1. YAZARLAR

  2. Nuh Gönültaş

  3. Bırakın Kürtler kendi türkülerini söylesinler...
Nuh Gönültaş

Nuh Gönültaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Bırakın Kürtler kendi türkülerini söylesinler...

21 Ekim 2008 Salı 05:14A+A-

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Alman Der Spiegel'e verdiği beyanat Kürt sorununda büyük ölçüde gerçeği yansıtıyor.

Gül, genel olarak "Kürtler geçmişte ayrımcılığa uğradı" demiş.

Yani... Bu bir realite. Bu sözler "Kürt realitesini kabul ediyoruz" sözünden daha ileri bir nokta değil ama, T.C. Cumhurbaşkanı'nın ağzından bu sözleri duymak meselenin çözümü adına ümit verici oluyor.

Bir kere... Kürt sorunun PKK teröründen bağımsız düşünülmesi lazım!

Her ne kadar birbiri ile ilintili, yapışık, ikiz gibi görünse de Kürt sorununu farklı daha merhametli ve hakkaniyetli bir şekilde ele almalıyız. Aksi takdirde Kürt meselesinin çözümüne terör sebebiyle karşı çıkacak bir cephe buluruz karşımızda. "Eline silah almış, memleketimin dağlarında taşlarında evlatlarını öldüren eşkıya ile pazarlık yapamayız" diyenler çözümü engelleyecek güçte ortaya çıkarlar.

Kürt meselesini PKK'dan bağımsız biçimde demokratik zeminde çözümü için çalışıldığında PKK denilen kanlı terör örgütünün hiçbir şekilde Türkiye toprakları içinde zemini kalmayacak!

Ama öyle 30 yıldır devam eden, kimilerine göre de Cumhuriyetin kuruluşundan beri devam eden bu sorunu çözmek kolay değil.

Çünkü, terörden, Kürt sorunun aldığı bu şekilden beslenen yapılar oluştu ülkede...

30 yıldır süren bu sorunun bitmesini istemeyenlerin varlığıdır zaten bu sorunun bitirilememiş, çözüme kavuşturulamamış olmasının sebebi.


Yoksa 30 yıl çözüm için çok fazla gereğinden fazla bir süre...

Öncelikle terörün bitmesinin kendi varlıklarını da tehlikeye düşüreceğini düşünen, varlıklarına meşruiyet kazandıran bu yapılar çözülmeli.


 Ve tabii ki her şeyden önce bu sorunun çözümüne geniş bir mutabakatla karar verilmesi lazım.

Mutabakat ararken milliyetçilere, milli devlet tutkunlarına da pek kulak asmamak gerekiyor.

Sorunla mücadeleyi askerin tekelinden almak, askerin bu konuda emreden değil, emir alan konuma getirilmesi lazım.

Belki de sorunun çözümünde en önemli nokta budur.

Ne var yani, bırakın Kürtler kendi türkülerini söylesinler.

Bağıra bağıra söylesinler hem de.

Biz de tempo tutalım ne olur yani, mutluluklarını paylaşalım, ülke mi bölünüyor!


Hangi Kürt vatandaşımız ülkemizin bölünmesini arzu ediyor. Yok böyle bir şey.

Öyle düşünenler belki vardır, ama onlar ihmal edilecek kadar azdır ve kayda değmezler.

Sivil iradenin çözüm için inisiyatif alması gerekiyor ve şu hususların yerleşmesini sağlamak lazım:

"Öyle Diyarbakırspor'u birinci lige almakla bitmiyor iş. Kürtler bu ülkede her tarafta olsunlar, siyasette de olsunlar. Kürt sorunu sadece şarkı, türkü, futboldan ibaret değil... Meseleyi kültürel ve siyasi haklardan başlayarak, Anayasa da dahil, Türkiye'nin hukuk metinlerinde Kürtler'i rahatsız eden bütün başlıklar yeniden yazılmalı. Kürtlerle Türkler etle-tırnak lafı hukuka yansıtılmalı. Ayrıca Kürt meselesini çözmek için Abdullah Öcalan'la görüşülmeli..."


Hepsi bu işte...

Var mı bundan başka bir şey isteyen Kürt.

Varsa ona en önce karşı çıkan ben olurum, söz, kanımla ve dahi canımla...

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT