1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Biyo-korsanlık: Mutfak tezgahında ölümsüzlük arayışı
Biyo-korsanlık: Mutfak tezgahında ölümsüzlük arayışı

Biyo-korsanlık: Mutfak tezgahında ölümsüzlük arayışı

Kaan Yılancıoğlu, insanların çeşitli deneylerle ölümsüzlük arayışına girdiklerini aktarıyor. Bunun nereye varacağı ise tam bir meçhul...

26 Ekim 2022 Çarşamba 13:00A+A-

Kaan Yılancıoğlu / Fikir Turu

Biyo-korsanlık: Mutfak tezgahında ölümsüzlük arayışı

Kendinizi geç kalmış ve yetersiz mi hissediyorsunuz? Gün 24 değil de 48 saat olsaydı diye içinizden hiç geçirdiniz mi? Tükenmişlik hissiyatı mı yaşıyorsunuz? Öyleyse henüz literatürde genel kabul görmemiş teknoloji çağı hastalığına yakalandınız. Teşhis bu ise, mutlaka tedavisi de olmalı değil mi! İşte bu noktada Bio-hacking distopyasına hoş geldiniz.

Bio-Hacking: Kendin Yap Biyoloji

Bio-hacking bedenin tüm bileşenlerini ve işleyişini yeniden düzenleyerek, istenen şekilde değiştirmeyi ifade eder. Çok kısa zamanda kilo vermek, birkaç haftada, yaza hazır bir vücuda sahip olmak, hormon dengesinin istenildiği gibi ayarlanması, biyolojik ritme müdahale etmek, daha güçlü bir bağışıklık, daha iyi görmek, hatta koşmak, daha iyi hafıza ve zeka; aklınıza gelebilecek, hayallerinizdeki sizi yaratabileceğiniz bir teknolojiden bahsediyorum. Bu teknolojiye DIY (Do It Yourself) – Biology, yani kendin yap biyoloji de denir.

Evde kendi kendinize uygulayabileceğiniz genetik modifikasyonların uzakta olduğunu mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Biyolojik organizmaların çeşitli şekillerde istenen, belirlenen durumlara karşı daha güçlü kılınması için modifiye edilmesi işlemine bio-fortifikasyon denir. Bu biyolojik kuvvetlendirme ile örneğin bitkiler daha tuzlu topraklarda yaşayabilir, ya da biyotik dediğimiz bakteri ve mantar gibi mikroorganizmaların, virüslerin neden oldukları hastalıklara daha dirençli kılınabilirler. Ya da sel, kuraklık, rüzgâr gibi başka olumsuz koşullara karşı güçlendirilebilirler.

Genetiği değiştirilmiş organizmalar her yerde

Zaten günümüzde genetiği değiştirilmiş organizmalar, çığır açan teknolojiler ile hâlihazırda hayatımızın bir parçası. Dünyada tüketilen mısırın, soyanın neredeyse tamamı GDO olarak üretilip satılıyor, daha birçok tarımsal bitki gerekli hukuksal izinlerini alarak piyasaya çıkmayı bekliyor. Çin’de dünyanın ilk genetiği değiştirilmiş bebekleri Nana ve Lulu HIV dirençli olarak dünyaya geldi. Bilimsel ve sektörel gelişmelere binlerce örnek verilebilir.

Transhümanizm ve bio-hackerlar

Şimdi ise tüm bu gelişmeler bilim insanlarının kontrolünden çıktı; üniversite ve araştırma laboratuvarları dışında, biyoloji tutkunu, hobi severlerin mutfak tezgâhlarında yer almaya başladı. Fiziksel ve bilişsel performanslarını artırma umuduyla kendi bedenleri üzerinde deney yapan pek çok insan var.

Kendilerini bio-hacker olarak adlandıran bu kişiler, insan türünü büyütmek ve geliştirmek için teknolojinin kullanılabileceğini ve kullanılması gerektiğini savunan transhümanizmin geleceğine inanıyorlar. Üstelik bu insanların bir kısmı Ph.D sahibi bilim insanları, fakat herhangi bir eğitime sahip olmayan alaylı biyoloji tutkunu bio-hackerlar çoğunlukta. Neden derseniz, kullanılan yöntemlerin ve uygulamaların ciddi tıbbi sonuçları olabilme potansiyeli. Tahmin edersiniz ki, kendinize yabancı genetik materyali, biyolojik ve bazen kimyasal maddeleri enjekte etmek, istenmeyen bazı sonuçlara yol açabilir.

