1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. KİTAP

  4. “Bitik Erkekler: Teknoloji Erkekliği Nasıl Sabote Etti?” Kitabı Üzerine
“Bitik Erkekler: Teknoloji Erkekliği Nasıl Sabote Etti?” Kitabı Üzerine

“Bitik Erkekler: Teknoloji Erkekliği Nasıl Sabote Etti?” Kitabı Üzerine

Erol Göka, “kadın sorunu”nun çokça gündemde olduğu şu günlerde ünlü psikolog Philip Zimbardo’nun “Bitik Erkekler: Teknoloji Erkekliği Nasıl Sabote Etti?” isimli kitabından hareketle “erkek sorunu”nu değişik bir açıdan değerlendirmiş.

07 Şubat 2019 Perşembe 19:01A+A-

Erol Göka’nın Yeni Şafak’taki köşesinde yayımlanan yazısı (25 Şubat 2018) şöyle:

Bu Erkekler, Bildiğimiz Erkekler mi?

Ünlü psikolog Philip Zimbardo “Bitik Erkekler: Teknoloji Erkekliği Nasıl Sabote Etti?” (Pegasus Yayınları, Temmuz 2017) kitabında Batı'da özellikle genç erkekler için duyulan kaygıların alarm düzeyine geldiğini söylüyor. Eğitimdeki büyük hayal kırıklığını ve iş dünyasında erkekler aleyhine ortaya çıkan gelişmeleri, artık erkeklerin çalışmak da istemediğini kanıt olarak gösteriyor.

Akıllı telefonlar sanıldığı gibi hafızamızı ve aklımızı artırmıyor. “Bir kültür olarak, sürekli dikkat kabiliyetimizi yitiriyoruz. Dış kaynak kullandıkça elimizde kalanlar azalıyor ve karşılığında daha az şey biliyoruz.” Bilgi çağında yaşadığımızı, her türlü bilginin artık bir tuşa basma mesafesinde olduğunu söylüyoruz ama aslında yaşanan bir çeşit bilme yanılsaması. Herhangi bir şeyle ilgili yüzeysel bilgiye sahip olduğu halde, her şeyi bildiğine inanan kitle giderek artıyor. Bu büyük tehlike aslında…

Erkek öğrencilerin okul başarıları giderek düşüyor. Erkekler gerek okulda gerek hayatın diğer alanlarında başarılı olmak için eskiden daha çok rekabet ediyorlardı ve daha çok motivasyona sahiplerdi. Bir iş sahibi olmak, kendi ailesini kurmak, uzun vadeli hedefler belirlemek ve kariyere odaklanmak için çabalıyorlardı, artık bu hallerinden eser yok. “ABD tarihinde ilk defa erkekler babalarından daha az eğitim alıyorlar. Üstelik akademi artık daha çok kadınların uğraşı… Kadınlar, erkekleri her düzeyde alt ediyorlar, ilkokuldan üniversiteye kadar…” ABD’de okullardaki en başarısız öğrencilerin %70’ini erkekler teşkil ediyor. “Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu” tanısı oranları, her yıl %5’lik artış kaydederek ilerliyor. Bu rahatsızlık, erkeklerde 2-3 misli daha fazla. Özel eğitim tedavi programlarına katılan öğrencilerin üçte ikisi erkek. Bu, zekâ probleminden ziyade, çaba göstermemeye ve heves duymamaya bağlı olarak ortaya çıkan bir sorun…

ABD’deki eğitim istatistikleri ve sonuçların tüm dünyada benzer bir durum sergilemeye başlaması, Zimbardo’nun feryat etmesine neden oluyor: “Artık bir uyanma çağrısının vakti geldi. Genç erkeklerin yeterli akademik performans gösteremediklerini her ülkede duyurmalıyız. Eğer yakın zamanlarda düzeltici adımlar atılmazsa erkekler, aileleri, toplumları ve hatta uluslarının kaderi için sonuç felaket olabilir.”

İş hayatında da durum farklı değil. “Protestan iş ahlakı, genç erkeklerin zihinlerinden ne zaman uçup gitti?” diye soran Zimbardo’yu karşılaştığı rakamlar ürkütüyor. “2000-2010 yılları arasında, Amerikan gençleri arasında işgücüne katılım oranı yüzde kırk iki oranında azaldı ve 20 ile 24 yaşları arası işçi sayısı yüzde 17 düştü… ABD’deki 25-34 yaş arası erkek işsizliği, 1970’tekinin iki katından daha fazla. İtalya, Fransa, İspanya, İsveç ve Japonya gibi diğer ülkeler, işsiz genç erkeklerde beş kattan daha fazla artış gördüler. OECD kayıtları, yirmilerinin sonları ve otuzlarının başlarındaki erkeklerde küresel işsizlik oranının 1970’de yüzde 2’yken 2012’de yüzde 9’a çıktığını gösteriyor. Bu çok yüksek artış ve milyonlarca genç erkeğin çalışmıyor olduğu anlamına geliyor.”

Hal böyle olmasına rağmen işin ilginç yanı, genç erkekler bir şeyler yapmak için bir türlü harekete geçmiyorlar. Bununla kalsalar iyi hem çalışmıyor hem her şeyi hak ettiklerini düşünüyorlar. “Bazı erkekler, salt erkek oldukları için kendilerine birçok şeyi hak olarak görüyorlar. Üstelik bu ayrıcalığı kazanmak için hiçbir şey yapmalarına gerek yok. Birçoğu artık anne ve babalarıyla, bir eş veya hayat arkadaşıyla olan ilişkisinde uzun vadeli sığınak arıyor. Şaşırtıcı derece yüksek sayıda erkek, para getirecek işlerde çalışmayı istemiyor gibi görünüyor, hatta yaşam alanlarını düzenli tutacak temel ev işlerine bile yardım etmiyorlar. Bu adamlar etrafta dolanıp ‘kendi şeyleri’ni yapmaktan memnun ancak geleneksel olarak ‘iş’e benzeyen hiçbir şey icra etmiyorlar. Bu adamların bazıları, başkasına bağımlı olmayı bir toplumsal başarısızlık değil, bir başarı olarak” görüyorlar… “Bu adamlar, David Beckham, Michael Phelps ve Mark Zuckerberg gibi her şeye sahip görünen, başarılı, medyatik ünlüler ve kişiliklere özeniyor gibiler ancak gördükleri ve hayran oldukları şey, sadece arzulanan sonuç ve ürünler…”

Velhasıl kelam, genç erkekler artık erkek olmanın anahtarını sorumlulukta arayan, başkalarını, ailesini düşünen ve onlara zarar vermemek için çabalayan, sadakati önemseyen, oyuna değil işe öncelik veren kimseler olmaktan çıkıyorlar. Sadece bunlarla kalsa iyi artan pornografi, oyun ve madde bağımlılığı, obezite oranları da hesaba katıldığında tam bir “erkek sorunu” karşımıza çıkıyor.

Bunları düşünürken ülkemizdeki yüksek genç işsizlik oranları aklıma geliyor. İşsizlikle, sadece istihdamı artırarak baş etmeye çalışan yöneticilerimiz, ilgililer, keşke sorunun çok daha çetrefil olduğunu bilseler diye geçiriyorum içimden.

 

HABERE YORUM KAT

3 Yorum