Bu Sorumsuz Kişilerin Aday Olması Bile Talihsizlik
M.İnce’nin -meselâ CB. seçilmesi halinde- neler yapacağına dair vaad ve taahhüdlerini içeren ‘Seçim Beyannamesi’nin kendisi tarafından değil; ‘Seni cumhurbaşkanı yapayım..’ tavrıyla, kendisini ‘Gel buraya Muharrem!’ diye çağıran KK tarafından açıklanması, komikliğin ve ciddiyetsizliğin ötesinde bir durumdu.. Tayyib Erdoğan haklı olarak soruyor: ‘.. Mâdem ki, sen cumhurbaşkanı adayısın, niye kendin açıklamıyorsun Seçim Beyannâmeni? Mâdem, parti başkanın açıklayacaktı, niye kendisi aday olmadı?’
Kazanamıyacağını bildiğinden ve parti liderliğini de yitirmemek için değil mi?
KK, herhalde, ‘Ben şeref ve namusuna çok düşkün biriyim, partili bir CB. olarak tarafsız kalacağıma dair, namusum ve şerefim üzerine yemin edersem, partili bir kişi olarak tarafsızlık sözüm yalan olmaz mı?’ şeklindeki eski iddiasını tekrarlayamayacaktır. Ki, bu sözüyle, M.İnce’nin aynı hassasiyete sahib olmadığını da zımnen söylemiş oluyor. Çünkü, M.İnce, farazâ seçilse, tarafsız bir CB. olacağına dair yemin edecek.. Ama, kendi seçim beyannâmesini açıklamayı bile partisinin liderine bırakıyor ve onun vesâyetinde olacağını daha baştan ilân ediyor.. Halbuki, partisi tarafından aday gösterildiği sırada, ‘Bir CB adayı olarak artık partili değilim..’ diyerek, yakasındaki parti rozetini bile çıkarmıştı. Kaldı ki, geçmişteki hangi CB tarafsız idi? Ayrıca tarafsız olmak durumu, sadece yargıya intikal eden konular için sözkonusu edilebilir.
*
M.İnce’nin kendisini mantıkî tutarlılık içinde konuşmak ve hareket etmek gibi bir mükellefiyet altıında hissetmediği anlaşılıyor. Nitekim, bir taraftan ‘Kanal İstanbul Projesi’ne ve 3. Havaalanı’nın yapımına ve Boğaz’daki köprülere karşı çıkıyor; diğer taraftan da ‘Ben de Boğaz’a 4. Köprü’yü ben yapacağım’ diyor.. Yani, , toplumda ‘avanak avcılığı’na çıkmış popülist birisi.. Hele, kendisine ‘Hacı Muharrem’ denildiğini hatırlaması çok şirin.. Ama, 400 yıl birlikte olduğumuz ve 100 yıl önce, emperyalistlerin çizdiği sınırların ötesinde kaldıkları için, ayrı bir ülkenin vatandaşı durumuna düşmüş olan Suriye’li kardeşlerimizi, ‘yurtlarına, ateşin içine geri gönderilecekleri’ şeklinde, Bn. Akşener’le koro halinde söyledikleri sözleri ise, vicdanları sızlatıyor, Hacı Muharrem’in..
Elbette, yıllarca bayrakdarlığını yaptığı resmî ideoloji ilkelerinden sözetmemesinde samimî olsa, yanlıştan uzaklaşıyor bir de alkışlardık; ama, halkı aldatabileceğini sanıyor.
*
M. İnce bir de, Erdoğan’ın AK parti’yi kurarken, ‘Pensilvania’ya gidip F.G.’den izin aldığı’ iddiasında bulunuyor. Tayyib Bey ise, ‘Eğer bunu isbat etmezse Muharrem İnce namerttir. Ben bu tür şeylerde konuştum mu ağır konuşurum. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Tayyib Erdoğan bir şeyi bir kere söyler. Altında da ezilip büzülmez.’ diyerek, M. İnce’yi iddiasını isbata davet ediyor.
M. İnce, ayrıca, ‘F.G.’nin USA’dan usûlüne uygun şekilde talep edilmediğinden iade edilmediğini’ kendisine Amerikalıların söylediğini iddia ediyor, ama, bu bilgiyi, hangi makamın kendisine hangi sıfatla verdiğini söylemiyor ve ‘CB. seçildiğimde açıklayacağım..’ diyerek topu taca atıyor.
*
NOT: ‘Bizans ve Osmanlı İstanbulu’nun kültür ve sanat tarihi uzmanlarının en büyüklerinden olan Prof. Semavî Eyice hoca 96 yaşında hayata vedâ etmiş bulunuyor.
Harab olmaya yüz tutmuş veya nişanesi kalmamış pek çok câmi, medrese, tekke, şifahane , imaret gibi mekânların kurtarılması ve ihyasında son demlerine kadar çırpınan ve bir gönül adamı olan merhuma Allah’u Tealâ’dan rahmetler niyaz ediyorum.
Star
YAZIYA YORUM KAT