BM'de ilk kez Nekbe için anma töreni düzenlendi
Siyonist İsrail'in 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği Filistin'de bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak bilinen felaket için ilk kez Birleşmiş Milletlerde anma töreni düzenlendi.
New York'taki BM binasında gerçekleşen üst düzey etkinliğe, birçok üye ülkenin temsilcisi katıldı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, burada yaptığı konuşmada, geçen sene tarihi bir şekilde BM Genel Kurulu'nun Nekbe'nin anılması kararı almasını memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.
Abbas, söz konusu kararın Filistin halkına yapılan tarihi haksızlığı kabul ettiğini belirterek, "Haksızlık 1948'den önce başladı ve orada bitmedi. Hala devam ediyor. Siyonist söylem hala Nekbe'yi reddediyor." diye konuştu.
BM'nin Filistin halkının meşru hakları, kendi kaderini tayin etme hakkı ile bağımsız devlet elde etme hakkı çabalarına destek vermeyi sürdüreceğine inandığını belirten Abbas, "Bu trajedinin insanlık bilincinde bir yara teşkil etmemesi için bu gerekli." vurgusunda bulundu.
Abbas, işgalci güç İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırı ve işgalini sürdürdüğünü, Nekbe'yi reddettiğini ve Filistin halkının ana vatanlarına dönmesini sağlayacak uluslararası kararları inkar etmeye devam ettiğini söyledi.
"Tek bir BM kararı uygulamaya koyulmadı"
1947'den bu yana BM Güvenlik Konseyi ve BM Güvenlik Kurulu tarafından binlerce karar alındığına dikkati çeken Abbas, "Tek bir BM kararı dahi uygulamaya koyulmadı." dedi.
Abbas, "Bu nedenle bugün resmi olarak uluslararası hukuk ve uluslararası kararlar uyarınca ya İsrail'in bu kararlara uymasının sağlanması ya da BM üyeliğinin askıya alınmasını talep ediyoruz. Zira, İsrail ilk etapta da BM üyelik koşullarını yerine getirmiş bir ülke değil." çağrısında bulundu.
Bazı ülkelerin İsrail'in Filistin halkına yönelik süregelen saldırılarına karşı sessiz kaldığını ve İsrail'i sorumlu tutmaktan kaçındığını ifade eden Abbas, bu durumun iki devletli çözüme de zarar verdiğini söyledi.
Abbas, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bu ne zamana kadar sürecek? Örgütünüzün (BM) işleyişini, kararların uygulanmasını kim engelliyor? Neden bu çifte standarda boyu eğiyoruz. Alınan çoğu karar bir sonraki gün uygulamaya girerken, Filistinliler neden 70 yıldır bekliyor? İngiltere ve ABD'nin Nekbe bağlamında doğrudan siyasi ve ahlaki sorumluluğu var. Bu ülkeler, sömürgeci hedefleri için ana vatanımıza başka bir kimliği sokarak halkımızı kurban haline getirdiler. Bu iki ülkenin desteği de olmasaydı, İsrail düşmanlık ve saldırılarını sürdürmezdi."
Balfour Deklarasyonu'yla birlikte "Filistin topraklarını toplumu olmayan topraklar" ilan ettiklerini aktaran Abbas, "Filistin'i İsrail'e bir hediye olarak verdiler. Başka bir ada verselerdi. Kendine ait olmayanı hakketmeyene verdiler. Bu sömürgeci devletlerin Nekbe bağlamında tarihi bir sorumluluğu var. Bu nedenle Filistin halkının acısını sonlandırma ve topraklarına dönmelerine sağlamaları gerekiyor." vurgusunu yaptı.
Abbas, İsrail'in Orta Doğu'daki "tek demokratik ülke" olduğu söyleminin ise en büyük yalan olduğunu belirterek, bu ülkenin, 1948'de Nekbe'yi gerçekleştirdiğini ve halihazırda Filistin halkına karşı şiddet ile işgali sürdürdüğünü ifade etti.
"Dünya sessiz kalıyor"
Filistin Devlet Başkanı Abbas, "Başka bir halkı işgal etmesine rağmen demokrasi olduğunu savunan tek ülke İsrail. Bu neden oluyor? Çünkü dünya sessiz kalıyor. Hem işgal edip hem nasıl demokratik ülke olunur? Bu bir tezattır." değerlendirmesinde bulundu.
Filistin'in İsrail ile barış ve güvenlik içinde, iyi komşuluk ilişkileriyle yan yana yaşamaya hazır olduğunun altını çizen Abbas, barışçıl müzakereleri de desteklediklerini kaydetti.
