1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Brüksel neden İsrailli bir savaş suçlusuna VIP muamelesi yaptı?
Brüksel neden İsrailli bir savaş suçlusuna VIP muamelesi yaptı?

Brüksel neden İsrailli bir savaş suçlusuna VIP muamelesi yaptı?

Nisan'da AB'nin diplomatik servisi Brüksel'de İsrail yanlısı bir lobi grubu olan Avrupa Liderlik Ağı ile ortaklaşa bir “stratejik diyalog” düzenledi. Etkinliğe, Belçika'ya vardığında polis tarafından gözaltına alınması gereken Amos Yadlin başkanlık etti.

31 Ocak 2025 Cuma 17:52A+A-

David Cronin’in electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.

 

Nadir istisnalar dışında Brüksel basını, ‘Avrupa Birliği'nin Gazze soykırımı sırasında İsrail ve destekçilerini nasıl şımarttığını’ inceleme zahmetine katlanmadı.

Ana akım medyada 2024 yılı boyunca kesinlikle görmediğiniz bir haber, “bir savaş suçlusuna nasıl VIP muamelesi yapıldığıyla” ilgilidir.

Nisan ayında AB'nin diplomatik servisi Brüksel'de İsrail yanlısı bir lobi grubu olan Avrupa Liderlik Ağı ile ortaklaşa bir “stratejik diyalog” düzenledi. Etkinliğe, Belçika'ya vardığında polis tarafından gözaltına alınması gereken Amos Yadlin başkanlık etti.

On yıl önce bir İstanbul mahkemesi, aralarında Yadlin'in de bulunduğu çok sayıda İsrailli hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Mayıs 2010'da Gazze kuşatmasını kırmaya çalışan bir filoya saldıran ordunun istihbarat şefiydi.

O sırada Yadlin resmi askeri kariyerinin sonuna yaklaşıyordu. Önceki on yılın bir bölümünü İsrail'in nasıl “etik” bir şekilde savaş yürütebileceği üzerine kafa yorarak geçirmişti.

Yadlin, bir ahlak filozofu olarak kabul görmedi. Bunu yapması, kendisinin de katıldığı saldırganlık eylemlerini kınamasını gerektirirdi.

Örneğin 1982'de Lübnan'ın işgali sırasında bir savaş uçağı pilotuydu. Robert Fisk, ‘Pity the Nation’ adlı kitabında bu tür pilotların “binlerce sivilin öldürülmesinden, ailelerin evlerinin duvarları, zeminleri ve mobilyaları arasında şiddetle parçalanmasından sorumlu olduklarını, cesetlerinin çoğu zaman enkazdan düzleşmiş olarak çıktığını” gözlemlemiştir.

Güçlü ve acı verici

2006'da Yadlin - o zamanlar askeri istihbaratın başındaydı - Lübnan'a yönelik bir başka büyük saldırıyı yöneten generaller arasındaydı. Benzer bir rolü 2008 sonu ve 2009 başında Gazze'ye yönelik bir dizi büyük çaplı saldırının ilki olan Dökme Kurşun Operasyonu'nda da oynadı.

Kendisinin ve diğerlerinin o dönemde yarattığı büyük yıkım onun bakış açısına göre yetersizdi. Tel Aviv'de yayınlanan Maariv gazetesine 2018 yılında verdiği bir mülakatta, teorik olarak Hamas'ın çöküşüne neden olmayı amaçlayan “güçlü ve acı verici eylemler” çağrısında bulundu.

WikiLeaks tarafından yayınlanan 2007 tarihli bir mesaj, Yadlin'in Hamas hakkında ‘özel hayatında kamuoyu önünde söylediklerinden farklı şeyler söylediğini’ gösteriyor.

Söz konusu mesaja göre Yadlin, ABD'li bir elçiye Hamas'ın Gazze'nin yönetimini devralmasından İsrail'in “mutlu” olacağını söylemiş. Böylece İsrail Gazze'ye “düşman bir devlet” olarak muamele edebilecekti.

Daha sonra 2007'de, İsrail gerçekten de Gazze'yi “düşman bölge” olarak tanımladı. Bu tanımlama, Gazze Şeridi'nde yaşayanlara karşı toplu cezalandırmayı başlattı ve şu anki soykırımla doruğa ulaştı.

Ordudan emekli olduktan sonra Yadlin “ulusal güvenlik” analisti ve danışmanı olarak çalışmaya devam etti.

Filistinlilere büyük acı ve ıstırap getiren saldırıları savunmaya devam etti. Geçen yıl mart ayında Gazze'nin sivil altyapısının bombalanmasını “Hamas'ın komuta merkezlerini her zaman hastanelerin, BM karakollarının, okulların, kampların vs. altına yerleştirdiğini artık biliyoruz” diyerek haklı göstermeye çalıştı.

Avrupa Birliği'nin diplomatik servisinin geçen yıl Yadlin'in de katıldığı “stratejik diyaloğun” düzenlenmesine nasıl yardımcı olduğunu anlatmaması şaşırtıcı değil.

Etkinliğin diğer ev sahipleri olan Avrupa Liderlik Ağı (Elnet), birkaç hafta önce AB'nin o zamanki dış politika şefi Josep Borrell'in yaptığı yorumlardan rahatsız olmuştu. Elnet, Borrell'in İsrail'in açlığa neden olduğu yönündeki suçlamasını “yanlış, temelsiz ve iftira” olarak nitelendirmişti.

Elnet'le birlikte etkinliği düzenleyen AB diplomatları aslında Borrell'in talimatı altında çalışıyorlardı. Diplomatlar, patronlarını kendisine yönelik hakaretlere karşı savunmak yerine, bu hakaretleri savuran kuruluşla işbirliği yapıyorlardı.

Bir ipucu da Elnet'in etkinlik özetinde gelecekteki AB-İsrail ilişkilerine yönelik tavsiyelerin nasıl yer aldığında bulunabilir. Tavsiyelerden biri şöyledir: “İsrail'in, Avrupa'nın çok katmanlı bir hava savunma sistemi geliştirmesine yardımcı olarak Almanya'ya Arrow 3 füzeleri tedarikini geliştirmesi için bir alan vardır.”

Bu tavsiyenin yapılmasından bu yana Ursula von der Leyen, zımnen İsrail'in Demir Kubbe'sini model alan böyle bir sistemin geliştirilmesini Avrupa Komisyonu başkanı olarak ikinci döneminin önceliği olarak belirledi.

Tüm bunlar, lobicilerin ve diplomatların Avrupa'nın silahlanmaya daha fazla para harcamasını sağlamak için İsrail'in bundan nasıl faydalanabileceği konusunda dostça sohbet ettiklerini gösteriyor.

Bu tür sohbetler, koşullar ne olursa olsun rahatsız edicidir. İsrail'in bir imha savaşı yürüttüğü bir dönemde gerçekleşiyor olmaları onları gerçekten lanetliyor.

 

David Cronin, The Electronic Intifada'nın yardımcı editörüdür.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum