1. YAZARLAR

  2. AHMET YASİN ELKİ

  3. Birilerinin aklına kadınlar sadece müslümanlar iktidar olunca geliyor
AHMET YASİN ELKİ

AHMET YASİN ELKİ

Yazarın Tüm Yazıları >

Birilerinin aklına kadınlar sadece müslümanlar iktidar olunca geliyor

19 Aralık 2024 Perşembe 16:34A+A-

Suriyeli Müslümanlar 54 yıllık katil Esed rejimini devirip büyük bir zafer kazanınca İslam coğrafyasına ve özelde Türkiye’ye çöreklenmiş İslam düşmanı çevrelerin aklına hemen nedense “Suriye’de kadın hakları ne olacak?” sorusu geldi. Ve ne hikmetse bu İslam düşmanı çevrelerin aklına kadın hakları sadece Müslümanlar iktidar olunca geliyor.

İslam coğrafyasında emperyalistlerin piyonu durumunda olan dikta yönetimlerde kadınlar birçok sorunla karşı karşıya kalıyor. Ama bu dikta yönetimlerin altında yaşayan kadınların karşılaştıkları sorunlar ve hak ihlalleri dünya medyasında kendine yer bulamıyor. Ta ki o ülkede Müslümanların iktidar olunca veya olmaya aday oluncaya kadar…

Mısır’da diktatör Hüsnü Mübarek döneminde Müslüman kadınlar evlerinden alınıyor, ortadan yok ediliyordu. Zindanlara atılıyor, idam ediliyordu. Kadınlar eşlerini ve çocuklarını sırf dikta yönetimi eleştirdiği için kaybediyordu.

Müslüman Kardeşler önderliğinde Mısır’da Mübarek diktası devrilince Şehit Muhammed Mursi dönemiyle kadınlar nefes alma imkanı bulmuş ve yıllar sonra ilk defa özgürlüğün tadına varmışlardı.

Diktatör Mübarek döneminde medyada adı hiç anılmayan Mısırlı kadınların isimleri birden Türkiye’deki Kemalist medya ile Batıdaki seküler medya tarafından manşetleri süslemeye başladı. Sahi Mübarek döneminde mutlu(!) mesut(!) hayat yaşayan kadınlar Şehit Mursi döneminde birden köle mi olmuşlardı. Halbuki Şehit Mursi döneminde kadınlar başta olmak üzere toplumun geneli için neredeyse tek bir hak ihlali dahi meydana gelmemişti. Üstelik Mübarek döneminde baskı altında özgür olmayan medyanın Mursi döneminde son derece özgür olmasına rağmen…

Rabia meydanında insanlara yardım eden gencecik Esma Biltaci, Sisi cuntasının keskin nişancısı tarafından vurulup canlı yayında şehadet şerbetini içerken bu İslam düşmanı zihniyetin gözleri kör olmuştu.

Afganistan 20 yıl boyunca ABD işgalinde kaldı. Kukla yönetimleri baştaydı. Dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi durumuna gelen ülkede kız veya erkek çocuklar kaçırılıp fuhuşa sürükleniyordu. İnsanlar aç ve susuzdu. Tüm işler sadece rüşvet ile yürüyordu. ABD ve işbirlikçi hükümet güçleri sivil halkı hiçbir kurala uymadan bombalıyordu. Ülkedeki zindanlarda binlerce insan mahkemelerde yargılanmadan infaz ediliyordu. Ülkede her ailede en az bir kişi ampute durumdaydı. Kadınlar çocuklarını doyurmak için dilenmek zorunda kalıyordu. Ama aynı medyada hak ihlallerine dönük tek bir haber bile yoktu…

Taliban, büyük bir zafer ile ABD ve işbirlikçilerini ülkeden kovunca, uyuşturucu üretimini bitirince ve refahı halka ulaştırmak için (ambargolara ve tüm imkansızlara rağmen) büyük bir efor harcarken 20 yıl boyunca susan medya birden “Afganistan’da kadınların hakları ne olacak?” manşetleri atmaya başladı. TV'lere yine hayatında bir kez bile İslam toplumlarının içerisine girmemiş ama ne hikmetse o toplumlar hakkında  her şeyi bilen(!) uzmanlar peydah olmuş Afganistan’da kadın haklarını konuşuyorlardı.

Türkiye’de ceberut Kemalist eğitim sisteminde dolayı Müslüman kadınlar başörtüsü taktıkları için okula alınmıyor, işlerinden kovuluyor ve haklarını aradıkları için cezaevlerine atılıyorlardı. Üniversitelerde ikna odaları kuruluyor genç kızlar psikolojik işkenceden geçiriliyorlardı. Genç kızların çoğu direnmeye devam ederken bir kısmı da her türlü zorluğa rağmen okumak için yurt dışına hicret etmek zorunda kalıyordu.

Ama sözde kadın haklarından bahsedenler tüm bunlar yaşanırken bırakın suskun olmayı aksine yasakçı ve ceberut uygulamaların yılmaz savunucusu durumundaydılar.

İşgalci İsrail’in Filistinli kadınlara ne tür iğrençlikler yaptığını görmelerine, her gün katliamları, ölen bebelerinin üstünde ağlayan, bir parça ekmek bir yudum su bulmak için insanüstü gayret eden kadınları ekranlarda seyretmelerine rağmen bu kadın haklarının sözde savunucularının katil İsrail’e yönelik ne eylemini ne söylemini ne de bir eleştirisini duymadık ve görmedik.

Ve şimdi Suriye…. 54 yıldır Esed rejiminin zulümleri altında yaşayan Suriye halkı bir devrim gerçekleştirdi ve zafer kazandı.

Suriye’de Esed rejiminin katliamlarını, işkencelerini, tecavüzlerini ve bunların sonunda milyonlarca insanın yerinden edilmesini görmeyip bir de tüm bu yaşananlara rağmen Esedçilik yapanlar birden “Suriye’de kadın hakları ne olacak?” nakaratını tekrarlamaya başladı.

Şam’da, Halep’te, Hama’da ve Humus’ta onbinlerce Suriyeli kadını erkeğiyle büyük bir coşku içinde devrimi kutlarken bu sözde kadın hakları savunucuları neyin telaşındalar…

Bugüne kadar bu hak savunucularının(!) eşini, evladını evini Esed rejiminin saldırılarında kaybedip canhıraş bir şekilde Türkiye’ye sığınan Suriyeli muhacir kadınlar için hangi eylemde veya söylemde bulundular. Tam tersine biz onların “Suriyeliler defol”, “Türkiye’de Suriyeli istemiyoruz!”, “Suriyeli kadınlar bebek makinesidir” ve “Sessiz İstila” argümanlarını çok gördük ve dinledik. 

Sırf bir komşusuna “Kızını Nusayri subaya verme” dediği için eczacı bir kadının 43 yıl zindanda kalıp aklını yitirmesini görmezler.

Sednaya cezaevinde işkencecilerin tecavüzleri sonucu çocuk doğurup onlarla beraber yıllarca zindanda kalan kadınları görmezler.

Sizler bu dünyada haktan ve adaletten bahis edecek son kişilersiniz.

Sizin derdiniz kadın, hak, hukuk ve adalet değil! Sizin derdiniz İslam düşmanlığı…

YAZIYA YORUM KAT