
Bingöl’de katil İsrail’in katliamları lanetlendi
Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından Gazze'de terörist İsrail'in gerçekleştirdiği katliamlar nedeniyle siyonist İsrail ve hamisi katil ABD protesto edildi.
Program, Bingöl Ulu Camii önünde Cuma namazı sonrası toplanan kalabalığın birlikte slogan atmasıyla başladı. Sunuculuğunu Özhan GİLİ’nin yaptığı program Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Özhan Gili şu sözlere yer verdi: “Zalim Siyonistler Hamas karşısında hezimete uğradıkça acısını mazlum sivil Gazze halkından alıyor. Bu duruma canımız yansa da galip gelecek olan Müslümanlar olacak. İzzetle direnen kardeşlerimiz için eylemlerimize devam edelim. Yaptığımız bu eylemler kardeşlerimize güç veriyor, direnişi artırıyor.” dedi Ardından Yusuf Boğatekin platform adına basın açıklamasını okudu. Akabinde Gazzeli , Filistinli ve mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimiz için Yadin Selami tarafından dua yapıldı.
Basın Açıklamasının Tam Metni
Siyonizm Var Oldukça Kaos da Var Olacaktır!
Gazze’de 18 aydır süren, son günlerde artarak devam eden insanlık dışı saldırılar, sivil yerleşim yerlerinin, hastanelerin, ibadethanelerin ve çadırların bombalanması Siyonist rejimin vahşetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gazze'de, İşgalci İsrail tarafından 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye, Hiroşima saldırılarında atılan bombaların 3 katından fazla bomba atıldı. İşgalci Siyonistler, insani yardımların girişini de engelleyerek Gazze'nin topyekûn bir zorluğu yaşamasını istiyor. Günlerdir Gazze’ye bir kuru ekmek girmiyor. Un stokları tükendi. Fırınlar kapandı. Yakında açlıktan toplu ölüm haberlerini duyabiliriz.
Siyonist işgalciler, bir yandan Filistin’in kalbinde yer alan Kudüs’ü ve çevresindeki kutsal mekânları gasp ederken, diğer taraftan da Gazze’de katliam ve yıkımla, Müslümanların kanını akıtmaktadır. Ne yazık ki, bu zulümler yalnızca işgalcilerin değil, onlara her türlü desteği sağlayan emperyalist güçlerin de eseridir. Başta ABD olmak üzere birçok batılı ülke, işgalcileri silahlandırmakta, ekonomik ve diplomatik koruma sağlamaktadır. Uluslararası kamuoyu ise bu insanlık suçları karşısında sessiz kalmayı sürdürmektedir.
Kudüs davası, yalnızca Filistin halkının değil, tüm Müslümanların ve mazlumların davasıdır. Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için mücadele etmek, her müminin görevidir. Hiç kuşkusuz Kudüs’ün kurtarılması için mücadele eden kahraman Gazze halkının yanında olmak, destek vermek Müslümanlar için, İslam ümmeti için dini bir görev olmakla birlikte bir varlık yokluk savaşıdır da… Çünkü başta Amerika olmak üzere dünyanın egemen güçlerinin desteğini arkalarına alan işgalci Siyonist Yahudiler, sadece Filistin’e değil geniş İslam coğrafyasına da gözlerini dikmiştir.
İsrail, Gazze'nin direncini tüketmek üzerine bahis oynuyor ve küresel protestoların zaman içinde yavaş yavaş azalacağını umuyor. Ancak Gazze yorulmayacak, düşmeyecek ve asla teslim olmayacaktır. Enkazın altından bayrak taşıyan bir çocuk çıkıyor. Yıkıntıların arasından bir meydan okuma çığlığı yükseliyor. Bombaların yağdığı Refah'ta insanlar geri çekilmiyor. Evlerin yerle bir edildiği Cibaliye'de direniş ruhu kırılmadan devam ediyor.
