1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. KUR'AN

  4. "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım"
"Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım"

"Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım"

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım."

24 Mart 2025 Pazartesi 08:37A+A-

 

وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ نُجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَۜ اَوَلَمْ تَكُونُٓوا اَقْسَمْتُمْ مِنْ قَبْلُ مَا لَكُمْ مِنْ زَوَالٍۙ ﴿٤٤﴾

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler sizler değil miydiniz? (İbrahim/44)

وَسَكَنْتُمْ ف۪ي مَسَاكِنِ الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اَنْفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ الْاَمْثَالَ ﴿٤٥﴾

Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturmuştunuz. Onlara ne yaptığımız size açıklanmıştı ve size örnekler vermiştik. (İbrahim/45)

Onları az önce değindiğimiz azapla karşılaşacakları konusunda uyar. O gün zalimler Allah’a yalvararak şöyle diyecekler:

“Ey Rabbimiz.”Bizimle hesaplaşmayı yakın bir sürenin sonuna ertele de senin çağrına olumlu cevap verip, peygamberlere uyalım.”

Bakın işte hitap yüceler aleminden, doğrudan doğruya onlara yöneliyor. Dünya hayatında kaçırdıkları fırsattan dolayı onları azarlıyor, kınıyor, ne yapmış olduklarını hatırlatıyor.

“Vaktiyle sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize yemin edenler sizler değil miydiniz?”

Şimdi ne görüyorsunuz? Sonunuz geldi mi gelmedi mi? Siz bu sözünüzü söylediğinizde zalimler ve onların kaçınılmaz akıbeti için apaçık bir örnek niteliğinde olan geçmiş milletlerin izleri de gözleriniz önündeydi.

Zalimlerin yurtlarını terkedilmiş vaziyette görmenize ve kendinizin de onların yerinde yaşadığınızı bilmenize rağmen, “Sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize” yemin etmenizdir garipsenen…

FİZİLALİL KUR’AN

Evet kitabımızın pek çok yerinde anlatıldığı gibi bu zalimler pek çok kereler pişman olup müslüman olmayı arzu edecekler, temenni edecekler. Ölürken isteyecekler bunu, kabirde isteyecekler, Mizanın başında isteyecekler, cehennemde isteyecekler. Her bir  ortamda pişmanlık ortaya koyacaklar, ama bu pişmanlıkları, bu temennileri onlara hiçbir fayda vermeyecektir. 

Bunlar tüm imkânlarını, fırsatlarını kötüye kullanıp mahvetmiş kimselerdir. Çünkü Rabbimiz bu dünyada onlara düşünüp gerçeği anlayabilecekleri, Rablerine kulluk yapabilecekleri kadar bir ömür vermişti. Onlara uyarıcılar, kitaplar ve elçiler göndermişti. Ama bunlar tüm bu uyarıcılara kulak tıkayarak zalimce bir tavır takınmışlardı. Kendilerini yaratıcılarına kulluk ortamından çıkararak, Allah’ın hakkını vermeyerek, kendi kendilerine zulmeden, kendilerini ateşe hazırlayan insanlardı.

Kâfirlerin, âhirette azabı bizzat gözleriyle gördüklerinde tekrar dünyaya dönüp iman etmeyi isteyeceklerine dair, diğer bir âyette şöyle buyurulmaktadır:  "Onlar, cehennemde "Ey rabbimiz, bizi çıkar da, dünyada işlediğimiz kötü amelleri bırakıp salih ameller işleyelim." diye bağrışırlar. Onlara şöyle denir: "Size, öğüt alan birinin, Öğüt alabileceği kadar bir ömür vermedik mi Üstelik size uyarıcı da gelmişti O halde tadın azabı. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur. Fatır suresi 31 

BASAİRUL KUR’AN

HABERE YORUM KAT

2 Yorum