Bir general F-16 uçurursa, 312’si ne yapar?
Bir general ifadeye çağrılınca, ilin ana caddesi, boydan boya askeri araçla dolduruldu.. O general sanık olunca, Erzurum Adliyesi’nin üzerinden F-16’lar uçuruldu.. Soru şu:
Ya dört kuvvet komutanı, üç ordu komutanı, bunlarla birlikte toplam 312 general birden bir gazeteye dava açarsa ne olur?
Adliye üzerinden neler uçurulur? Adliye önünden neler geçer?
Tahmini bile mümkün değil.
Tahmini mümkün olmadığı için; cumhuriyet tarihinde bugüne kadar hiç karşılaşılmayan miktarda, bir tazminat kararına muhatap olduk..
1.5 milyon TL civarında bir tazminat..
En ağır küfür sözcükleri ile yapılan hakaretlere, muhatabın ismi verilerek yapılan hakaretlere bile 3 bin TL, 5 bin TL’lik tazminat kararları uygun görülürken, şimdi tek bir yazıya, onların 400 misli bir tazminat kararı veriliyor.
İtiraz ediyorsunuz: “312 davacıdan bazıları albay.. Tüm generallere hakaret olmadığı savunmamız bir yana, aksi iddia kabul edilse bile, bari sadece generaller dava açsın.Albayları ayırın.”
Dinletmek ne mümkün.
Ergenekon sanığı Şener Eruygur’da çıkan belgelerde vardı: “Vakit’e dava bombardımanı.. Astronomik cezalar verdirilerek yayın hayatına devam edemez hale getirme vs.”
İşte dün verilen kararla, nihai noktaya da yaklaşılmış mı oldu?
Bilemiyoruz. Yargıtay’ın vereceği karara bağlı..
Davanın açılmasından bu yana, 7 sene geçti. Hatırlamayanlar olabilir.
Ne deniliyordu, dava konusu yazıda: “Onbaşı bile olamayacakların, general olduğu ülke”
İnsafla söylesin bir hukukçu: “Bu cümlede kastedilenler; tüm generallerdir” diye..
Dün Anayasa Mahkemesi kararlarından örnekler vermiştim. Anayasa ne diyor, Anayasa Mahkemesi ne şekilde uyguluyor diye..
İşte dünkü karar da, tam benzer bir örnek.
Söylenilmek istenen, “onbaşı bile olamayacak bazı kişiler, general olmuş” eleştirisi getirmek.
Ama tüm generallere böyle söylenmiş gibi muamele yapılıyor.
Dönemin Genelkurmay Başkanı, yazıyı doğru anlıyor. Dava açmıyor.
Ama şimdi Ergenekon davasından sanık olanların başını çektiği bir grup, “Hayır, tüm generaller dava açacak” diyor. Ve dava açılıyor.
Onlar dava açtı diye, mutlaka kabul edilecek değil.. Mahkeme, yazıda kastedilen anlamı muğlak gördü ise, dosyayı bir dilbilimci profesöre gönderse, konu ortaya çıkacak..
Ama dilbilimciye de müracaat edilmiyor. Karar bastırılıyor!
Denilecek ki, “Tüm generaller kastedilmemişti. Peki kimler kastedilmişti?”
Dava dosyasında savunmalarımızda var.
İki general kastedilmişti.
İki generale, “Sizin tavrınız, onbaşı rütbesindeki bir kişiden bile beklenmeyecek kadar yanlış bir hareket” eleştirisi yapılmıştı.
Nedir o yanlış hareketler?
Birisi Aytaç Yalman’a ait, “Mussogorski’ye hayranım” sözü..
“Kars’ı, Ruslar işgal ettiğinde, ‘Kars’ın fethi’ diye zafer marşı yazan ve Rus ordusuna övgü düzen bir Rus subayına, sen nasıl hayran olursun” denilmişti yazıda..
Bu mahkeme kararı ile öğrendik, Kars’ın işgaline, “Kars’ın fethi” tanımlaması yapmak doğru imiş! Böyle bir tanımlama yapan Rus subayına hayran olmak, eleştirilemez bir davranışmış!
Aynı yazıda başka kim eleştiriliyordu?
Balyoz davasında tutuklanan ÇetinDoğan.
Ona niye eleştiri vardı?
“Yemen vatan toprağı mıydı?” dediği için.
Yazıda, Çetin Doğan eleştirilirken, şöyle deniliyordu: “Yemen’i bilmeyen, Yemen türküsünü makamıyla hatasız ezbere okuyamayan üniformalıların, değil orduda, bu yurtta yeri yok!”
Buyrun söyleyin, bu ifadelerden dolayı, yazıda adı geçmeyen, herhangi bir sözüne atıf yapılmayan generaller niye dava açarlar? Onlar dava açarlarsa, mahkeme niye kabul eder?
Örneğin MHP Adana Milletvekili, emekli general Kürşat Atılgan’a soralım: “Siz de 312 generalden birisisiniz.. Kars’ın işgali için ‘Kars’ın fethi’ diye Rus ordusuna övgü düzen Rus subayına hayran mısınız? Hayran olabilir misiniz? Sizin o gün görevde olduğunuz için ses çıkaramadığınız komutanınıza, Vakit size tercüman olarak eleştiri getirmişse, bunun karşılığı Vakit’e dava açmak mı olmalıydı? Vakit’i susturmak için, Şener Eruygur’un emri ile, trilyonluk tazminat davasına vekalet vermek mi olmalıydı?”
Sadece Kürşat beye değil sorum..
Dava konusu yazıdan hiç haberi olmayan, o günün koşulları altında vekaleti çıkartıp gönderen, en az bizim kadar vatan toprağına hassas diğer generallere de soralım: “Yemen’i vatan toprağı kabul etmiyor musunuz? Kabul etmeyenlerin eleştirilmesini yanlış mı buluyorsunuz?”
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT