Bu Nasıl Bir Seviyesizlik, Ne Tür Bir Utanmazlıktır!
Berat Albayrak hakkında gündemleştirilen iftiralar Kemalist cenahın AK Parti iktidarını yıpratma adına her türlü ahlaksızlıktan, hukuksuzluktan medet umduğunu göstermiyor mu?
HAKSÖZ HABER
Laik-Kemalist cenahın enteresan bir ahlak anlayışı var. Düşman olarak gördükleri çevrelere, isimlere yönelik her türlü iftirayı mübah, her çeşidinden ahlaksızlığı meşru gören bir zihniyete sahipler. Bu zihniyet mensupları kimi zaman olayları çarpıtarak, çoğu zaman da düpedüz kurgulayarak, uydurarak rahatlıkla yalan rüzgarları estirebiliyorlar. Siyasi gerilim ve tansiyon yükseldikçe seviyesizlikleri, ahlaksızlıkları daha bir belirginleşiyor.
Bu tutumun son örneğini Berat Albayrak’a yönelik gündemleştirilen ‘haberler’ ve bunların veriliş tarzı ve bunlara ilişkin yorumlarda somut olarak gördük. Cumhurbaşkanı’nın damadı ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Özge Ulusoy adlı bir mankenle ilişkisi olduğuna dair ortaya atılan iddialar bu çevrelerin ne kadar derin bir ahlaksızlık çukurunda debelendiğini ortaya koydu.
Tam da İstanbul seçimlerinin arifesinde bir biçimde Binali Yıldırım’la da bağlantı kurularak iğrenç birtakım lakırdılar “iddia edildi” kılıfına sarılmak suretiyle tedavüle sokuldu. Ekşi Sözlük adlı küfürname aracılığıyla piyasaya sürülen bu dedikodular, iftiralar ardından Cumhuriyet ve Birgün gibi malum kimi yayın organlarından ve sanatçı-artist vb. sıfatlarla anılan bir sürü müptezelin sayfasından ortalığa boca edildi.
Berat Albayrak’ın mahkeme yoluyla Ekşi Sözlük adlı küfürnamenin ilgili sayfasına yayın yasağı kararı aldırması üzerine ahlak ve edep yoksunu tutum bu kez yayın yasağını haberleştirme ve/ya tartışma görüntüsü üzerinden kendisini gösterdi ve iftiralar bu sefer de bu yolla köpürtüldü.
Berat Albayrak’ın siyasi kişiliğine, icraatlarına ve söylemlerine eleştiri getirmek, bu noktalarda kendisini yetersiz ya da başarısız görmek normal, sıradan bir siyasi tavırdır. Hiç kimse bu tavrından, yaklaşımından ötürü kınanamaz, suçlanamaz. Ne var ki, Berat Albayrak’ı ya da herhangi bir siyasi kişiliği, siyasi kimliğini ve icraatını bir kenara bırakıp, dedikodularla, iftiralarla yıpratmaya çalışmak, bunun için ailesini lekelemekten dahi çekinmemek, öyle ki reddedilmesi bile insanı utandıracak ithamlarla muhatap kılmak tek kelimeyle adicedir!
İşin doğrusu bu ahlak yoksunlarını iyi tanıyoruz. Ne yapmak istediklerini, neden böyle davrandıklarını biliyoruz. İnsanların zihinlerini, kalplerini kirletmeye yönelik çabalarının basit bir dedikoduculuk zaafı olmayıp, bilakis sistematik bir propaganda taktiğine dayandığının da farkındayız.
Bu tutumun değişik örnekleriyle sıkça karşılaşmaktayız. Nitekim aynı çevrelerin geçtiğimiz günlerde büyük bir zulmün kurbanı olarak ömrünü tamamlayan Muhammed Mursi hakkında gündemleştirdiği iftiralar nasıl kirli bir zihin yapısına sahip olduklarının bariz bir örneği olmuştu. Dolayısıyla bu çevrelerin tutumu bizi pek şaşırtmıyor ama yine de bu kadar ahlaksızlığın Kemalistler için bile fazla sayılması gerektiğini ifade etmek isteriz. Siyaset zemini bu kadar kirletilmemeli, siyasi rekabet ve mücadele bu kadar aşağılık seviyelere indirilmemelidir!
HABERE YORUM KAT