BM Filistin Özel Raportörü Albanese, AA muhabirine, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını sürdürmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, İsrail ordusunun askerlerine sosyal medya paylaşımlarında yüzlerini saklamalarını tavsiye etmesinin, savaş suçlarının zımni kabulü olduğunu kaydetti.

İsrail ordusunun tutumunu "şok edici" olarak nitelendiren Albanese, "İsrail, askerlerine suç işlememelerini tavsiye etmek yerine, 'video paylaşırken yüzünüzü kapatın veya bulanıklaştırın ya da avukat tutmaya çalışın' diyor. Bu öncelikle İsrailli askerler tarafından suçlar işlenebileceğinin bir itirafı. Bu kabul edilemez." dedi.

Albanese, son dönemde bir İsrail askerinin Brezilya'da tutuklanmanın eşiğindeyken Arjantin'e kaçmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, evrensel yargı yetkisinin önemine dikkat çekti.

Suriye'de işlenen suçlarla ilgili Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de İsrailli askerlere karşı açılmak istenen benzer davaların görüldüğünü hatırlatan Albanese, "Evrensel yargı yetkisi, diğer her şeyin başarısız olduğu yerde adaleti sağlamak için güçlü bir araç. Cezalandırıcı adalet hala gerekli çünkü güç ve kuvvet kullananlara, hukukun uygulanmasından muaf olmadıkları sinyalini veriyor." ifadelerini kullandı.

"'Büyük İsrail Projesi' tüm bölge için tehlike arz ediyor"

Albanese, İsrail'in saldırı yasağı, toprakların zorla ilhakı yasağı, ırk ayrımcılığı ve apartheid rejimi dayatma yasağı, işkence yasağı ve soykırım yasağı gibi uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini vurguladı.

"Büyük İsrail" projesinin çok tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Albanese, şöyle devam etti:

"Arap devletleri ve bölgedeki diğer devletler, çok endişeli olmalı çünkü İsrailli liderler ve İsrail toplumunun diğer kesimleri, genişleyen bir 'Büyük İsrail'den bahsediyorlar. Şimdi açıkça Güney Lübnan'ın ve Suriye'nin bir kısmının kendilerine ait olduğunu söylüyorlar, Ürdün'e göz dikiyorlar. Bu kibir nerede duracak? Uluslararası toplum bir çizgi çizdiğinde ve 'artık yeter' dediğinde duracak. "1947-1949'da Yahudi olmayan Filistinliler, Hristiyan ve Müslüman Filistinliler için Filistin var olmaktan çıktı, toprakları ve evleri ellerinden alındı, çoğu mülteci oldu. Filistinlilere yönelik adaletsizliğe rağmen İsrail, BM'nin tanınmış bir üyesidir. Ancak İsrail, uluslararası hukuka uygun davranmalı."

Albanese, İsrail'in uluslararası hukuktaki meşru sınırları zorlayarak hukuk dışına çıktığını kaydederek, "İsrail, uluslararası sistemin sınırlarını test etti ve bu sınırların giderek daha da gevşek olduğunu gördü ve uluslararası toplumun üyeleri buna izin verdi. Cezasızlık, cezasızlığı doğurur ve bu çok bulaşıcı bir hastalıktır." diye konuştu.

Gazze'deki sivil kayıpların artarak devam ettiğini ve uluslararası toplumun bu katliam karşısında kararlı bir tutum sergileyemediğini aktaran Albanese, "Gazze'de yaşananların hiçbir mantığı yok. Sivillerin bombalanmasının, mülteci kamplarının hedef alınmasının hiçbir gerekçesi olamaz." değerlendirmesinde bulundu.

"Ortaya çıkan kanıtlar, görüntüler ve tanıklıklar çok karanlık bir tablo çiziyor." diyen Albanese, sivillerin ağır bombardımanlarla parçalandığını, keskin nişancılar ve insansız hava araçlarıyla hedef alındığını vurguladı.