Halihazırda birçok mecrada bio-hacking konsepti daha fazla göze çarpmaya başladı, popüler dijital içerik üreticisi Netflix’te yayınlanan Unnatural Selection gibi diziler daha fazla çekiliyor, magazin ve bilim dergileri bu konseptlerden daha fazla bahseder oldular.

180 yaşına kadar yaşamak isteyen bio-hacker

Biyoloji korsanlığı da denebilecek bio-hacking ile uğraşanlar o kadar büyük bir yelpazede uygulamalar yapıyorlar ki, alan gitgide dallanıp budaklanıyor. Örneğin; Bulletproof isimli takviye üreticisi şirketin kurucusu olan bio-hacker, Dave Asprey, biyoloji korsanlığının “kendi biyolojiniz üzerinde tam kontrole sahip olmanız için çevrenizdeki ve içinizdeki çevreyi değiştirme sanatı ve bilimi” olduğunu söylüyor. Dave eklemlerine enjekte edilmiş kök hücreler, günlük düzinelerce takviye, kızılötesi ışıkta banyo ve çok daha fazla alışılmamış uygulama ile en az 180 yaşına kadar yaşama arayışında.

Biyolojilerinin kontrolünü ele geçirmek isteyen insanlar

Bio-hackerlar genellikle “kontrol” kelimesini çok seviyorlar ve vücutlarının tam kontrolünü ele geçirme amacı ile bu uygulamaları yapıyorlar. Genellikle bedenlerini ve zihinleri “optimize etmek” veya “yükseltmek” gibi temel amaçları var.

Bir başka bio-hacker ise çok tanıdık bir isim, Twitter kurucusu Jack Dorsey, Vipassana meditasyonu ve aralıklı oruç gibi insanların yüzyıllardır yaptığı teknikleri uyguluyor. Dorsey günde iki saat meditasyon yapmaya çalışıyor ve hafta içi sadece bir öğün (akşam yemeği) yiyor; hafta sonları hiç yemek yemiyor; güne buz banyosuyla başlıyor. Bu uygulamaların hepsi bir tür biyo korsanlık. Metabolizma ve fizyoloji mühendisliği denebilecek uygulamalar ile vücudun kontrolünün ele geçirilmesi amaçlanıyor, fakat uygulamaların ne denli sağlıklı oldukları tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Bilmeden bio-korsanlık yapanlardan mısınız?

Kişinin enerjisini, uyanıklığını, kognitif gücünü arttıran, daha kuvvetli zihin ve konsantrasyon kazandıran, yaşlanmayı geciktiren, akıllı ilaç olarak adlandırılan birçok takviye halihazırda insanların büyük bir kısmı tarafından, aslında bunların da bir nevi biyolojik korsanlık olduğu bilinmeden kullanılıyor. Hatta günümüzde gelişen giyilebilir fitbit teknolojileri sayesinde, vücuda ait birçok fizyolojik, hatta biyokimyasal veri takip edilebiliyor. “Bir sisteme ait verileri ne kadar iyi okur ve takip ederseniz, o denli iyi optimize eder ve gerektiğinde manipüle edebilirsiniz” mottosu ile biyo korsanlar bu cihazları epey fazla tercih ediyorlar.

Daha radikal uygulamalar da var; kriyoterapi (kendinizi kasten soğutmak), neurofeedback (beyin dalgalarınızı düzenlemek için kendinizi, beyne düşük yoğunluklu elektrik sinyali veren bazı cihazlar ile eğitmek), yakın kızılötesi saunalar (sözde elektromanyetik iletimlerden kaynaklanan stresten kurtulmanıza yardımcı olduğu iddia ediliyor) …

Aslında amacı vücudu tam kontrol olan, biyolojik korsanlık uygulamalarına, bazı insanlar yüz binlerce dolar harcıyor ve şimdiden bu alanda çok büyük bir pazar oluştu.

Vücutlarına çip yerleştirenler

Bir başka biyo korsan grubu olan “Grinders” yani öğütücüler, bilgisayar çipleri gibi cihazları vücutlarına yerleştirecek kadar ileri gidiyor. İmplantlar, kapıları açmaktan, glikoz seviyelerini deri altından izlemeye kadar her şeyi yapmalarına izin veriyor.

Transhümanist Parti başkanlığına aday olan ABD’li Zoltan Istvan gibi bazı öğütücüler için bir implanta sahip olmak eğlenceli ve kullanışlı. “Teknolojiden zevk almaya ve güvenmeye başladım” diyerek New York Times’a yazan Istvan, “Evimin ön kapısındaki elektrikli kilitte bir çip tarayıcı var ve anahtarları taşımak zorunda kalmadan sörf yapmak ve koşmak güzel.” diyor. 

Etiketler :

HABERE YORUM KAT