Burası neresi?
Bazı şeyleri anlamak güç.. Ama oluyor işte.
Başsavcı millet adına açtığını söylüyor davayı ama milletin %80’i bu kapatma işine karşı..
Başsavcı, cumhuriyeti korumak için diyor, ama yasa hilafetin mana ve mefhum olarak hükümet ve cumhuriyetin içinde mündemiç olduğunu söylüyor.
Hatta hilafetin mana ve mefhum olarak Büyük Millet Meclisi’nin şahsı manevisinde mündemiç olduğunu söyleyen konuşmalar da yapılıyor mecliste.. Baykal’ın bundan haberi var mı? CHP’nin altı okundan biri hilafetle eş anlamda mı yani, ya da CHP’nin adındaki Cumhuriyet, hilafet anlamını da taşıyor mu? Hani hilafet fonundan aktarılan İş Bankası hisselerini yönetiyor da, sormak istedim..
Tamam şimdi buldum, Baykal yeni halifemiz! Daha doğrusu halifenin yerine kaim olan yeni manevi önderimiz! Geçenlerde hani fetva vermeye başlamıştı ya, bu işin sırrını şimdi çözdüm..
3.3.1924 tarihli ve 431 sayılı yasanın 1. maddesi aynen şöyle: “Madde 1- Halife halledilmiştir. Hilafet, hükümet ve cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan, hilafet makamı mülgadır..”
Buradaki hilafet, açın bakın Meclis zabıtlarına “Millet’in üssül esasını teşkil eden din-i mübini İslâma iman eden Müslümanların temsil makamı”dır..
Yargıtay Başsavcısı, Kurtuluş Savaşı’nı adres gösteriyor. Oysa Birinci Meclis’in kapısında kelime-i tevhid asılı idi. Kürsünün arkasında “Ve emrühum şura beynehüm” yazıyordu. Açıp baksın Kurtuluş Savaşı’nın dayandığı temeller neydi, Sivas ve Erzurum kongre kararlarına ve heyet-i temsiliye adına gönderilen mektuplara.. “Halife Hakan Efendimiz” diye başlayan “sadakat arzı” ile biten mektuplara. Kurtuluş Savaşı’nı veren 1. Meclis’in nasıl açıldığına baksın..
Peki bu durumda suç işleyen ki? Devrim yasalarını ihlal eden kim? Başbakan’a verilen yetki, hilafet yetkisidir ya hu?
Neyse, bizde bu işler böyle. İşlerine geldiği gibi. Bakalım Anayasa Mahkemesi üyeleri bu konuda nasıl bir karar verecekler. Akıllarına gelip 431 sayılı yasaya bir göz atma zahmetinde bulunacaklar mı? Yoksa Laikliği korumak için bu yasasnın 1. maddesini iptal edecekler mi? Yok ya hu, devrim yasalarından bu yasa, değiştirilmesi teklif dahi edilemez!?.
Geçelim bunu. Peki şu habere ne dersiniz? Hürriyet’in internet sayfasında Paris Hilton’un İstanbul’a gelişinde yüzüne peçe takmasını “Burası Arabistan değil” manşeti ile protesto etmişti.. İki gün sonra 29.3.08’de Paris Hilton’u bir İngiliz gazetesinin ağzından “Gerçek bir Türk lokumu” başlığı ile 1. sayfadan duyurdu.. “Burası Paris değil” demedi.. Burası Ortadoğu da değil aslında.. Öyle ya, kendinize Londra’dan bakarsanız burası Ortadoğu olur. Doğu neresi derseniz, Avrupa İngiltere’nin doğusundadır da ondan.. Türkiye’den sonrası ya da RCD’den sonrası Uzakdoğu oluyor netekim!
Arabistan diye bir coğrafyayı dışlamasının anlamı çok açık. Burası Kafkasya, Balkanlar, Avrupa da değil.. Ama onun kastı, Arabistan diye, Mekke-Medine, Kudüs, Kerbela’yı Türklükten soyutlamak!
Bunlar bir garip insanlar! Hani aydınlanma diye Fransız devrimine sahip çıkarlar ama, Aysun Kayacı gibi tarih cahillerinin gözünde AK Parti’ye oy verenler dağdaki çoban, ve ayak takımıdır.. Ya hu bunlar Fransız devrimini gerçekleştirenlerin baldırı çıplaklar olduğunu unuturlar. Öyle ya, dağdaki çobanın oyu ile Aysun Kayacı’nın oyu nasıl bir olabilir?.. Aslında Müjde Ar’ın oyu ile Aysun Kayacı’nın oyu da bir olmamalı.. Mesela Alemdaroğlu’nun oyu bin, Müjde Ar’ın 100, Aysun Kayacı’nın 10, çobanların 1 oyu olmalı herhalde.. İki Kürd’ün bir oyu olsun. İmam hatiplilerin katsayısı, 10 İmam hatipliye bir oy.. Başörtülülere ve sakallılara oy hakkı yok! ÇYDD, ADD üyelerine, üyelik geçmişine göre, her yıl için bir artı oy! PO’dan 100 YTL lik petrol alana ayrıca bir oy daha.. Üstelik 100 YTL’lik Koç grubundan alışverişte %20 iskonto,12 ay taksit, Bonus’a 2 ay erteleme.. 100 YTL lik alışveriş yapana, petrolde %20 iskonto..