Abbas, İsrail'in barışı reddeden taraf olduğunu belirterek, "İsrail bağımsızlığının 75. yılını kutladığını söylüyor. Neyi kutluyorlar? İsrail'i kim işgal etti ki bağımsızlık kutluyor?" sorularını yöneltti.
Kendisinin de bir mülteci olduğunu belirten Abbas, uluslararası toplumun İsrail'in Nekbe'yi kabul etmesini sağlaması gerektiğini aktararak, "İsrail öldürme, yerinden etme ve verdiği zarar için sorumluluk almalı. İsrail hükümeti hem özür dilemeli hem de tazminat sağlamalı." dedi.
"Bizi neden korumuyorsunuz?"
İsrail'de yükselen seslerin "giderek daha tehlikeli" bir hal aldığını söyleyen Abbas, bunların Filistin halkını reddetmeye çalıştığını dile getirerek, şöyle dedi:
"Uluslararası toplumun sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyor. Saldırıyı sonlandırmalı ve Filistin halkına koruma sağlamalı. Her gün saldırıya uğruyoruz. Her gün şikayetlerimizi dile getiriyoruz. Her gün sizden koruma için yardım istiyoruz. Lütfen bizi koruyun. Bizi neden korumuyorsunuz? Biz insan değil miyiz? Hayvanları bile koruyorsunuz, bizi neden korumuyorsunuz?"
Abbas, Filistin'in BM'de gözlemci statüsünün kaldırılarak tam üye yapılması gerektiğini kaydederek, "Bizi neden tam üye yapmıyorsunuz? Tüm koşulları karşılıyoruz. Utanmalısınız. Kararları uygulamanızı istiyoruz. Bir tane bile olsa seçin ve uygulamaya koyun. Kabul ediyoruz." diye konuştu.
Filistin'in her türlü sınamaya rağmen birliğini muhafaza edeceğini ve işgalin son bulacağını vurgulayan Abbas, 1948 olaylarının tekrar yaşanmasına asla izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
Abbas'ın konuşması, bazı katılımcıların ayağa kalkarak, "Filistin'in özgürleştir, işgale son ver" sloganlarıyla ve alkışlarla sona erdi.
"BM'nin tutumu çok net"
BM Siyasi ve Barış İnşası İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary Dicarlo ise "derin bir endişeyle" gelişmeleri izlediğini belirterek, BM kararları ve uluslararası hukuk uyarınca iki devletli çözüm için siyasi sürecin tekrar başlaması için ümidin azaldığını söyledi.
Batı Şeria'da yerleşim birimlerinin hızlı bir şekilde artışı ve yerleşimcilerin şiddeti ile zorunlu tahliyeler ve yıkımların Filistin devletini tehlikeye attığına işaret eden Dicarlo, "Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme ve bağımsızlık hakkı var. BM'nin tutumu çok net. Uluslararası hukuk ve BM kararları uyarınca işgal sona ermeli ve İsrailliler ve Filistinlilere kalıcı barış getirecek iki devletli çözüm sağlanmalı." değerlendirmesinde bulundu.
BM'nin Filistin'deki işgale karşı ilk kez düzenlediği "Nekbe" anması İsrail'i rahatsız etti
İsrail'in 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak bilinen felaket için ilk kez Birleşmiş Milletlerde (BM) anma töreni düzenlenmesi İsrail yönetimini rahatsız etti.
İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail, BM'deki etkinliğe karşı İsrail Büyükelçiliğini ve İsrail'in dünya çapındaki misyonlarını harekete geçirdi.
Bu kapsamda Dışişleri Bakanı Eli Cohen, pek çok ülkenin BM’deki etkinliğe katılmaması amacıyla İsrail’in BM’deki ve dünyanın farklı ülkelerindeki büyükelçilerine gerekli diplomatik girişimlerde bulunmaları için talimat verdi.
Bakanlığın açıklamasında, BM’deki Filistin misyonunun özel talebi üzerine gerçekleşen Nekbe etkinliğinin “tarihi çarpıttığı” ileri sürüldü.
Açıklamada Dışişleri Bakanlığının girişiminin ardından birçok ülkenin etkinliğe katılmayı reddetme sözü verdiği iddia edilse de bugün New York'taki BM binasında gerçekleşen üst düzey etkinlik birçok üye ülkenin temsilcisinin katılımıyla gerçekleşmişti.
Nekbe
Filistinliler, İsrail'in 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle 15 Mayıs'ı "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak anıyor.
İsrail güçleri, Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi zorla topraklarından çıkararak sürgün etti, Filistinlilere ait 675 köy ve kasaba yok edildi, binlerce Filistinli öldürüldü.
Nekbe'den dolayı halihazırda Filistinlilerin yüzde 80'i mülteci durumunda dünyanın farklı yerlerinde yaşıyor.
HABERE YORUM KAT