
Bir savaş biterken, diğeri başlıyor
Önümüzdeki yol uzun ve çetin. Ancak defalarca ağır bedeller ödemiş olan bu topraklar yeniden hayata dönecektir.
Saeda Hamdona’nın electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.
İsrail'in Gazze'ye yönelik açık saldırısı en azından şimdilik sona erdi. Uçak sesleri ve top mermilerinin ıslıkları kesildi, tıpkı İsrail'in saldırılarından kaçıp saklandıkları dehşet dolu anlar gibi.
Ancak ateşkes geride savaşın kendisinden daha az zor olan yeni bir hayat bıraktı. Sanki İsrail silahlarını hiç bırakmamış gibi, günlük zorluklarla dolu bir hayat bu ve bu zorlukların yerini hayatın her alanına sızan savaşlar aldı.
Şimdi Gazze halkı yeni bir mücadele veriyor - evlerin enkazı, şekli bozulmuş sokaklar ve enkaz altında kalmış hayaller arasında yaşamaya değer bir hayat arama mücadelesi. Bu, net bir yeniden inşa planının olmadığı bir sabır ve azim savaşıdır. Hızlı çözümler yok, sadece hayatta kalmak için savaşan ve yıkıma teslim olmayı reddeden insanlar var.
Büyük zorluklar
Evinizden çıkmaya çalıştığınızı, ancak önünüzdeki yolun enkazdan başka bir şey olmadığını gördüğünüzü hayal edin. Bir zamanlar hareketlilik ve yaşamla dolu olan sokaklar artık moloz ve yarıklardan oluşan bir labirente dönüşmüş durumda. Sokaklar artık gezilebilir değil; ambulans ve insani yardım kuruluşu şoförleri bile harap olmuş mahallelere ulaşmakta zorlanıyor.
Bir mağazaya yürümek ya da bir akrabayı ziyaret etmek gibi en basit günlük işler bile büyük zorluklara dönüşmüş durumda. Molozlar sadece parçalanmış taşlardan ibaret değil; her köşede ve her sokakta derin izler bırakan savaşın sessiz tanıklığı mevcut. Bu yolların onarılması yıllar, hatta belki nesiller alabilir.
Elektriğin yokluğu da kaçınılmaz bir başka acı nedeni. Savaştan önce bile günde sadece birkaç saat elektrik vardı. Şimdi ise neredeyse hiç yok. Mahalleler karanlıkta yaşıyor. Bir zamanlar son çare olarak başvurulan jeneratörler, yakıt sıkıntısı nedeniyle nadir bulunan bir lüks haline geldi.
Gazze'de geceler karanlıkla bir savaşa dönüşüyor. Çocuklar mum ışığında ders çalışırken, anneler ev işlerini idare etmek için mücadele ediyor.
Yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olan su eksikliği Gazze'de günlük bir kriz olmaya devam ediyor. İsrail su kaynaklarını kestiğinde ve arıtma ve dağıtım tesislerini tahrip ettiğinde, sayısız aileyi temiz suya erişimden yoksun bıraktı.
Bazı insanlar seyyar tankerlerden fahiş fiyatlı su satın almakla yetiniyor; diğerleri ise kirli ve içmek için güvensiz olabileceğini bile bile kuyu suyuna başvuruyor. Çocuklar ağır su kaplarını uzun mesafelere taşıyor. Susuzluk artık geçici değil, herkesi etkileyen sürekli bir sızı.
Ateşkesin ardından Gazze'de görülen belki de en acı manzara yıkılan evler. Yerleşim bölgeleri moloz yığınlarına dönüşerek eski sakinlerini evsiz bıraktı.
Geçici barınaklar ve okullar, - mahremiyet, konfor ve istikrar da dâhil olmak üzere - her şeylerini kaybeden aileler için ev haline geldi.
Kararlılık
Tüm bu yıkım ve acıya rağmen Gazze direnmeye devam ediyor. Her gün su bulmak, elektriğe erişmek, enkazı kaldırmak için verilen bir savaşın yanı sıra, benliğimizi yeniden inşa etmek ve insanlık onurumuzu savunmak için verilen daha da büyük bir savaş var.
Savaştan sonra Gazze'de hayat kolay değil. Ancak tüm bu acıların bir gün uzak bir anı olarak kalacağına dair derin bir inanç var. Kararlılıkla, yıkılan her şeyi yeniden inşa edeceğiz - sadece sokaklarda değil, kalplerimizde de.
Önümüzdeki yol uzun ve çetin. Ancak defalarca ağır bedeller ödemiş olan bu topraklar yeniden hayata dönecektir. Gazze halkı imkânsızın ne demek olduğunu bilmiyor, İsrail'in yıkımını da bir son olarak kabul etmeyeceğiz.
*Saeda Hamdona, Gazze'de çevirmenlik ve İngilizce öğretmenliği yapıyor.
HABERE YORUM KAT