Başka bir arzunuz!
Duyduk duymadık demeyin, ey ahali, “Ergun Poyraz'ın maaşı JİTEM'den”miş.. Yani o da “iyi çocuklar”dan biri..
“Kim bu Poyraz” derseniz, “Musa'nın Çocukları, Musa'nın Gül'ü” gibi kitaplar yazarak Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ağır hakaretler eden biri.. Gül aynı zamanda Başkomutan değil mi? Peki ast üst ilişkisi ne oluyor? Peki ne olacak şimdi?
Taraf gazetesinin haberine göre Ergenekon’un dördüncü dalga operasyonunda, polisin İşçi Partisi'nde el koyduğu P420281107130821 seri numaralı CD'de, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında ağır ithamlar içeren kitaplarıyla tanınan Ergun Poyraz'la ilgili ilginç bilgiler de çıkmış. CD'de yer alan 'Ergun Poyraz'ın Jitem'den aldığı para' isimli klasör içinde bulunan 5 Word belgesinde, Poyraz'a değişik tarihlerde ve değişik miktarlarda Jandarma İstahbarat Başkanlığı kasasından verilen paranın miktarı ve tarihinin olduğu, alt kısmında teslim eden, hazır bulunan ve onaylayan jandarma görevlilerinin isimlerinin olduğu ve teslim alan bölümünde 'Ergun Poyraz araştırmacı-yazar' yazan makbuzların da Perinçek'e sorulduğu öğrenildi.
Tamam da bu konu ile ilgili ayrı bir soruşturma açılmayacak mı şimdi?
Buyurun bu da bir başka Ergenekon haberi. Hem de en ulusalcısından.. Basında haber “Vatan bahane, emlak şahane” başlığı ile çıktı.. “Yabancılara toprak satışı konusunda "Vatan elden gidiyor" diye yaygara çıkartanların lideri Veli Küçük, yabancılara emlak satışı konusunda komisyoncu” çıkmış.. Küçük ayrıca, tanınmış gazetecilerin listelendiği 'MİT ve Medya-Ajan Gazeteciler' dokümanı da hazırlatmış.
Bütün bunlar, şu Cezayir mahreçli haber gibi ilginç: “Cezayir’de imamlık yapan Davud Lahdaba’nın Yahudi olduğunun ortaya çıkması ülkeyi karıştırdı. Müslüman bir kızla da evlilik yapan Lahdaba, gerçek anlaşılınca yok oldu.”
Aramızda bu gibi kriptolar da olabilir mesela.. Dikkatli olmak lazım..
Mediada bu tipler çok olsa gerek.. Ergenekon bağlantılı az gazeteci yok sanırım..
Hani Doğan Grubu’nu, bazı sağ yayınları anlıyorum da, peki Karamehmetler’e ne oluyor, onu bilmiyorum.. Ne bileyim, gözüne görünen var herhalde.. Bu soruşturma derinleştirilir ve birilerine kadar uzarsa, o zaman çok pişman olurlar ama, şimdiye kadar bunlara yargı işlemedi ya, yine ona güveniyorlar herhalde.
Yargı dedim de, yüksek yargı ve TSK neden bu çeteler konusunda konuşmazlar? Sadece yargıya saygılarından mı acaba?
Bu arada bir yargı haberi de Vakit’ten. Sonunda bu da oldu. Anadolu'da Vakit gazetesi, 28 Şubat 2006 yılında verdiği haberde, haberin yayın tarihinden 5 yıl 8 ay önce, yani 24 Haziran 2000’de ölmüş bir generali hedef gösterdiği iddiasıyla cezalandırıldı. Hukuk istemenin adı hedef göstermek oldu!
Memleketin haline bakar mısınız?
Burası Türkiye! Arabistan değil.. Kimilerince çıplaklığa övgü dizilip, örtünün, iffetin, hicabın aşağılandığı bir ülke!
Yıl, M.S. 2008!
Selam ve dua ile..
Vakit gazetesi
YAZIYA YORUM KAT