HAKSÖZ-HABER

Berkin Elvan’ın cenaze eylemleri sırasında göstericilerin Okmeydanı’nda halka saldırması sırasında hayatını katleden Burak Can Karamanoğlu’nun katilleriyle ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor. Berkin Elvan’ın cenazesini hükümeti devirme stratejisinde bir adım olarak görenler Burak Can’ın katledilmesi karşısında “provokasyon edebiyatı”na sarılmışlardı. DHKP-C ise Burak Can’ın katledilmesiyle ilgili açıklama yaparak eylemi üstlenip, faşistlerin gerekli cevabı aldığını ilan etmişti. Yayınladıkları bildiride;  öldürme eylemini “Cepheliler bu saldırı karşısında kendilerini ve halkı savunmak için silahlanarak karşılık verdi. Çıkan çatışmada sivil faşistlerden biri öldü ikisi de yaralandı." ifadeleriyle açıkça savunmuşlardı.

Burak Can’ın katillerini bulmak için Okmeydanı’nda yapılan operasyonlar sonrasında gözaltına alınanların ifadesi ise çok şaşırtıcı! 11. Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıkarılan şüphelilerden Oğuz Kartal olay günü silahıyla ateş ettiğini kabul etmesine rağmen, hedef gözeterek atış yapmadığını savunuyor. Oğuz Kartal "Olay günü 20.30 sıralarında aracımla Okmeydanı'ndaki evime gittim. Caddelerde ateş yakıldığını gördüm. Arkadaşlarımı görünce yanlarına gittim. Üzerimde Baretta marka tabancam vardı. Kızlar da vardı hava olsun diye havaya 8-9 el ateş ettim. Volkan Gezer de yanımdaydı. Benden silahı istedi, verdim. O da iki el havaya ateş etti. Kimseyi hedef almadık. O esnada herhangi bir olay yoktu. Herkes oturuyordu" ifadelerini kullanıyor.

Yani neymiş, halkı savunmak için silahlanıp sivil faşistlere karşılık verme iddiası balonmuş, bütün mesele kızlara hava atmakmış! Oysa DHKP-C, anlı-şanlı tarihine uygun bir şekilde açıklama yapmış ve devrimci sol, Alevi kamuoyunun teveccühüne mazhar olmak için “faşist” Burak Can’ı cezalandırdığını ilan etmişti.

Hangisi doğru? Burak Can niçin katledildi? Hava atmak için mi, faşist saldırıya karşı halkı savunmak için mi? Adi bir olayın siyasi propaganda malzemesine dönüştürülmesi ile mi, yoksa siyasi eylemin hafif ceza beklentisiyle saptırılması, bir tür kıvırtma tavrı ile mi karşı karşıyayız?