Bunca zamandır dilinde “uzlaşma” elinde benzin bidonuyla dolaşarak rejim krizine oynayan Baykal, Erdoğan'la görüşmesi yönündeki çağrıları “romantik” buluyor…

“Ey Baykal, sen de uzlaşmanın parçası ol” diyenlere, CHP lideri şu “muhteşem” cevabı veriyor:

“Olmaz, önce AKP özeleştiri yapsın. Hatamızın farkına vardık, bunu düzelteceğiz desin…”

* * *

AK Parti, Baykal'ı memnun edebilmek için neler yapacak, mesela?

Türbana özgürlük konusunda geri adım atacak…

Hükümet üyeleri sıraya geçerek aynen Baykal gibi Ergenekon çetesini savunmaya başlayacaklar…

Başbakan, her genel seçimde CHP'yi perişan etmelerinden dolayı CHP liderinden binbir özür dileyecek…

Sonunda da, Erdoğan Başbakanlık koltuğunu…

“Yargıtay Genel Seçimleri”nde sandıktan tek parti olarak çıkması muhtemel CHP liderine teslim edecek!

AKP'den “özür” bekleyen Deniz Bey'in akla ziyan siyasi rüyası aşağı yukarı böyle olmalı!

* * *

Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde “ille de uzlaşma” diye tutturmuştu…

CHP liderinin “uzlaşma” dediği Çankaya'ya AKP'li bir ismin çıkmamasıydı:

O “uzlaşma” çağrısı; rejim krizine oynamanın, demokratik sistemi şarampole yuvarlama girişiminin, milli iradeyi hiçe saymanın nazikçe ifadesiydi…

(Sonuçta ne olmuştu? Soldan sağa bütün renkleriyle “uzlaşma” cephesi avuçlarını yalamıştı!)

Şimdilerde yeniden gösterime sokulan “uzlaşma” numarası yine aynı amaçla kapı kapı dolaştırılıyor…

“Uzlaşma” senaryosunun önde gelen aktörlerinden Baykal “uzlaşma”nın bir parçası olmaktan ısrarla kaçarken üstelik; bu siyasi numara ısrarla vizyonda tutuluyor…

“Uzlaşma” demek, sadece “türbana özgürlükten vazgeçin” demek değil:

Aynı zamanda “Ergenekon çetesinin yakasını bir an evvel bırakın!” demektir!

* * *

CHP lideri Ergenekon'u savunuyor…

Egemen Medya, Ergenekon'a toz kondurmuyor…

Danıştay-Ergenekon ilişkisi ispatlanmasına rağmen, bu gerçek Yargıtay Başsavcısı'nın iddianamesinde es geçiliyor: Tersine “Danıştay saldırganının eylemi ile Erdoğan arasında!” bağlantı kuruluyor…

Darbe günlüklerinin Emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu kanıtlandığı halde kimseden çıt çıkmıyor: Savcılar harekete geçmiyor…

47 kişinin tutuklu olduğu Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıya yönelik baskılar giderek yoğunlaşıyor!

Susurluk mekanizmasının örtbas edilmesinde rol oynayanlar, günümüzde Ergenekon'a “yok” muamelesi yapıyorlar…

JİTEM'in kurucusu-Çatlı'nın kankası Veli Küçük cezaevinden avukatı aracılığıyla bir gazeteciye gönderdiği açıklamada “Ergenekon diye bir örgütün olmadığını” ileri sürerek inkarcılığın zirvesine çıkıyor…

* * *

Diğer taraftan ne oluyor, peki?

Darbeci Ergenekon çetesinin tüzüğü niteliğindeki belgenin içeriği polis sorgusunda detaylarıyla ortaya çıkıyor:

“TSK içindeki faaliyetler”den söz edili-yor; “JİTEM deneyimi” övülüyor; “Siyasilere suikastlar” mubah sayılıyor!

* * *

Susurluk- Ergenekon bağlantısı ortada…

Sarıkız ve Ayışığı kod adlı muhtıra operasyonlarında da Ergenekon'vari illegal altyapıların istihdam edildiği aşikar…

O zaman, bir an evvel geri adım atın, uzlaşıverin de kurtaralım şu Erge-Neo-Con'u!

Yeni Şafak gazetesi