1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. KUR'AN

  4. “Biz bu yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik”
“Biz bu yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik”

“Biz bu yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik”

"Allah adına hayret" dediler. "Siz de bilmişsiniz ki biz bu yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik ve biz hırsız değiliz."

12 Aralık 2024 Perşembe 07:28A+A-

yusuf-71.jpg

Onlara doğru yönelerek "Neyi kaybettiniz?" dediler. (Yusuf-71)

yusuf-72.jpg

Dediler ki: "Hükümdarın su tasını kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim." (Yusuf-72)

yusuf-73.jpg

"Allah adına, hayret" dediler. "Siz de bilmişsiniz ki, biz (bu) yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik ve biz hırsız değiliz." (Yusuf-73)

Hz. Yusuf’un kardeşleri kendilerini hırsızlıkla suçlayan bu duyuruyu işitince irkilirler. Çünkü onlar Hz. İbrahim oğlu Hz. İshak oğlu Hz. Yakub’un oğullarıdırlar. Durum aydınlığa kavuşsun diye geri dönerler. Okuyoruz:

“Yusuf’un kardeşleri görevlilere dönerek `ne kaybettiniz?’ dediler.”

Hayvan yüklerini hazırlayan görevliler ya da aralarından biri yukarıdaki duyuruyu seslendiren muhafızlar bu soruya, şöyle karşılık verdiler:

“Ölçü kabı olarak kullanılan kralın su tasını kaybettik.”

Arkasından duyuruyu seslendiren görevli, kayıp tası kendiliğinden geri getiren kimsenin ödüllendirileceğini açıklıyor. Yaşanan kıtlık şartları gözönüne alınınca sözkonusu ödülün değerli bir teşvik unsuru olduğu da meydana çıkıyor.

“Onu geri getirene ödül olarak bir deve yükü zahire verilecek, buna ben kefilim.”

Fakat Hz. Yusuf’un kardeşleri suçsuz olduklarından emindirler. Çünkü hırsızlık yapmamışlardır. Onlar hırsızlık yapmaya, toplumsal ilişkilerin dayanağı olan güveni sarsan bu kargaşa çıkarıcı çirkin eylemi gerçekleştirmeye gelmemişlerdir. Bu güven duygusunun rahatlığı içinde şöyle yemin ediyorlar:

“Yusuf’un kardeşleri `Allah aşkına, siz de biliyorsunuz ki, biz bu ülkeye kargaşa çıkarmak için gelmedik, biz hırsız değiliz’ dediler.”

Durumumuz, görünüşümüz, soyumuz-sopumuz ortaya koyuyor, size kanıtlıyor ki, biz bu çirkin eylemi yapacak adamlar değiliz. “Biz hırsız değiliz.” Böylesine iğrenç bir suç işlemek bizden asla beklenemez.

FİZİLALİL KUR’AN

Bunlara dönüp dikkat çekici bir ifade tarzıyla ve kibarca "Ne arıyorsunuz?" diyorlar da "Neyiniz çalınmış?" demiyorlar. Böyle demekle kendilerinin hırsızlıkla uzaktan yakından bir ilişkileri olmadığını hakimane bir üslub ile dile getiriyorlar ve karşılarındakileri de edepli olmaya zorluyorlar. Şunu anlatmak istiyorlar: Durun bakalım, telaşla her önünüze çıkanı hırsızlıkla suçlamayın, bu kadar peşin hükümlü olup, sizler hırsızsınız, diye kaba bir şekilde damgalamayın. Bize hırsızlık yakışmadığı gibi, size de böyle konuşmak yakışmaz. Biz hırsız olmadığımız gibi, belki siz den de bir şey çalınmamıştır, çalınmıştır diye itham konusu yaptığınız şeyi belki bir yerde unutmuş da olabilirsiniz. Belki yitirmişsiniz de onu arıyorsunuz.

Gerçekten de bu uyarı ve irşad sebebiyle onlar da sözlerine çekidüzen vermek ihtiyacını duyarak, dediler ki: Melik'in su kabını arıyoruz, ve onu getirene bir deve yükü (zahire) bahşiş var. Yani, bakın bakalım, belki yüklerinizin arasına karışmıştır. Karşılığında tekdir değil, takdir görürsünüz, ve ben buna kefilim, yani o tas benim zimmetimdedir. Anlaşılıyor ki, sözcülüğü o bağıran adam yapıyor. Önceki cümlelerde hep "biz" derken, burada "ben" diyor. Ve o, anlaşılıyor ki, bu takip ve arama ekibinin reisidir. Ve yine anlaşılıyor ki, Yusuf'un ona talimatı böyledir.

Tallahi dediler. Arapçada "ta" kasem için kullanılır. "Vallahi", "billahi" gibi, "tallahi" diyerek de yemin edilir. "Ba" ve "Vav" harfleri gibi yemin için kullanılan "ta" ayrıca bir de hayret ve teaccüp anlamı ifade eder. 

Yani "tevallahi" dediler gerçekten siz de bildiniz, bizi yakından görüp tanıdınız, kim olduğumuzu öğrendiniz, hakkımızda bilgi edindiniz ki, biz bu yerde, (yani, Mısır toprağında) fesatçılık yapmak, (ahlâksızlık etmek) için gelmedik, biz hırsız da değiliz. Yani bizim kim olduğumuz sizce ve hükümetinizce bilinip dururken böyle bizi hırsızlıkla itham edip suçlamanız ne kadar acaip bir şey? Buna şaştık kaldık doğrusu!

ELMALILI TEFSİRİ

HABERE YORUM KAT