Bosna’yı geren Dodik’i Rusya mı kışkırtıyor?
Ayhan Demir, son çıkışıyla Bosna’da gerilimi tırmandıran Sırp lider Milorad Dodik’in çıkışlarını değerlendirdiği yazısında “Rusya, Bosna’da gelecekte gerçekleştirmeyi planladığı operasyonların zeminini oluşturmak için, Milorad Dodik’i kullanıyor.” diyor.
Ayhan Demir’in Yeni Akit’te yer verilen konuyla alakalı yazısı (15 Aralık 2021) şöyle:
BOSNA’DA RUS RULETİ
Eski Bosna Hersek Yüksek Temsilci Valentin İnzko’nun, giderayak, Srebrenitsa soykırımını inkâr edenlere hapis cezası öngören yasayı yürürlüğe koyması, Bosnalı Sırplar lider Milorad Dodik için bulunmaz bir fırsat oldu.
İnzko’nun, doğru ama zamansız hamlesinin ardından: Bosnalı Sırplar, yasama ve yürütmeyi kilitleyen, karar mekanizmalarını çalışmaz hale getiren, bir boykot başlattılar.
Batılı ülke ve kurumların buna cevabı, boykot yanlısı kişilere yönelik, çeşitli yaptırımlar ve kara listeler ile oldu. Ancak bu yaklaşım, Dodik’in söylemlerini daha da sertleştirdi.
Bilirsiniz, mutlaka duymuşsunuzdur; “Kurt dumanlı havayı sever” derler. Bosnalı Hırvatlar da bu karışıklığı fırsata çevirip, son dönemde alttan alta seslendirmeye başladıkları, üçüncü entite taleplerini daha gür bir şekilde dile getirmeye başladılar. İstekleri karşılanmazsa gelecek yıl yapılması planlanan genel seçimlere katılmayacaklarını dile getirerek de aba altından sopa göstermeyi ihmal etmiyorlar.
Bosna siyaseti toza dumana karışmışken, eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’den, meseleyi daha da içinden çıkılmaz bir hale getiren bir hamle geldi. Merkel, Rusya ve Çin’in desteklemeyeceğini bile bile, Bosna Hersek Yüksek Temsilciliği’ne Chrsitian Schmidt’i gönderdi. Ardından, Schmidt ve Yüksek Temsilcilik Ofisi-OHR’ye yönelik, Bosnalı Sırpların yanı sıra Rusya ve Çin’den tepkiler yükselmeye başladı.
Amerika’daki başkanlık seçimlerinde, Sırplar Trump’ı, Boşnaklar ve Arnavutlar Biden’ı destekliyorlardı. Bu sebeple, Biden’ın seçimi kazanması, Boşnakları ve Arnavutları mutlu etti, umutlandırdı. Ancak Biden yönetiminden bekledikleri bu desteği alamadılar. Bosna’daki siyasi krizde de aynı hayal kırıklığı yaşanıyor.
Gelinen noktada: ABD yönetimi tarafından atanan temsilcilerin Bosna’da neler yapabileceği, daha doğrusu, neyi ne kadar yapmak isteyeceği, büyük bir soru işareti oluşturuyor.
ABD Batı Balkanlar Özel Temsilcisi Matthew Palmer’in eşi Danica Damjanovi’nin aslen Karadağlı ve Belgrad doğumlu bir Sırp oluşu, soru işaretlerinin sayısını daha da artırdı.
Palmer ve ABD’nin, Bosna Hersek’te üçüncü bir entite kurulmasına yönelik girişim ve teklifleri ile açıktan Sırp yanlısı bir siyaset izleyen Rusya’nın aksine, pasif bir siyaset izlemeleri, Boşnak cephesindeki tüm umutları söndürdü.
Batılı güçler ve NATO, her şeye rağmen, Rusya karşısında hâlâ nitelikli bir üstünlüğe sahipler. Ancak Bosna ve Balkanlar’ın geleceğine dair pek çok sorunun cevabını, ABD ve Rusya arasındaki çekişme ve pazarlıkların neticesi verecektir.
