"Şehit İsmail Haniyye’nin çağrısı" üzerine sokağa çıkan binlerce kişi, iki koldan yürüyüş gerçekleştirdi. Hacı Hıdır ve Hacılar Camii önünde toplanan kalabalık, eşlik edenlerle birlikte büyüyerek tekbir ve sloganlar eşliğiyle yoluna devam ederek Telekom kavşağına ulaştı. İki kalabalığın birleşmesiyle birlikte daha da büyüyen kalabalık miting alanını doldurdu.

Ellerinde Filistin bayraklarıyla alanı dolduran grup marşlar ve ezgiler eşliğinde sloganlar atmaya devam etti. Yürüyüş boyunca pankartlar taşıyan grup, Filistin halkına destek mesajları verdi.

Sunuculuğunu Yasir İnceler’in yaptığı program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından konuşmacılar sahneyi aldı.

Programda konuşan ilk konuşmacı İsmail Bukan şunları söyledi;

“Ey! dünya insanları, Ey! adalet için toplanıp kalkan dünya kafirlerinin liderleri, Ey! nemelazımcı aciz Müslümanların yöneticileri bu katliama artık son verin. Sözde insan hakları savunucularından medet ummaktan artık vazgeçin. Hani nerede savaş hukukunu belirleyen Cenevre sözleşmesi... Binlerce kadın şehid edildi. Neredesiniz ey kadın hakları savunucuları. Binlerce çocuk hatta bir o kadar kundaktaki bebekler katledilirken UNICEF, BM ne yaptı? Soruyorum sizlere sizce bu mücadele sadece Filistin-İsrail mücadelesi olsaydı dünya buna göz yumar mıydı? Vallahi ortada tek bir dava var O da Mescidi Aksa davasıdır. Ortada Müslümanların izzeti ve namusu var. Bu mücadele hak ile batılın mücadelesidir. Ehli küffar bugün bizi çok güzel bir şekilde kandırıyor. Bize lanse edilen toprak mücadelesi adı altında Mescid-i Aksa esaretini devam ettirmek istiyorlar. Nasıl olurda Allah'ın ve Resul’ünün övgüsünü kazanmış bir belde böyle bir zulmü hak edebilir? Nasıl olur da Sidretül müntehaya açılan kapı, miracımızın göz bebeği, ilk kıblemizi içinde barındıran Şanlı Filistin bu muameleyle karşı karşıya kalabilir. Kutsiyetine atfedilen bütün değerleri içinde barındıran Ey Filistin! Güçsüzüz biçareyiz. Naçar kalmış koskoca bir ümmet.

Mekke müteessir!

Medine müteessir!

İstanbul, Ankara, Bingöl Müteessir!

Gazze esirse bütün dünya esir!

Hiçbir şey yapmayan insanlar, gündem oluşturmak için uğraşan, safını netleştiren bizim gibi insanları eleştirmeye devam ediyor ne yazık ki.”

Programda konuşan ikinci konuşmacı Abdullah Bedeva şunları söyledi;

“Eli kanlı Siyonist İsrail, her gün mazlum kardeşlerimizi, dindaşlarımızı dünyanın gözü önünde katlederek soykırım yapmaya devam etmekten vazgeçmiyor. Onların vahşi destekçileri de bu soykırıma alkış tutarak onları daha da vahşileştiriyor. "Ölüm bu hayattan daha merhametlidir" diyen minik yüreklere şahit olduk. Gazzede insanların yaşadığı acıları haykırarak “Kıyamet gününde sizi Allah’a şikâyet edeceğim! Gidince Allah'a her şeyi anlatacağım sizi ona şikâyet edeceğim.” diyen minik kahramanlara ve iman abidesi gençlere şahit olduk. اﻟﻮﻛﯿﻞ ﻧﻌﻢ و ﷲ ﺒﻨﺎ diyerek evladının parçalanmış cesedini kucağında taşıyan anne ve babalara şahit olduk. Şehit olan minik ruhu ruhun acısını haykıran ve ardından kendisi de şehitler kervanına katılan dedelere şahit olduk. Her şeyimiz Allah yolunda Mescid-i Aksa ve Kudüs uğruna feda olsun diyen ve sonunda canını dahil her şeyini feda eden büyük lider İsmail Heniye’ye, büyük komutan Ebu Ubeyde’ye ve mücahitlere şahit olduk. Bütün bu katliamlar, zulümler ve soykırımlar yaşanırken bir insanın, özellikle bir Müslümanın rahat olması, bir şey olmamış gibi keyif sürmesi zulümdür haksızlıktır. Onlar bu acıları yaşarken kayıtsız kalanlar, mahşer gününde onların yüzüne nasıl bakacaklar. Onların yapacakları bu şikâyetler karşısında rablerine hangi cevapları verecekler. Bizler bunun cevabını verebilecek miyiz? Bu sebeple büyük küçük demeden Gazzeli kardeşlerimiz için yapılacak her türlü faaliyete, zulmün sonlanması için atılacak her türlü adıma destek vermek ve elimizden gelebilecek her türlü eylemi yapmak vazifemiz olmalıdır. Bunu yapalım ki ufak da olsa verebilecek bir cevabımız olsun.”

