Böyle Dost Düşman Başına!
AK Parti Milletvekili Metin Külünk Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’a Gazilik rütbesi verilmesi için TBMM’ye yasa teklifinde bulunacağını açıkladı. Konuyla ilgili görüşü sorulan Grup Başkanvekili Bülent Turan henüz yasa teklifini görmediklerini ifade etti. Demek ki Metin Külünk’ün bu şahsi çıkışından kendi milletvekili arkadaşlarının bile haberi yok.
Konu CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a sorulduğunda ise "Bu, siyasi yalakalığın yeni ve son örneğidir” dedi. Ayrıca Afrin Harekâtı bağlamında tartışmalara değinerekten “Erdoğan'ın kahramanlığı' üzerine övgüler dizilecek bir senaryoya çevirmesine müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini de kullandı.
CHP’nin tutarsızlığını mı yoksa AK Partili Metin Külünk’ün teklifinin basiretsizliğini mi eleştirelim?
CHP, Erdoğan’a yönelik Gazilik unvanı verilmesine yönelik teklife siyasi yalakalık olarak karşı çıkıyor. Bu türden tartışmalarda nedense kendi tarihine bakmayı ise hep ıskalıyor. Yine Erdoğan’a övgüler düzülerek senaryolar çevrilmesinden bahsediyor. Bu tartışmayı olduğu gibi alıp 1920’lere götürsek nasıl olur acaba? Erdoğan yerine Atatürk’ü; Külünk yerine o zaman teklifi Meclise sunan İsmet İnönü’yü; 15 Temmuz ve Afrin yerine Sakarya Meydan Savaşını koysak... Sonuçta ortaya çıkan tablo herhalde CHP’nin çok da hayırla anacağı bir durum olmayacaktır.
Öncelikle Erdoğan’ı savunmak, desteklemek bağlamında gelinen noktanın ne kadar sıkıntılı, tutarsız ve gereksiz olduğunu ifade etmek gerekir. Bu yapılanlar “insanın böyle dostları olunca düşmana ne gerek var?” dedirten ibretlik vakalar olarak görülebilir. Bundan önce de yine Erdoğan’a methiyeler düzmek için neler yapıldığına çokça şahit olduk. Sırf sözle kalsa hadi bir nebze diye düşünürken, işi heykelini bile dikmeye kadar götürenleri dahi gördük. Burada sevindiğimiz tek şey ise bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tür yalakalıklara, insanı aşırı yücelten patavatsızlıklara, yer yer ona yüklenen teolojik güç ve niteliklere karşı takındığı Müslümancı tavırdır.
Ama nedense ‘sevenleri’nin Erdoğan’ı Atatürkleştirme çabaları bir türlü sona ermiyor. Oysa ülke olarak ne çekmişsek bu “Tek Adam, Milli Şef, Tek Parti” anlayışından çekmedik mi? Resmi ideoloji ile hesaplaşma, sorgulama gayreti yerine AK Partililer eliyle yeniden ikame etme gayretleri politik körlüğün dışında kendi varoluş sebebine de bir aykırılık değil midir?
Gazilik tartışması bağlamında Kazım Karabekir ve Rıza Nur’un hatıralarında Sakarya Savaşı sonrası M.Kemal’a verilecek unvan ile ilgili resmi ideolojinin söyledikleriyle tezat, farklı birçok veri de varken tutup FETÖ ile mücadele, 15 Temmuz ve Afrin Harekâtı bağlamında Erdoğan’a Atatürk’e benzer bir Gazilik unvanı verilmesi çabası ne kadar doğrudur?
Acaba bunun arkasından yine benzer şekilde Erdoğan için Ebedi Reis, Ulu Reis gibi unvanlar da gelecek mi? 15 Temmuz’da darbeyi engellemek için sokaklara çıkan hatta birçoğu Erdoğan’dan önce sokaklarda, meydanlarda tanklara, silahlara karşı mücadele veren halkın çabaları bir kenara bırakılarak “ülkeyi Erdoğan kurtardı”, “o olmasaydı şu an sizler ABD mandası altında olacaktınız”, “o olmasaydı nasıl namaz kılacaktınız” gibi çokça aşina olduğumuz söylemleri de duyacak mıyız?
15 Temmuzda ya da Afrin’de kolektif bir mücadeleyle insanlar fedakarlıkta bulunurken övgü ve taltiflerin bir kişiye has kılınması doğru mudur? Bu mantıkla güya Erdoğan savunulmuş, desteklenmiş, yalnız bırakılmamış oluyor, öyle mi? Bu Erdoğan’a yapılmış en büyük düşmanlık değil de nedir? Halbuki gayet açıktır ki, Erdoğan’ın tekliği üzerinden yapılan tüm söylem, eylem ve pratikler onun “otoriterliği”, “diktatörlüğü” gibi tezleri beslemenin dışında hiçbir işe yaramamaktadır.
Metin Külünk’ün Erdoğan’a gazilik verilmesi önerisine karşı en büyük tepkinin bizzat yine Erdoğan tarafından geleceğini ummaktayım! Ama yine de geçmiş örneklerde olduğu gibi, bizzat şahsına yönelik en basit ifade ile abartılı iltifatların arkasının kesilmeyeceğinden de eminim. Erdoğan iyi ki yaşıyor! Allah ona uzun ömür versin ve sahte ve gereksiz dostlardan korusun!
YAZIYA YORUM KAT