Şurası çok net: Rusya, Bosna’da gelecekte gerçekleştirmeyi planladığı operasyonların zeminini oluşturmak için, Milorad Dodik’i kullanıyor. Mesela, entite sınırları dâhilinde, Sırbistan’dan bağımsız bir istihbarat örgütlenmesini teşvik ediyor.
Bu doğrultuda: Rus istihbarat subayları, Sırp entite bölgesindeki varlığını hatırı sayılır şekilde artırdı. En temel vazifeleri, entitenin Bosna’dan koparılmasına zemin hazırlamak. Diğer vazifeleri ise Bosna Hersek Federasyonu savunma sanayisine ve muhtemel bir çatışma esnasında, hangi silahları kullanabileceklerine dair bilgileri toplamak da var.
Bitmedi.
Rusya, Sırbistan’ın Niş şehrinde faaliyette bulunan, Rus İnsani Yardım Merkezi’ni Sırp entitesine kaydırdı. Bu merkezi, gelecekte burada ihtiyaç duyacağı altyapı işlerine yönelik projelere yoğunlaştırdı.
Rusya, Rus Ortodoks Kilisesi üzerinden, Sırp entitesinin birçok kesiminde, askeri örgütlenmeyi andıran bir altyapıyı da oluşturuyor.
Bütün bu faaliyetler, doğrudan doğruya, Rusya Bosna Büyükelçisi İgor Kalabukhov tarafından sevk ve idare ediliyor.
Rusya’nın son hamlesi: Tüm dikkatler Ukrayna üzerine toplanmışken, Sırp entite meclisinin olağanüstü oturumla toplanmasını sağlayarak; Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri, adli sistem ve vergi idaresi gibi kurumlardan altı ay içerisinde çekilme yetkisi almak oldu.
Hem Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik, hem de Rusya ve Sırbistan, savaş çıkmadan “Sırp Cumhuriyeti Ordusu” kurulamayacağını; AB, ABD’nin BM ve NATO üzerinden duruma müdahale etme olasılığının olduğunu iyi biliyor.
Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkını kullanarak, AB ve ABD’nin durdurabileceğini düşünüyor. Sırbistan ve Rusya’ya mali bağımlılığı bulunan Hırvatların, kendilerini desteleyeceğini hesap ediyor. Avrupa’da yaşanan enerji krizi sebebiyle, bu kıtada yer alan birçok ülkenin de olan bitene göz yumacağı kanaatini taşıyor.
Bunların hepsi, elbette olasılık dâhilindedir. Ancak BM aracılığıyla yürütülecek uluslararası ceza kovuşturmasına ilaveten, NATO üzerinden, bir askeri müdahale de gelebilir.
Malumunuz: Bosna Hersek’te Dayton Anlaşması temelinde inşa edilen anayasa, NATO’ya müdahale seçeneğini veriyor. Elbette, Bosna Hersek Cumhuriyeti Anayasasına geri dönüş yoluyla da Sırp entitesinin hükmünü ortadan kaldırılabilir.
İşte, bu noktada: Rusya, AB, ABD ve NATO’nun girişimleri neticesinde Dodik’in tüm yetkilerinin askıya alınabileceğinin farkındalığıyla, elini çabuk tutuyor.
Hal böyle iken, yapılması gereken bellidir: Milorad Dodik’in en büyük güç ve cesaret kaynağı Bosnalı Boşnakların bölünmüşlüğüdür. Vatansever Bosnalı Boşnak siyasiler, günlük hesapları bir kenara bırakıp, birlik olmalıdır.
Ayrıca, Bosna Hersek Anayasası çok açıktır. Bosna’ya gönülden bağlı yargı mensupları, kararlılıkla harekete geçmeliler. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışan Milorad Dodik ve yol arkadaşları, siyaseten ortadan kaldırılmalı ve cezai işleme tabi tutulmalarını sağlayacak ceza davaları için somut adımlar atılmalıdır.
Böylelikle, Bosna Hersek’te yaşanan, suni siyasi krizin çözümü adına önemli bir adım atılmış olacaktır.
HABERE YORUM KAT