“Bu Yasaksever Danıştayla Nereye Kadar!”
Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi; Danıştay’ın ALES sınavlarına başörtülü öğrencilerinin girmesine olanak sağlayan genelgenin yürütmesinin durdurulması üzerine bir açıklama yaptı:
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Özgürlüğe Düşman Bir Danıştayla Nereye Kadar!
Danıştay 8. Dairesi toplumsal çatışmaya, ayrışmaya ve 28 Şubat zorbalığına, sınavlara başörtülü girmeyi yasaklayarak devam dedi.
Kategorisi yüksek yargı..
Tarafsız olmak temel ilkeleri olması gerekiyor!
Siyasal tercihlerini kararlarına yansıtmamaları gerekiyor!
Hukukun üstünlüğü görüşünün temelinde bireysel özgürlüğün yattığını, hukukçunun hukuku bu özgürlükleri korumak ekseninde hareket etmesi, yorumlar yapması gerektiğini de biliyor olmaları gerekiyor!
İnanç özgürlüğünün en temel ve dokunulamaz haklardan olduğunu da biliyor olmaları gerekiyor!
İnanç düşmanlığı yapan hiçbir devletin ve bürokratik zorbalığında ila nihai varlığını sürdüremediğini de biliyor olacak kadar, mektepten kalma az buçuk tarih bilgilerinin de olması gerekiyor!
Ülkemiz özgürlüklerin geliştirilmesi yönünde son yıllarda bir irade koydu. Aldıkları kararın halkın özgürlüklerin geliştirilmesi yönündeki iradelerine karşı alınmış bir karar olduğunu da fark edebilmeleri gerekiyor!
Yargının toplum mühendisliği yapmak gibi bir görevinin de olmadığını biliyor olmaları gerekiyor!
Hepsi bir tarafa!!!
Bu ülkenin Müslüman bir ülke olduğunu biliyor olmaları gerekiyor!
Halkın inançlarını yok saymanın ve yasaklar koymanın bu halk tarafından "düşmanlık" olarak algılanacağını da biliyor olmaları gerekiyor!
"Ben yargıyım, ne istersem onu yaparım, keyfimce kararlar alırım, kimseye de hesap vermem, hesap sorarım" devrinin de artık bittiğini biliyor olmaları gerekiyor!
Ne darbeler, ne işkenceler, ne cinayetler işleyenin yanına kar kalmıyor artık. Kalmadığını da biliyor olmaları gerekiyor!
Evet!
Bunları hepsini biliyorlar!
Bilecek kadar bir zihin donanımına sahipler.
Ve yapıp ettiklerini "bile bile" yapıyorlar!
Akılları ve vicdanları özgürlüğe karşı kör olduğu için yapıyorlar.
En çok korktukları şey "özgürlük" olduğu için bu kararları alıyorlar.
Taraf oldukları ideoloji karanlıktan beslendiği için ülkeyi sürekli karanlıkta tutacak kararlar alıyorlar.
Baskı, şiddet, dayatma ve zorbalık bunların ideolojinde; devletle-millet arasında olmazsa olmaz ilişki türlerinden olduğunu salık verdiği için bu kararları alıyorlar.
İman derecesinde bağlı oldukları ideolojileri onları: "halk kendi başına karar alamaz. İlkel ve gericidir. Onlar adına karar almak siz aydınlanmışların işidir" öğretisini verdiği için bu kararları alıyorlar.
Bu durum yargı reformunun acilen köklü bir şekilde yapılması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Yeni anayasa özgürlükler konusunda art niyetli yargı mensuplarına yorumlarla zulüm üretme imkânı vermeyecek şekilde yazılıp çizilmelidir.
Anayasa ve yargı reformunun gerekli ama yeterli olamayacağına inanıyoruz. Hak sahipleri haklarını gasp eden zorbalardan hesap sormayı ve haklarını almayı bilmelidirler. Hukuk zulüm üretmeye başladığı anda zulme karşı "isyan" yüksek bir ahlakın gereğidir. Tüm ahlak sahibi insanları en temel haklarını, özgürlüklerini üç bürokratın zavallılığına teslim etmemeye çağırıyoruz.
YUSUF TANRIVERDİ
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI
HABERE YORUM KAT