Bir Milyon Kişi Filistin’e Yürümelidir
Filistin meselesi uluslararası hukukun çözeceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Bu sorun İsrail ile yapılacak görüşmelerde de çözüleceğe benzemiyor. Hukuku yok sayan ve sivilleri öldüren bir terör devletinin çözüm üretmesi beklenmemelidir. BM zaten sakat doğan bir kurumdu. Müslümanlara bakan gözü kör bir şekilde yapılandırılmıştı. Onun içinde adaletli davranması beklenmemelidir. Ama son Gazze katliamı gösterdi ki, BM işlevini tamamlamıştır. Varlığı ile yokluğu bir olmuştur. Hatta Müslümanlar açısından varlığı bir yük olmuştur.
O zaman iş başa düştü.
İslam coğrafyasına bakın. Liderlerinin korkaklığını ve uşaklık boyutlarını bu katliama sessiz kalarak görebilirsiniz. Diğer taraftan sesini yükseldikçe yükselten T.C. başbakanına “askeri ve ticari ilişkileri neden kesmiyorsunuz?” sorusuna verdiği cevapta “bekâra karı boşamak kolaydır” da gizlidir. Arap Birliği, Afrika Birliği, İKO, bu teşkilatların ortaya koyduğu çözümsüzlüğün ne olduğunu da biliyorsunuz.
O zaman iş başa düştü.
İsrail devleti kurulmadan, bugün İsrail terör ordusunun temeli olan Hagannah çetesi 1920 yılından beri bu katliamları işliyor. Bunu yeterli görmeyen Irgun terör örgütü 1931 yılında kurulmuş ve katliamlara başlamıştır. Bu katliamları az gören ve eleştiren Menahem Begin bu örgütün başına gelip kadın çocuk demeden birçok insanı katledip bununla övünen biridir. Noam Chamsky Kader Üçgeni kitabına kulak verelim; “Menahem Begin’in beyanatlarında bu olaydan (Deir Yasin) büyük coşkuyla söz edilmekteydi... çoğunun kadın, çocuk, karşılarına kim çıkarsa çıksın, öldürerek, esir alarak, yaralayarak, bertaraf etmekten yana olduklarını göstermektedir. Oysa Begin, 1982 savaşı da dahil her savaştan sonra yinelenen o aynı nakaratla katillerini ‘şimdiye dek hiçbir savaşçının yapmadığı şekilde davrandıkları’ için insancıllıklarından ötürü göklere çıkardı... Irgun’un komutanı, ‘bu mükemmel fetih operasyonu’ için askerlerine bir kutlama mesajı gönderdi; “Deir Yasin’de olduğu gibi her yerde de... Tanrım, Tanrım, zafere bizi lâyık gördün.”
Diğer bir örgüt ise Stern’dir. İsrail yöneticilerinde İzak Şamir bu örgütün silahlı militanıydı. Bütün bu örgütler İsrail ordusunun temelini oluşturdular. Onun için kadın çocuk demeden öldürüyorlar. Bunlar arkalarında bir güçle yakıp yıkıyorlar.
O zaman iş başa düştü.
David Ben Gurion siyonist stratejiyi şöyle formüle etmektedir; “Devletin kurulmasıyla birlikte büyük bir güç durumuna geldiğimizde taksimi ortadan kaldırıp tüm Filistin’e yayılacağız. Devlet, siyanizmin gerçekleşmesi için bir aşama olarak sadece; görevi de yayılmanız için gerekli zemini hazırlamak olacak. Devlet düzeni koruyacak ve tabi lafla değil, makineli silahla.” O gündür bugündür ellerinden silah düşmedi. Masa başı toplantıları bir kar getirmedi. Anlaşmalar Filistinli çocuk ve kadınların ölümlerini engellemedi. Vahşet gün geçtikçe daha da şiddetlendi. İnsanların sabır ölçüsü denendi nereye kadar diye.
O zaman iş başa düştü.
O zaman bu meseleyi Müslümanlar, insan hakları savunucuları ve vicdan sahibi olanlar çözmelidir. Daha fazla bebek, çocuk, kadın ve yaşlı ölmesi diye. Daha fazla ev, hastane, okul yakılmasın, yıkılmasın diye el atmalıdırlar. Yoksa bu vahşet aralıklarla devam edecektir. Çünkü şimdiye kadar sunulan hiçbir siyasi çözüm meşru olmamıştır. Direnişte bunu çözmeye muktedir olamamıştır. Çalışmış, çabalamış ancak onurlarıyla ayakta kalabilmişler. Vahşeti durduramamışlar.
O zaman iş başa düştü.
Müslümanlar, insan hakları savunucuları ve vicdan sahipleri hep birlikte el ele vererek, adil olmayan siyasi çözümlere karşı çıkmalıdırlar. Filistinlilerin yaşayabilmeleri için Filistin’e bir milyon kişi olarak yürümelidir. Sırtlarında çantaları, çadırları, uyku tulumları ve çantalarında sembolik yardım adına, çocuk mama ve bezleri, ilaç, yüz gramlık yiyeceklerle Filistin’e yürümelidirler. Dünyanın her yanından gelerek Mısır, Lübnan, Ürdün ve Suriye sınırında toplanıp, üzerlerine hiçbir ülkenin resmi kimliğini taşımadan bu işgal edilmiş topraklara yürümelidirler.
Filistin halkıyla beraber olduğunu göstermelidirler. İsrail saldırıları ancak böyle kurtarılabilir. BM’nin AB’nin İKO’nun vb. kuruluşların hiçbir işlevlerinin olmadığını bu bir milyon insan birden Filistin topraklarına girdiğinde anlaşılacaktır. İsrail bu insanlardan kaç bini öldürebilir. Mutlaka öldürecektir de. Ama her öldürdüğü kişinin sonraki adımını bir başkası sürdürecektir, çocuk ölümlerinin önüne geçmek için.
Bunu dünyadaki çeşitli sivil toplum kuruluşları organize edebilir. Nasıl bugün Filistin’e yardımı organize ediyorlarsa, Gazze katliamı unutulmadan, bu duyarlılıklar sönmeden, haydi bir milyon insanla Filistin’e yürüyelim, kampanyasını başlatmalıdırlar.
Tersten bir hicret başlatalım. Muhacirler gelmesin, biz Ensar olarak oraya akın akın bir sel gibi akalım. Evet, haydi bir milyon kişi olarak Filistin’e hiçbir ülkenin resmi kimliğini taşımadan tüm kapılardan ve sınırlardan yürüyerek girelim. Kardeşlerimizle kucaklaşalım. Yanlarında olduğumuzu, onlara dokunarak gösterelim.
YAZIYA YORUM KAT