Bir Hasta Mahpus Daha Hayatını Kaybetti
Kaldığı Kırıkkale Cezaevinde mide rahatsızlıklarından ilaç tedavisi uygulanan ve aylar sonra kanser teşhisi konan Cahit Durmaz, tedavide gecikilince hayatını kaybetti.
Ergenekoncu paşalar basit hastalıklar bahanesiyle GATA'da günlerini geçirirken ölümcül hastalıklara yakalanan muhalif mahpuslar cezaevlerinde canlarını teslim ediyor. Son olarak kanser hastası Cahit Durmaz, ağır hastalığına rağmen tahliye edilmedi ve tedavide gecikilince hayatını kaybetti. Konuyla ilgili Mustazaf-Der İstanbul Şubesi aşağıdaki açıklamayı yaptı:
Basın Açıklamasının Tam Metni
Müslümanların acılarının dinmediği ve zulümlerin devam ettiği bu ülkede, maalesef acı bir zulüm daha yaşandı. Bir Müslüman daha cezaevinde mazlum bir şekilde can verdi.
Kaldığı Kırıkkale cezaevinde mide rahatsızlıklarından ilaç tedavisi uygulanan Cahit Durmaz, ancak sekiz ay sonra Ankara'ya sevk edilince kolon kanseri teşhisi konuldu. Doktorlarca da çok geç kalındığı ve ölümcül bir seviyede olduğu söylenildi. Ankara Numune Hastanesi tarafından hastaya 6 ay evde kalıp tedavisinin yapılması gerektiği, cezaevi koşullarının hasta için ölümle sonuçlanacağı net bir şekilde ifade edildi.
Ankara Numune Hastanesi'nin bu raporu ve hayati uyarısı dikkate alınmadı ve hastanın İstanbul Adli Tıpa sevki ve buradan rapor alması istendi. Bu arada cezaevinde tedavisine ilaçlarla devam edilmeye çalışıldı. Fakat cezaevi şartlarından dolayı bu ilaç ve serumlar on beş gün geciktiği oldu. Adli tıpa götürülen Cahit Durmaz'ın, burada yapılan tetkik ve tahlillerden sonra durumunun ağır olduğu ve Cumhurbaşkanlığının hastayı serbest bırakması gerektiği yönde rapor verdi. Fakat alınan raporda usul eksikliği var denilip işleme sokulmadı ve tekrarı istendi. Asıl sebebi ise cezaevi yetkilileri dile getiriyordu: "Siz misiniz bizi bu hasta üzerinden haber konusu yapan" deyip engeller çıkarılıyordu. Bu arada Cahit Durmaz, 80 kilodan 49 kiloya düştü. Ellerini hareket ettiremeyecek derecede yatalak oldu, tuvalet, yeme, içme ihtiyacını koğuş arkadaşları yardımıyla gideriyordu.
Cahit Durmaz, bu art niyetli engeller sürecinde tekrar ağırlaşınca Ankara Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. Doktorların bu hasta artık ölüdür dediği Cahit Durmaz'ın on gündür ölümü bekleniyordu. Sonuçta, ölümü kesin olarak bildirilen Cahit Durmaz, bile bile cezaevinde öldürüldü. Bu ülkede bir anne daha ağlatıldı ve çocuklar babasız bırakıldı. Ölmek üzere olan bir hastanın ölümü dahi anne, eş ve çocuklarından esirgendi. Bu ülkenin zulümlerine, ölümü dahi ailesine çok görülen bir zulüm daha eklendi.
Tarih boyunca Allah'a ve O'nun dinine yardım edenlerin karşılaşmış oldukları akibeti hepimiz yakinen biliyoruz. Kim Allah için bir şeyler yapmaya gayret sarf etmişse, şeytan ve onun dostları buna bir engel çıkarmaya çalışmıştır. Kimi zaman başarılı olmuş kimi zaman da mağlubiyeti çok derinden hissederek müminlerin yakasından düşmüşlerdir. Dünyada varoluşumuz temel olarak bu eksen üzere kuruludur. Hak ve batıl mücadelesi...
Hakk'ın yanında olanlar çalışırlar, emek sarf ederler, zindanlara atılırlar, muhaceretler yaşarlar veya şehid olarak rablerinin katına giderler. Bu karşılaşılanlar bizim garipsediğimiz durumlar değildir. Bir insanın oruç tutması halinde susaması, oruç ibadetinin ne kadar doğal bir sonucu ise, Allah için gayret sarf etmenin, mücadele etmenin de doğal bir sonucu olarak zindanlara atılmak, muhacir olmak, dışlanmak da o kadar doğal bir süreçtir. Bunda yadırganacak bir şey yoktur. Bu mazlum müslümanın izzetli ölümü ve ebedi kurtuluşudur. Fakat zalimin ise, acı bir zulmü ve ebedi kaybedişidir.
Buraya Allah'ın dinine hizmeti şiar edinen ve sonrasında da yaptıklarından dolayı zindana atılan Cahit Durmaz kardeşimize reva görülen zulme sessiz kalmayacağımızı göstermek için toplandık.
Olagelen zulümlere karşı yapılacak olan şey, Mü'min olarak yapılan zulümlere haksızlıklara karşı yekvücut olarak Allah'ın ve Resulünün istediği doğrultuda direnmek ve o hak elde edilinceye kadar hep birlikte çalışmaktır.
Cahit Durmaz, bu ülkede mümin olmanın bir bedelinin olduğuna ve solcu, Atatürkçü, Ergenekoncu olmanın ayrıcalığını yaşamadan şahid olarak Rabbinin huzuruna gitti. Daha basit hastalıklardan dolayı bu ülkede pek çok mahkum serbest bırakıldı ve affedildi. Fakat sözkonusu Müslümanlar olunca daha ağır hastalıklarla cezaevlerinde öldürüldüler.
Büyük bir kısım medya da bir tarafı hep görürken, Müslümanlara karşı ise kör ve sağır kaldılar.
Cahit Durmaz kardeşimizin vefatı bir kez daha bu zulüm çarkının çirkin yüzünü bizlere göstermiştir. Bu çark ancak mümin gönüllerin daha fazla birlik olmasıyla... Birbirine sahip çıkmasıyla parçalanmaya mahkum olacaktır.
Cahit Durmaz kardeşimizin Allah için cezaevinde olduğundan şüphemiz olmamakla beraber, her ne sebeple olursa olsun cezaevinde bulunanlar başta cezaevi idaresi olmak üzere devletin tüm ilgili birimlerinin emaneti altındadırlar. Devlet bu emanete sahip çıkmamıştır. Gazze özgürlük gemisinde siyonist askerler esir alınırken Müslüman kardeşlerimizin gösterdiği hoşgörüyü bu devlet kendi vatandaşına cezaevinde göstermemiş onun, ölümüne resmen göz yummuştur.
Cahit Durmaz kardeşimizin vefatına sebep olan başta cezaevi idaresi ve cezaevi savcısı olmak üzere ihmali bulunan tüm kurum ve kişileri kınıyor, bu işin birinci derecede sorumlusu konumundaki Adalet Bakanını göreve çağırıyor, sorumlular hakkında yasal işlemlerin yapılmasını acilen talep ediyoruz.
Son olarak tüm mustazaflar adına, cezaevinde mazlumane şehid olan kardeşimiz Cahit Durmaz'a Allah'tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm yakınlarına sabr-ı cemil diliyoruz.
Katılımcı STK'lar adına
Mustazaf-Der İstanbul Şubesi
HABERE YORUM KAT