Batılı liderlerden tepkisizliği

Gazze'deki saldırılar karşısında Batılı liderlerin İsrail yanlısı tutumunu eleştiren Albanese, "Eksik olan şey, özellikle her gün insan haklarından ve evrensel değerlerden bahseden Batılı liderlerdeki empati ve insanlık. Bu liderler, Filistinlileri insan olarak görmüyor. Özellikle Amerikalı ve Alman siyasetçilerden duyduğum açıklamalar, 21. yüzyıla ait değil gibi görünüyor. Bu açıklamalar, İkinci Dünya Savaşı'ndan ve Batılı insanların bilincini derinden etkileyen Holokost'tan sonraki 80 yılda inşa ettiğimiz her şeye aykırı." ifadelerini kullandı.

Albanese, ABD'nin, UCM'ye yönelik tutumunu ve yaptırım uygulamakla tehdit etmesini "tehlikeli ve utanç verici" olarak nitelendirerek, "Bazı entelektüellerin de belirttiği gibi, bu durum ABD siyasi liderliğinin kibrini yansıtıyor. En yakın Batılı müttefikleri de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanını eşit görmüyorlar." dedi.

UCM üyesi devletlerin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini uygulamayacakları beyanlarını eleştiren Albanese, "Polonya, Macaristan ve Fransa gibi ülkeler benzer açıklamalar yaptı. Polonya, Netanyahu'nun Auschwitz'i ziyaret etmesine izin vereceklerini söyledi. Bu utanç verici. Sadece Filistinlilere zarar vermekle kalmıyor. Aynı zamanda İsrailliler etrafında kalıcı bir ayrıcalık duygusu yaratıyorlar ki; bu uzun vadede İsraillilere zarar verecek. Birçoğu bir soykırıma katılıyor ve bir soykırım işleniyor." diye konuştu.

AA muhabirinin öldürülmesi

Albanese, İsrailli keskin nişancı tarafından açılan ateş sonucu görevi sırasında hayatını kaybeden AA'nın Gazze'deki serbest kameramanı gazeteci Said Ebu Nehban'ın öldürülmesine ilişkin, "Filistinli gazeteciler benzeri görülmemiş bir düzeyde hedef alınıyor. Soykırımda, yok edilmesi hedeflenen grubun üyesi olmak kurban olmak için yeterli." değerlendirmesinde bulundu.

Gazetecilere yönelik saldırılarda özellikle "intikamcı bir ruh" olduğunu belirten Albanese, "Filistinli gazetecilere karşı özel bir intikam ruhu olduğunu fark ettim çünkü onlar hikayeyi anlatanlardı." dedi.

Özel raportörlük döneminin, gazeteci Şirin Ebu Akile'nin öldürüldüğünde başladığını hatırlatan Albanese, ateş ederek Akile'yi öldüren kişinin hala tespit edilip yargılamadığını dile getirdi.

Albanese, "Görev başındayken İHA'lar tarafından takip edilip vurulan gazetecilere ilişkin incelediğim bazı vakalar oldu. Ana akım medyada, özellikle çoğu kesimde var olan derin kökleşmiş ırkçılık ve etik görecelilik bir kez daha ortaya çıkıyor. Doktorlar ve hemşireler gibi, Filistinli gazeteciler görülmemiş bir düzeyde hedef alınıyor. Soykırımda, yok edilmesi hedeflenen grubun üyesi olmak kurban olmak için yeterli." ifadelerini kulandı.

İtalyan tarihçi Enzo Traverso'nun, "Gazze Tarihin Önünde" adlı kitabına atıfta bulunan Albanese, "Nazi döneminde olduğu gibi yanlış bir gerçeklik yayılıyor ve gerçekleri ortaya çıkarmaya, devam eden operasyonu kınamaya çalışanlar cezalandırılıyor. Bugün yaşananlar insanlığımızın inanılmaz bir dejenerasyonunun işareti ve bununla yüzleşmeliyiz çünkü bu bizim yeni gerçeğimiz."