplum için sahiplendiği ve temsil ettiğini ileri sürdüğü değerler bakımından bir samimiyet testi halini almış olsa da Müslümanlar olarak yapmamız gereken bir araya gelerek gür bir sesle “La!” diye haykırabilmektir.
İşte bugün de bu farkındalıkla burada toplanmış bulunuyoruz. Darbenin ardından sokaklarda ve meydanlarda başlayan katliamın duruşma salonlarındaki devamı olarak gördüğümüz toplu infaz kararlarını tanımıyor, Bursalı Müslümanlar olarak Müslümanca direnişin nasıl olacağı hususunda güzel bir örneklik sergileyen Mısırlı kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı ilan ediyoruz.
Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu
Özgür-Der, İHH, Asırder, Buseyder, Gül-Der
HABERE YORUM KAT