Toplumda linç kültürü giderek yayılmakta. Herkes birbirinden şüphe duymakta ve birbirini en olmayacak şekilde itham edebilmekte. Son dönemde yaygınlaşan itham araçlarından biri de cep telefonuyla röntgencilik yapıldığı iddiası. Her gün cep telefonuyla başkalarının görüntülerini izinsiz çektiği suçlamasıyla birilerinin suçlandığına, dövüldüğüne dair haberler gündem olmakta. Otobüste, yolda, mağazada, alışveriş merkezlerinde bu tür hadiselerin yaşandığına dair sürekli iddialar medyaya taşınıyor.

Bu gündemin bilhassa muhacirler hakkında sürdürülen kirli, zalim ırkçı kampanya ile birleşerek köpürtüldüğü dikkat çekmekte. Yaratılan algıyla tüm muhacirleri sapık ilan eden bu kafanın bilhassa bu algıyı besleyecek malzeme üretmek için bu tür iddiaları köpürttüğünü tahmin etmek zor olmasa gerek.

İşte bugün yine benzeri bir iddia gündemde. Dün (23 Temmuz) saat 17.40 sıralarında Göztepe istikametine ilerleyen 19EK kodlu otobüste bir şahsın görüntü çektiği iddiasıyla ağır biçimde saldırıya uğradığına dair görüntü ve bilgiler bugün dolaşıma sokuldu.

Videoda şahsın ne dediği bile anlaşılmamakla beraber pek çok kişi tarafından sürekli dövüldüğü ve yolcuların bir kısmının da buna destek verdiği izlenebilmekte.

Farklı medya kanallarına yansıdığı kadarıyla dövülen şahsın Mısırlı olduğu ve otobüste bir yakınıyla Arapça konuştuktan hemen sonra bu saldırıya uğradığını söylediği bilgisi var.

Söz konusu hadisenin mahiyeti henüz tam olarak belli değil. Suçlanan şahsın cep telefonundan birilerinin görüntülerini çektiğine dair iddiaların doğru olup olmadığı da bilinmiyor ama birilerinin bu iddiayı kendileri için yeterli gördükleri ve şahsı cezalandırmaya hak sahibi olduklarını düşündükleri anlaşılıyor.

Bu tutum tam bir felaket habercisidir. Herkes elinde cep telefonu taşıyor ve herkes hoşlanmadığı birine çok rahatlıkla bu tür bir suçlama yöneltebilir. Böylesi bir durumda oluşan linç atmosferi ise hiç kimseye kendisini savunma fırsatı vermez. Bu yüzden bu gidişata birilerinin acilen ‘dur’ demesi gerekiyor.

Öte yandan bahsi geçen hadise eğer şahsın dediği gibi geliştiyse bu ırkçı düşmanlığın ülkeyi ne kadar korkunç bir ortama sürüklediğini gösteren somut bir olay olarak da üzerinde çokça durulmayı hak ediyor.

Her durumda emniyet ve savcılığın devreye girmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Bahsi geçen hadisede eğer iddialar doğruysa yabancı kökenli kişi hakkında gereken işlem yapılmalıdır. Ama her durumda şahsı sadece bir iddiaya dayanarak suçlu ilan edip acımasızca cezalandırmaya kalkan kişiler hakkında da acilen adli soruşturma başlatılmalıdır. Şahıs iddia edilen eylemi gerçekleştirmişse bu şekilde müdahale hakları olmadığından dolayı, yok eğer iddia asılsızsa ırkçı saldırganlık, iftira ve provokasyon suçundan ötürü saldırganlar hakkında işlem yapılmalıdır. Savcılık ve emniyet yetkililerini hadiseyi takip etmeye davet ediyoruz.