Biyolog Zafer hukukçuluğa soyunursa!
YÖK sisteminin ülkeyi getirdiği nokta işte burası. Üniversite rektörlerinin büyük çoğunluğu tıp doktorudur.
Üniversitelerde tıp fakültesi öğretim üyeleri çoğunlukta olduğu için, rektör olarak da tıp doktorları seçilir.
Oysa; rektörlük görevi ile tıp doktorluğunun ne ilgisi var?
Birisi idari bir görev.
Diğeri, sağlık alanında bir meslek.
Yine de, tıp doktoru rektörlere alışmıştık!
Ama biyolog rektörleri bilmiyorduk.
Dün kafasını çıkarıp kendisini gösterdi de, tanımış olduk.
Amasya Üniversitesi Rektörü Biyolog Zafer Eren Bey buyurmuşlar: “Bana hiçbir kanun, üniversitede türbanı serbest bırakmam konusunda bir yetki vermemiştir, YÖK Başkanı’na da vermemiştir.”
Biyoloğu alıp rektör yaparsanız böyle olur işte.. Bir fiilin yasaklığının değil, serbestliğinin kural olduğunu bilmezler.
Çünkü anayasa hukuku okumamışlardır.
Çünkü idare hukuku diye bir hukuk dalından da haberleri yoktur.
Gerçi sadece “idare hukuku”, sadece “anayasa hukuku” değil, hukukun kendisinden de haberi yok Zafer Bey’in, ama..
Kusur onun değil..
Adamı Moleküler Biyoloji Ana Bilim Dalı’ndan alıp, idare hukukunun bir uygulaması olan idari görev konumundaki rektörlüğe getirirseniz, sonuç da böyle olur işte..
Zanneder ki, yasaklar kuraldır, serbestlik istisnadır.
Öyle sandığı için de, “başörtünün yasak olduğunu yazan kanun”u bulup göstereceğine, serbestliğin kendi yetkisinde olmadığını söyler.
Biyolog Zafer Bey, konuşmasının devamında hepten saçmalamış..
Şöyle demiş, Sezer’in son atadığı rektörlerden olan Zafer Bey: “2547 sayılı YÖK Yasası’nın ek 17. maddesi aynen şöyle: ‘Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak koşulu ile üniversitede kılık kıyafet serbesttir.’ Bu serbestliğe bağlı olarak daha sonra yapılan uygulama yüksek yargı organlarına intikal etti ve yüksek yargı organlarında bu değerlendirildi. Yargıtay’ın, kamusal alana ve üniversiteye türbanla girilemeyeceği konusunda verdiği içtihat kararları var.”
Kılık kıyafette yasak olmadığını açıklayan kanunu, kendisi bulup söylemiş Zafer Bey..
Ama sonrasında, biyologluğu tutmuş olmalı ki, kanun ile yargı kararı arasındaki farkı bilemediğinden, “İçtihat kararları var” buyurmuş!
Kanun ne diyor?
“Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak koşulu ile serbesttir”
Biyolog Zafer Bey ne diyor?
“İçtihat kararı var.”
Kanun, “İçtihatlara aykırı olmamak şartı ile” demiyor ki!..
“Kanunlara aykırı olmamak şartı ile” diyor.
“Kanun” kelimesi ile, “içtihat” kelimesini yan yana koyduğunuzda, “a” harfinden başka bir benzerlik de bulamazsınız.
Ama biyolog Zafer Bey, bu iki kelimeyi, nasıl oluyorsa aynı gibi görüyor.
Öyle yorumluyor.
Ve; sanki başörtü yasakmış da, YÖKBaşkanı serbest bırakmak istiyormuş gibi, “Ben de serbest bırakamam, YÖKBaşkanı da” diyor.
Önce siz, başörtüyü yasaklayan kanunu gösterin sayın biyolog.
“Yargı kararı” değil, “kanun!”
“Kanun” gösteremiyorsanız, oturun oturduğunuz yerde..
“Bu bizim mahkememiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarına göre karar veren mahkemelerimiz” türünden laflarla olayı boğuntuya da getirmeyin.
Ben de size çıkar, “Bu bizim YÖK’ümüz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre kurulmuş, anayasal bir organ olan YÖK!.. YÖK’ün verdiği karara uyacaksınız” derim..
Derim de, işin özünü çözüme kavuşturmuş olmam.
Çünkü YÖK dün başka şey diyordu, bugün başka şey.. Mahkeme de, bugün başka şey söyler, yarın başka şey..
İşin özü, “başörtü yasaktır” diyen kim ise, bu yasağı kanun maddesi göstererek ispatlaması.
Bu yasağı uygulamaya kalkanların, ellerine bir “kanun maddesi” alıp, bunu gösterebilmeleri!
Kanun maddesi gösteremiyorlarsa, “Gömlek bulamadık, atlet verelim” türünden hokkabazlığa da kimse soyunmamalı!
Hele hele biyologlar, bilmedikleri konulara hiç girmemeli!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT