Binlerce mütedeyyin insanın mağdur olduğu 28 Şubat dönemiyle ilgili davanın adeta içinin boşaltılmaya çalışıldığı, tutuklu sanığın kalmadığı davanın akıbeti hakkında kamuoyunun derin endişe duyduğu bir dönemde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun 'Darbe faaliyetlerinin içinde olan kişi sayısı 5'i 10'u geçmez' açıklaması 'Böyle Bakan varken 28 Şubat'ı kim yargılar?' dedirtti.

Eroğlu, “Ben Başbuğ hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu düşünüyorum. Darbe faaliyetlerinin içinde olan kişi sayısı 5-10’u geçmez. Ama 100 kişilik bir heyeti sorumlu tutmak kabul edilir değil” dedi. 

Eroğlu, bir grup basın mensubuyla sohbetinde şunları söyledi:

CEZAEVİNDEN MEKTUPLAR

“Ben 19 ay askerlik yapmış ve bundan da şeref duymuş biriyim. Benim genel müdürlüğüm döneminden beri tanıdığım paşa ve generaller var. İstanbul kışlalarının su sorununu ben çözmüştüm. Hepsinden de teşekkür aldım. Şimdi onlardan cezaevinde olanlar var. Yakından tanıdığım isimler. Bazıları bana cezaevinden mektup gönderdi. ‘Suçun işlediği söylediği tarihte orada bile değildim. Bunu ispat ettim’ diyor. Bu nasıl bir şey? Bu mektupları dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e vermiştim. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tutuklandığında ilk açıklamayı yapanlardanım. O zaman da çok üzülmüştüm. Kendisiyle 23 Nisan törenlerinde bir araya gelmiştik. Eski Meclis binasındaki törende bana ‘Başbakan ile Genelkurmay Başkanı uyumlu çalışırsa, bu ülke kazanır. Biz o uyumu yakaladık’ demişti. Ben hakkındaki iddiaların o zaman da asılsız olduğunu düşünüyordum. Hele şimdi yapılanları gördükten sonra daha çok düşünüyorum. Yeniden yargılama konusunda ben de Başbakan gibi düşünüyorum. Eğer sahte belge üretildiyse, yeni deliller ve yeni tanıklar ortaya çıktıysa (Hilmi Özkök’ü kastediyor) ortaya çıkan yeni durum nedeniyle yeniden yargılama yapılabilmeli. Bunun yasal alt yapısı konusunda da arkadaşlarımız çalışıyor. Formül üretiyorlar. 

GÜNAHSIZ YERE YATANLAR VAR

Ben günahsız yere birçok insanın cezaevinde tutulduğunu düşünüyorum. Askeriyede ast-üst ilişkisi son derece nettir. Biri bir plan ve seminer düzenlediğinde, listede ismi olanların ‘Ben gelmiyorum’ deme şansı da yoktur. Dolayısıyla ‘Üstünün çağırdığı toplantıya katıldı’ diye bir insanı suçlu ilan etmek, darbe planlarının içinde göstermek son derece yanlıştır. Bunu planlayan veya darbe faaliyetlerinin içinde olan kişi sayısı 5-10’u geçmez. Ama 100 kişilik bir heyeti sorumlu tutmak kabul edilir değil.” 

(STAR)