"Bundan sonra bana düşen güzel bir sabırdır.."
Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı kendisinden yardım istenecek olan tek merci Allah'tır. (Yusuf 18)
وَجَٓاؤُ۫ عَلٰى قَم۪يصِه۪ بِدَمٍ كَذِبٍۜ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًاۜ فَصَبْرٌ جَم۪يلٌۜ وَاللّٰهُ الْمُسْتَعَانُ عَلٰى مَا تَصِفُونَ
"Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı kendisinden yardım istenecek olan tek merci Allah'tır. Bundan sonra bana düşen güzel bir sabırdır. "(Yusuf 18)
Ve üzerine yalandan kan (sürülmüş) olan gömleğini getirdiler. "Hayır" dedi. Nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş, bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı (kendisinden) yardım istenecek olan Allah'tır."
Bir başka kan sürülmüş Yusuf’un gömleğini parçalanmamış bir vaziyette getirdiler. Yusuf’u kurt yemişti ama gömleği parçalanmamıştı. Dedi ki Yakub (a.s), bilâkis nefsiniz sizi yanıltıp böyle bir şeye sürüklemiş. Bundan sonra bana düşen iş ise sabrı cemildir, güzel bir sabırdır. Sizin bu uydurduklarınıza karşı Allah benim yardımcımdır. Ben Ona sığınıyor, Ona dayanıyor ve işimi Ona havale ediyorum. O bu konuda en güzelini ortaya koyacaktır. Allah’ın kendisi ve oğlu hakkında belirlediği kadere razı olup teslimiyet ortaya koyarak kendini, ona havale etti. Sabır budur zaten. Allah’ın imtihan sorularına teslimiyet.
"Sabrun Cemilun" ibaresinin kelime anlamı "güzel sabır"dır. Bu şekil sabır, kişiye, tüm felaket ve meşakkatleri sükunetle, kendine hakim biçimde, ağlanıp sızlanmadan yüce ruhlu insanlara yakışır biçimde göğüsleme gücü verir.Resul-i Ekrem efendimizin bir hadislerinde beyanıyla ilk sarsıntıda kişinin sabretmesi sabr-u cemildir. Evin yandı haberi, baban öldü haberi, oğlun öldü haberi kişiye ilk verildiğinde, kişinin sabretmesi sabr-u cemildir. Değilse bir ay geçtikten sonra ona sabret demenin anlamı kalmayacaktır. İşte Allah’ın elçisi Yakub (a.s) bu haber kendisine ilk verildiği anda yıkılmadı, dengesini kaybetmedi güzel bir sabırla sabretti. (BASAİRUL KUR’AN)
Hz. Yakub, gerek izlenimlerinden, gerekse yüreğinin kendisine fısıldadığı sözlerden Hz. Yusuf’u kurtların yemediğini anlamıştı. Resmen oğullarının bir düzmecesiyle karşı karşıyaydı. Oğulları düzmece bir öykü, olmadık bir hikâyeyle yaptıklarını örtbas etmeye çalışıyorlardı. Bu sebeple onların sözlerine karşılık, onlara nefislerinin kötü bir işi güzelmiş gibi gösterip, gözlerini göremez hale getirerek, böylesi bir işi kolayca yaptırabildiğini söylüyor. Ardından da onların başvurdukları aldatmaca ve yalanlar karşısında ancak yüce Allah’dan yardım umarak, kaygılanmaksızın, yakınmaksızın en güzel bir biçimde sabretmek durumunda bulunduğunu belirtiyor. (FİZİLALİL KUR’AN)
HABERE YORUM KAT