“Bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir.”
“Bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir.”
Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. (Yusuf-102)
Sana anlatılan sözkonusu kıssalar, senin bilemediğin gayba ilişkin haberlerdir. Ancak biz bunları sana vahiy yolu ile bildiriyoruz. Bunların vahiy oluşunun kanıtı, bunların senin için başlangıçta bir gayb, yani bilinmedik bir olay durumunda bulunmasıdır. Nitekim Hz. Yakub’un oğulları biraraya gelip toplandıklarında, anlaştıklarında, kıssada yer yer sözü edilen tuzakları kurduklarında, sen onların yanında değildin. Onlar, kardeşleri Yusuf’un da babaları Hz. Yakub’un da başına çorap örmüşlerdi. Daha sonra diğer kardeşleri de ellerinden alındığında, sadece kendi başlarının çaresine bakarak, yine yapacaklarını yapmışlardı. Zira bu noktada da, kendi başlarının çaresine bakma adı altında, örülen yeni bir çorap sözkonusuydu. Ayrıca gerek kadınlar, gerekse Hz. Yusuf’u hapse tıkan saray erkânı da Hz. Yusuf’un başına çorap örmüşlerdi. Evet, tüm bunlar olup bitmişti, ama sen bunları onların arasında yaşayıp bizzat görmüş değildin ki, bu denli ayrıntısıyla anlatabilesin! Dolayısıyla bu anlatılanlar, ancak ve ancak bir vahiydir! Nitekim bu sure, kıssanın çeşitli aşamalarında İslâm inancının ve dininin kimi meselelerini açıklığa kavuşturmanın yanısıra, sözkonusu gerçeği kesinkes ortaya koymak üzere indirilmiştir.
FİZİLALİL KUR’AN
Bu âyet. Hz.Muhammed (s.a.v.) in Hak Peygamber olduğunu gösteren delillerden birisidir. Zira o gün için kimse tarafından bilinmesi mümkün olmayan Hz.Yusuf ve kardeşlerinin kıssasını bize öz ve anlamlı bir şekilde beyan etmektedir. Bunun gibi, insanlar tarafından bilinmeyen daha birçok olay, Allah teala tarafından Resulullah’a bildirilmiş ve sonunda Resulullah’ın, bir beşer olarak bunları kendiliğinden bilemeyeceği ve ancak Allah tealanın beyanıyla bilebileceği zikredilmiştir.
Nitekim Hz.Meryem’in kıssası anlatıldıktan sonra: "Bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryemin işlerine kim bakacak diye kalemlerini atıp kur´a çekerlerken sen, yanlarında değildin. Bu hususta, çekişirlerken de yanlarında bulunmuyordun. Buyrulmaktadır.
Hz.Musa’nın kıssası anlatıldıktan sonra da: "Ey Muhammed, biz Musa’ya o emri vahyettiğimiz vakit sen batı yönünde değildin, görenlerden de olmadın buyrulmuştur.
Medyen halkının kıssası anlatıldıktan sonra da: "Fakat biz, nice nesiller var ettik te üzerlerinden ömürler geçti. Ey Muhammed, sen, Medyen halkı arasında bulunup ta âyetlerimizi onlara okumuyordun. Fakat Peygamberliği veren biziz, biz." Buyrulmaktadır. Nitekim Hz.Meryem’in kıssası anlatıldıktan sonra: "Bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’in işlerine kim bakacak diye kalemlerini atıp kur´a çekerlerken sen, yanlarında değildin. Bu hususta, çekişirlerken de yanlarında bulunmuyordun. Buyrulmaktadır.
Hz.Musa’nın kıssası anlatıldıktan sonra da: "Ey Muhammed, biz Musaya o emri vahyettiğimiz vakit sen batı yönünde değildin, görenlerden de olmadın buyrulmuştur.
Medyen halkının kıssası anlatıldıktan sonra da: "Fakat biz, nice nesiller var ettik te üzerlerinden ömürler geçti. Ey Muhammed, sen, Medyen halkı arasında bulunup ta âyetlerimizi onlara okumuyordun. Fakat Peygamberliği veren biziz, biz." Buyrulmaktadır.
TABERİ TEFSİRİ
HABERE YORUM KAT