1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. ‘Bir at, iki vur’
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Bir at, iki vur’

24 Mart 2009 Salı 05:50A+A-

Bu talimat veya ifade, bir, cinayeti ikincisi de, demoğrafik savaşı anlatıyor. Tzipi Livni iki devlet formülünü kabul etmeleri halinde bile 1948 topraklarını Araplardan boşaltacaklarını ve arındıracaklarını söylemişti.

Yani bir nevi nüfus mübadelesi yapmak istiyorlar. Zaten 1948 yılından itibaren bölge tehcirlerle birlikte anılıyor ve gündeme geliyor. ‘Filistin devletine bir şartla razı oluruz, 1948 topraklarındaki Filistinlileri boşaltarak’ demek istiyorlar. Bu bir nüfus boşaltma ve tehcir siyaseti ve nüfus politikalarının bir uzantısı. Filistinliler ‘bir ölür bin diriliriz’ diyorlar ve Gazze saldırıları sırasında ölenlerden çok yeni doğumların olduğunu müjdeliyorlardı. Bu bağlamda, Halit Meşal, ‘İsrail’i nüfus bombasıyla vuracağız’ demişti. Bu durumda tezi tersine çeviren İsrailliler de nüfusu bomba ile vuracaklarını söylüyorlar. Başlıktaki ifade, İsrailli askerlerin giymiş oldukları kışkırtıcı tişörtlerden birisinde yer alan bir ibare. İsrail askerlerinin giydikleri tişörtlerden birisinde hamile bir Arap kadını yer almaktadır. Hamile Arap kadınına karşı bir keskin nişancı da kadının tam karnına nişan almaktadır ve işte bu görüntünün altında da bir ibare nakşedilir ‘ bir at, iki vur (1 shot, 2 kills)’ Gerçekten de kadına ve bebeğe nişan alan namlular ve bunu bir görev gibi icra eden askerler. Gazze’de olan biten budur. Naziler gerçekten de bu kadarını yapmışlar mıydı? İsrail’in Naziliğini ortaya koyan tişörtlerden bazılarında yer alan ibare ve işaretler şöyledir: Ölü bebekler, çocuklarının mezarında ağlayan anneler, çocukları nişan alan namlular, camileri vuran bombalar...(Israel Military condemns soldiers' shocking T-shirts Donald Macintyre Sunday, 22 March 2009, The Independent)..

Bu vahşetin ve öfkenin kaynağı ne? Elbette ki, Tevrat kaynaklı muharraf din anlayışı. Davos’ta on emirden altıncısı ‘öldürmeyeceksin!’ diye yankılanmıştı ama hahamlar öldüreceksin hem de köküne kadar diye talimat yağdırıyorlar. Gazze Şeridi’ne giren askerlere The Independent gazetesinin de yazığı gibi: “Ayrım gözetmeden bütün sivilleri öldüreceksin ve bütün mülkleri yıkacaksın” denmişti. Onlar da bunu uyguladılar. Özellikle de dini bir eğitimden geçen askerler gözlerini kırpmadan bunu yapmışlar. Nereden mi biliyoruz? Günlerdir Batı ve İsrail basını bunları yazıyor. Gazze saldırısı sırasında hahamlar askerlere: “Bu yaptığınız goyimlere (Yahudi olmayanlar) karşı bir dini savaştır. Sakın gevşek durmayın” demişler. The Mail gazetesine göre İsrail askerleri şu motivasyonla hareket etmiş: “Siz buraya mucize ile gelen Yahudi halkısınız. Allah bize burayı geri verdi ve yabancıları çıkarmak için savaş etmemizi emretti.” Bunu bizzat teyit edenlerden birisi İsrail askeri akademi müdürlerinden Danny Zamir’dir. Sivillerin katliamını tam bir dini seremoni olarak icra etmişler. Aynen Tevrat’ın tarihi olarak yazdığı Eriha katliamında olduğu gibi. Model aynı model. Bu vahşetten hayvanlar bile kurtulamamıştır. Dini kökenden ve kurumlardan gelen askerler meseleyi tamamen bir din savaşı olarak değerlendirmişler ve buna göre davranmışlar. Buna mukabil, askeri akademilerden gelenler ise daha farklı uygulamada bulunmuşlar. Hahamlar askerlere Gazze’de bulunan herkesin bebek dahi olsa terörist olduğunu telkin etmişler. Onlar da aldıkları talimat gereği kimsenin gözünün yaşına bakmamış ('You are fighting a religious war against gentiles': What rabbis told Israeli soldiers in Gaza war By Mail Foreign Service Last updated at 6:07 PM on 20th March 2009).

‘Kol kırılır yen içinde kalır’ anlayışında olan kimi Yahudiler, Danny Zamir’i Yahudilerin kirli çamaşırlarını goyimlere/yabancılara faş etmesinden dolayı paylıyorlar. Gazze saldırısı İsrail ordusu içindeki gerilim hatlarını da ortaya çıkarmış durumda. Danny Zamir’in Gazze’de olanların dini boyutunu sızdırması aslında dini ve seküler anlayışlar arasındaki keskin mücadeleye de ışık tutuyor. Kibutz kökenli ve dolayısıyla seküler olan askeri çevreler dini kesimlerin yaptıklarını hazzetmiyorlar. Hatta dini kökenden gelen askerlere seküler kesimlerden gelenler tahammül edemiyor onları kendinden menkul din savaşçıları kisvesinde görüyor (self-appointed holy warriors). Ram mahlasıyla açıklamalarda bulunan kişi, hahamların Gazze savaşını gereksiz bir din savaşına çevirdiğini ve herkesi hedef gösterdiklerini söylüyor. Bunu yapanlardan birisi de Ordu Hahambaşısı General Avichai Rontzki. Dini broşürlerle birlikte, askeri katliam için kışkırtmış. Liberal kesimlerden gelen Yahudi felsefesi profesörlerinden Moshe Halbertal, ‘dini bağın amacı ordu üzerinden topluma hakim olmaktır’ diyor. Tablo tasvir edildiğinden de karanlık...

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT