Bir garip 19 Mayıs kutlaması
Mehmet Garip Tanyıldızı, 19 Mayıs'ın tarihçesi hakkında bilgi verirken 19 Mayıs ile ne amaçlandığını da sorguluyor.
Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam
Bir garip 19 Mayıs kutlaması
Bazı tarihi hadiseleri yalnızca hatırlamakta fayda vardır: 26 Haziran 1960'ta tüm Türkiye'de 19 Mayıs kutlaması yapıldı.
19 Mayıs'ın 26 Haziran'da kutlanmasının Türkiye siyasi tarihi açısından trajik bir arka planı var.
Biraz geriye gidelim...
14 Mayıs 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti yönetiminin son günleri yaşanmaktadır.
Ordu ve gençlik örgütlerinin arasındaki yakınlaşmanın dikkat çektiği 28-29 Nisan öğrenci olaylarının ardından DP yönetimi, iktidar aleyhine yeni bir gösteriye dönüşmesi endişesiyle 19 Mayıs kutlamalarını yasaklamıştı.
18 Mayıs 1960 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberden okuyalım: "Milli Eğitim Bakanlığı, şehrimizde bu yıl 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gösterilerinin yapılmayacağını yazılı olarak Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirmiştir. Günlerden beri hazırlıkları yapılan 19 Mayıs gösterilerinin görülen lüzum üzerine bu sene yapılmaması kararlaştırılmış ve ilgililere bu hususta gerekli talimat verilmiştir."
1938'de ilan edilen 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa kutlanamamıştı.
Bu olay, 8 gün sonra gerçekleşen askeri darbenin gerekçelerinden biri olarak gösteriliyordu.
Yönetime el koyan ordunun, Devr-i Sabık'a karşı basın yoluyla tertiplediği geniş çaplı karalama kampanyasından kutlanamayan 19 Mayıs da nasibini aldı.
DP iktidarının en büyük destekçisi olan Tercüman gazetesi darbecilerin önde gelen bir sözcüsüne dönüşmüş ve şu sürmanşeti atmıştı: "19 Mayıs bu yıl en güzel manasını buldu"
Son bir anekdot olarak, daha sonra Demirel'le Menderes'in kabrini İmralı'dan taşıma yarışına girişen Ecevit'in genç bir gazeteci olarak o tarihte kaleme aldığı köşe yazısından bir pasaj paylaşalım:
"1960 yılının 19 Mayıs'ını kutlayamayışımız... Ne kadar belliydi bunda bir devrin kapanışı!.. Bütün mutluluklarla beraber sanki bayramlar da tükenmişti. Haklıydılar o karanlık çağın son 19 Mayıs'ının kutlanmasını yasak etmekte. Millet olarak kutlayacak ne vardı artık? Kurşun yaralı fakültelerin, okulların kapılarına kilit vurulduğu, gençliğin bilinen ve bilinmeyen şehitlerine yas tutulduğu bir sırada gençlik bayram mı edecekti? Şeref tribünündeki şerefsizlere selam mı verecekti?"
Ecevit, 19 Mayıs'ın o yıl yalnız Atatürk'ten gençliğe bir armağan olmaktan çıkarak, gençlikten Atatürk'e armağan edilen bir bayram haline geldiğini söylüyordu.
HABERE YORUM KAT