Programda Konuşan üçüncü ve son konuşmacı HAMAS yetkililerinden Dr. Hani Salah Ed Dâli ise şunları dile getirdi;

“Filistin davamız, tarih ve kader birliğimiz bizleri her zaman bir araya topladı. Bugün ise Kudüsün özgürlüğüne uzanan yolda önce hayatını, sonra canını feda eden, büyük komutan, özgür mücahid, tutsak savaşçı, kıyamın ve davasının   fedakarı, eskimeyen babamız, kahraman bir dost, gözümüzün nuru büyüğümüz, sevdiğimiz ve değerlimiz, Şehid Ebu'l Abd İsmail el-Heniyyenin vasiyeti ve şehadeti bizleri bir araya toplamış bulunuyor.”

“Şeyh İsmail Heniyye davasının yolunu tanıdı, yoluna sadık ve bağlı kaldı, zalimlere daha fazla bir fırsat vermeden davası için gece gündüz çalıştı ve nihayet bu yolun sonunda umut ettiği şehadet şerbetini içti, şehidlerin kutsal kervanına katıldı. Özgür bir mücahid ve şehid olarak Hak Teâlânın rahmetine ve cennetine kavuştu. İsmail Heniyye'nin Allah yolunda cihad sünnetini ihya etti. Kalplerin kaydığı, gönüllerin haram bataklığına daldığı, karanlık şehvet vadilerinde bocaladığı, nefsin ve şeytanın arzu isteklerine köle olduğu karanlık bir zamanda, cihad sünnetini ihya ederek özgürlük meşalesini yakmış olması, ona dünya ve ahirette en büyük şeref, rütbe ve makam olarak yeter.”

İsmail Heniyye, Aziz ve Celil olan Allah'a kavuştuğu güne kadar İslam davasının ilkelerine sadık kaldı. Aziz ve Celil olan Allah'a kavuşuncaya dek kıyama devam etti, özgürlük meşalesini söndürmedi, cihad sancağını elinden düşürmedi ve hayatı boyunca o sancağı bırakmadı.

İsmail Heniyye, tanıyanların hepsi için şefkatli bir baba, karşılaştığı her müslümana samimi bir dost, kendisiyle anlaşanlarla samimi bir dava arkadaşı, şeriata muhalif olmadığı sürece kendisine muhalefet edenlere merhametli bir dava adamıydı.

Sizlerden üç talebimiz var.

1. İsrail mallarının boykot edilmesi, boykotun her tarafa yayılması, İsrail mallarının alınmaması, satılmasının yasaklanması

2. İsrail ile siyasi, ekonomik, askeri bütün ilişkilerin kesilmesi; Gazze'ye maddi ve manevi destek verilmesi

3. İsrail zulmüne karşı askeri, ekonomik ve siyasi yaptırıma gidilmesi, maddi ve manevi bütün imkanların siyonizme karşı seferber edilmesi

Gazze'de 2.5 milyon insan aç ve susuz. 2 milyon insan evlerinden zorla çıkarıldı, Kuzeyden Güneye sürgün edildi, çadırların yakıcı sıcağında işkence çekiyor ve öldürülüyorlar. 50 bini şehid edildi, 50 bini kurban edildi, 50 binin hayalleri yakıldı, 50 bin umut içinde bekleyiş, 50 bin umut, 50 binin geleceği karartıldı.

Yüzbinlerce ev, yol, kurum kuruluş, okul, bahçe ve çocuk parkı demeden vahşi bir şekilde yıkıldı ve yakıldı. Gazze toprağında, insanların hayata aşkla bağlandığı bir beldede, hayat adına her şeyi yok etmeye çalışıyorlar.

Gazze sizi bekliyor. Zira siz, siz kimsiniz, kim olduğunuzu biliyor musunuz, siz zulme karşı hiçbir zaman eğilmeyen başlarsınız, bükülmeyen güçlü bileklersiniz, alemlerin Rabbi Allah'tan başkasına karşı eğilmeyen başlarsınız, zulme karşı hiçbir zaman eğilmeyecek ve devrilmeyecek çınar ağaçları, zulme karşı hiçbir zaman diz çökmeyecek, sıra dağlar gibi sağlam Müslümanlarsınız.

Ey Büyük Türkiye halkı, siz her zaman her alanda olduğu gibi Allah'ın yer yüzündeki davasına, Filistin'e destek ve yardımlarınızla da elinizden gelenin en iyisini yaptınız. Yardımcıları bizi terk ettiği zor zamanlarda, her zaman yanımızda oldunuz, bizlere yardım ettiniz, bize destek verdiniz ve bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmadınız.”

Program Veysel Çeliker’in okuduğu dua metni ile son buldu.

Haber: Nurullah Hekimoğlu