1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Biz hepimiz, Stockholm sendromu ile mâlûlüz
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Biz hepimiz, Stockholm sendromu ile mâlûlüz

14 Aralık 2011 Çarşamba 03:22A+A-

Tıbbi müzaheret taleb ediyorum efendim. Biz hepimiz, Stockholm sendromu ile mâlûlüz..

Hâlâ, her sabah çocuklarımız Kemalizme sadakat andı içerler..

Tek Parti döneminin Kemalizminden çekmeyen bir Allah’ın kulu var mı? Zulmedecek ahali kalmadı, herkes tezgahtan, tornadan geçirildi.

Tevhid-i Tedrisad dedikleri, bu torna tezgahının adı idi. Tek tip insan yetiştireceklerdi. Biyonik robotlar, sistematik geri zekalılardan oluşan eğitimli bir toplum. “On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan” derken bunu kasdediyorlar..

Falih Rıfkı Atay diyor ki; “Yeni rejimin otoritesi, İzmir ve Ankara sehpaları üstünde tutundu. Bu kesin tasfiye, her türlü aleyhtarlığın ve gericiliğin bütün cesaretlerini kırdı. Mustafa Kemal’e başladığı inkılabı, tamamlamak fırsatını verdi.” “İrtica ile mücadele, istila ile mücadeleden daha zor ve elzem bir meseleydi” sizin için değil mi?

Kılıçdaroğlu CHP tarihi ile ilgili hiçbir şey bilmiyor mu aceba.. Nasıl bu şekilde konuşuyor onu anlayabilmiş değilim.. Anayasanın başlangıç bölümü, öğrencilere, devlet memurlarına, milletvekillerine içirilen andlar neyin nesi, bakın bakalım..

Dersim ya da Diyarbakır, Maraş ya da Rize.. Aşkele yollarında ölen gayrimüslimler.. Varlık vergisi neyin nesi idi.. Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Türkü, Rumu, Ermenisi, Arabı, zulme uğramayan kim kaldı..

“Beyaz Türkler” denilen küçük bir azınlıktan başka kimse kalmadı..

Bunlar sağcı ya da solcu da değiller, milliyetçi de! “Türk aleminin en büyük düşmanı komünistliktir, her görüldüğü yerde ezilmelidir” diyenler bunlar değil mi idi. Bu sözlerin altına Mustafa Kemal’in imzasını atmadılar mı?

Birileri bizlerin kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine servet ve iktidar ürettiler..

Sıvas da, Başbağlar da aynı eli kanlı çetelerin işi idi.. Sağ kahvehaneleri tarayan silahlardan çıkan kurşunlarla, sol kahvehaneleri tarayan kurşunlar aynı silahtan çıkmıştı..

Mustafa Kemal’in Selanik’teki evini yakanlarla 6-7 Eylül olaylarını tezgahlayanlar aynı kişilerdi.. Ve bunlar devletin içinde yuvalanan bir çeteden başkası değildi..

CHP her zaman bu çevrelerin koruyucu, Truva atı oldu. Bunların sözcülüğünü ve avukatlığını üstlendi ve bugün de Ergenekonun avukatlığını üstleniyor..

Bugünki Anayasa tartışmalarının engellenmeye çalışılmasının sebebi de bu..

Dersimlilerin ya da Samandağlıların CHP’li olmasından ibaret değil bu Stockholm sendromu dedikleri şey.. Bütün bir toplum, bu anayasa ile, bu zihniyetin baskısı altında, dipçik ve süngü ile, darbeler ve çeteler marifeti ile, eğitim ve media ile bu sendromu yaşamaya mecbur bırakılıyor..

Samandağ’daki, Arap asıllı bir Nuseyri, nasıl CHP’li olur? Oluyor işte.. Celladına aşık bir halk icad etmek istediler ve bunda da kısmen başarılı oldular..

Sahi bu parti Kılıçdaroğlu’nu mu ele geçirdi, yoksa Kılıçdaroğlu bu partiyi mi ele geçirdi?
Der-Sim, bir anda Tunç-Eli oluyor.. Demir bir yumruk bölge halkının başına iniyor..

Sonra, al sana celladına aşık bir halk! Sonra Bektaşi dergahında duvarda Atatürk resmi.. Hacı Bektaşı Veli anma törenlerinde baş köşede CHP’nin ağır topları..

Hani tarikatları kapatmıştınız! Hani hacı demek yasaktı.. Bunlar “Türbeleri kapattık” diyorlar ama, Anıtkabir’i türbe yaptılar, farkında değiller.. Sanki, dinde reform planları yapanlar, “Türk’ün yeni Amentüsünü” yazanlar kendileri değil. Sanki Mustafa Kemal’e mevlüd yazan kendileri değil.. Kendi ideolojilerini dinleştirenler kendileri değil sanki. “Türk’ün dini Kemalizmdir” diyen kimdi.. Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddeleri hangi zihniyetin ürünü..

Türkiye CHP ve onun zihniyetinden kurtulmadan ne darbeler dönemi sona erer, ne çetelerin önü alınır.. “Cumhuriyet” Partisi olmaz.. CHP varolmayı haketmiyor. Türkiye’de böyle bir parti varolduğu sürece, hiçbir hakkın geleceği garanti altında olamaz..

Geçen gün Engin Ardıç İş Bankası’nı yazmış. CHP, Hilafet fonundan gönderilen parayı yöneten, laikçi bir partidir.. Hilafet fonundan gönderilen para ile rakı fabrikası, bira fabrikası kurmak isteyen fikrin ürünü bir partidir.. Hilafet fonunun parası ile Riba kuruluşu örgütleyen anlayışın partisidir.. Hilafet fonunu laikçi kadroların istifadesine sunan bir düşüncenin eserdir..

Sahi, Allah aşkına, şu CHP, bir Cumhuriyetin 10. yıl albümü ve 15. yıl albümünü bir yayınlasa da bunların kim olduklarını daha yakından tanısak.. Eğer geçmişlerinden utanmıyorlarsa, hadi yayınlayın.. Hadi açın İstiklal Mahkemesi zabıtlarını o zaman.. Hadi ne duruyorsunuz? Yapamazsınız! Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum