Başbakan Ahmet Davutoğlu, resmi ziyaret için bulunduğu Lahey'de Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile biraraya geldi. Rutte'nin Davutoğlu onuruna verdiği yemeğin ardından iki lider ortak basın toplantısı düzenledi.

Suriye ve yeni göç dalgasının ele alındığı toplantıda Davutoğlu, özetle şunları söyledi:

Türkiye-Suriye sınırı hiçbir zaman kapanmamıştır. Türkiye bütün ağır yüklerine rağmen Suriye sınırını açık tutmuştur. Türkiye-Suriye sınırı ve yüreğimiz, aşımız, evimiz Suriyelilere açıktır. Ama şunu da ifade edeyim, Suriye'deki krizin çözümü için kılını dahi kıpırdatmayan bazı çevrelerin, buna maalesef bazen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de dahildir, Suriye'de bu mülteci akınına yol açan Rus bombardımanına “dur” diyemeyen bazı çevrelerin, Rusya'ya dönüp “yeter artık” diyemeyen bazı çevrelerin Türkiye'ye dönüp 'sınırlarını aç' diye bir tavsiyede bulunmasını da iki yüzlülük olarak görüyorum.

SÖZ HAKKI YOK

2 milyon 600 bin Suriyeliyi ağırlarken kimseye sormadık. Şu anda kapımızda olan 60 bin Suriyeliye de her türlü imkanı sınır ötesinde verirken, bütün aşını, koruma ve barınma imkanlarını sağlarken de kimseye sormuyoruz. Gelmek isteyen Suriyelileri alırız ama birinci önceliğimiz Suriyelilerin, Suriye sınırları içindeki kamplarda barınmasını teminen yeni kamp kuruyoruz. Türkiye-Halep arasındaki insani lojistik koridorda barbar yönetim tarafından kapatıldı. Halep'te Türkiye'ye gelmeye imkan bulamayan çok sayıda Suriyeli açlıkla karşı karşıya kalacak. Sorumluluğunu yerine getirmeyenlerin söz hakkı yoktur.

PAZARLIK YAPMADIK

Türkiye, 3 milyar avro ile mülteci pazarlığı yapacak kadar insani vicdandan uzak bir ülke değildir. Biz kimseyle mültecilerin maliyetinin pazarlığı yapmadık, yapmayız. 3 milyar avro görünüşte yüksek gelebilir ama Suriye krizi bakımından bakıldığında sadece kamplarda kalanlar için 10 milyar euro harcadık. Böyle bir yardımla külliyen mülteci sorununun maliyeti karşılanıyor denilirse yanlış olur. Bu bir yıllık ilk aşamada verilen bir yardım olarak anlaşma sağlanmıştır.

SAMİMİYETİNİ SORGULARIZ

ABD'nin tutumunu netleşmesini bekliyoruz. Eğer birisi PYD ve YPG'nin terör örgütü olmadığını söylüyorsa ya Ortadoğu'daki gerçeklikten ya Irak'tan Sincar üzerinden Suriye'ye sağlanan destekten ya Kandil'de eğitilen Suriyeli, PYD'li teröristlerden habersiz demektir. Eğer birisi 'PKK terör örgütüdür ama YPG terör örgütü değildir' diyorsa eldeki bu istihbaratlara rağmen o zaman biz bir samimiyet sorgulaması yaparız. 

Esed'in kimyasal silahı var

Davutoğlu, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) Genel Direktörü Ahmet Üzümcü ile Lahey'de yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Suriye rejiminin 2013'te sivillere karşı kimyasal silah kullandığını hatırlatarak, “Suriye'de başka kimyasal silah stokları olabileceğine ilişkin bazı bulgular ve istihbarat raporları var. Bu beş yıldır büyük bir insani trajedi yaşayan Suriye halkı için büyük bir tehlikedir” dedi. Davutoğlu, Türkiye'nin, Suriye'deki kimyasal silah stoğuna ilişkin istihbarat raporlarını takip etmeyi sürdüreceğini belirtti.

AA