Gazze’nin kahraman evlatları Aksa Tufanı ile birlikte Siyonistlere karşı büyük bir cephe açmış ve İsrail'in yenilmezlik algısını yerle yeksan etmişlerdir. Kahraman mücahitler en iyilerini feda etmekten, kadın, erkek, çocuk on binlerce şehit vermekten çekinmeden cihatlarını sürdürmekte, Kudüs kurtarılıncaya kadar durmayacaklarına dair yüce Allah’a söz vermektedirler. Bizler bu mukaddes cihada, ümmetin kurtuluş savaşına, Filistin’in, Gazze’nin özgürlük mücadelesine her şekilde, her platformda, her ortamda destek olacağımıza söz veriyor ve bu çabadan geri durmayacağımızı ilan ediyoruz. Buradan, bu meydanda tüm İslam Alemine çağrıda bulunuyoruz; zaman uyanma, kendine gelme zamanıdır! Bir an bile gaflette kalma lüksümüz kalmamıştır. Kudüs’ün kurtuluşu için kıyam etmiş, feryatlarıyla ümmeti yardıma çağıran kahraman kardeşlerimizin imdadına koşma, bir yardımcı yok mu diyen mazlum, mustazaf kadın ve erkekler, çocuklar için ayağa kalkma zamanıdır!
Ey Müslümanlar! Ey onur ve izzetlerini yitirmemiş, vicdan sahibi insanlar!
Yöneticisiyle, yönetileniyle tüm İslam ümmeti bu varlık savaşında tereddütsüz yerini almalıdır. On binlerce şehit verme pahasına, şehirlerinin yerle bir olması pahasına, evsiz barksız, aç ve çıplak kalma pahasına Aksa Tufanı destanıyla Siyonist cephe karşısında tarihin en büyük direnişini başlatmış bulunan kardeşlerimiz bizleri bekliyor, İslam ümmetini bekliyor… Bu iman küfür savaşına, hak batıl savaşına, malımızla, canımızla ve dilimizle katkıda bulunup Filistin’in kurtuluşu yolunda zafer dolu günlere yürüyelim!
Bu soykırımın durması ve Siyonizm in amaçlarına ulaşmasını engellemek için halkı Müslüman olan ülkelerin liderlerinden Müslümanca tavır takınmalarını bekliyoruz. İslâm dünyasındaki devletler, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar her ne pahasına olursa olsun, İsrail’in saldırganlığını dizginlemek zorundadır. Söz konusu saldırganlık sadece Gazze, Filistin, Lübnan, Suriye gibi “mücâvir” beldelerle sınırlı kalmayacak, coğrafyamızın tamamına yayılacaktır. Siyonist işgalin çıkardığı yangın söndürülmediği takdirde, alevler en uzak köşelere kadar erişecektir.
Hiçbir hükümet, hiçbir devlet ve hiçbir ülke kendisini güvende hissetmemelidir. Bugün İsrail’le kol kola yürüyenler de dâhil olmak üzere, günün birinde herkes bir şekilde Siyonist saldırganlıktan payını alacaktır.
Bunun için ülkemizde iktidar sahiplerinden, Sayın Cumhurbaşkanından beklentilerimiz var.
Bunlar;
- İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerin kesilmesini, ticari ve askeri bütün anlaşmaların iptal edilmesini, hava sahalarımızın ve limanlarımızın siyonist çeteye derhal kapatılmasını istiyoruz.
- Siyonist çete ile tüm ticaretin kesilmesini, ekonomik ambargo uygulanmasını,boykotu vatandaşlar uyguluyor iken, devletin de bir bütün olarak bunu uygulaması ve siyonist çetenin ürünlerinin ülkemize sokulmasının engellenmesini istiyoruz.
- İsrail'e sevkiyat yapan firmalara yaptırım uygulanması,
- Siyonizm’i ve katliamları öven yaklaşımların, paylaşımların nefret suçu kapsamına alınması,
- İsrail'e gidip savaşan çifte vatandaşlığa sahip Siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılması,
- Ülkemizde Amerika ve siyonist çeteye hizmet eden Adana İncirlik ve Malatya Kürecik üstlerinin kapatılması,
- İsrail enerji ihtiyacının büyük kısmını karşılayan, BOTAŞ tarafından işletilen Bakü-Ceyhan boru hattının soykırım nedeni ile kapatılması başlıca beklentilerimizdir.
Son olarak diyoruz ki;
Gazze’de zulüm bitmiş değildir. Önemli olan kararlılıkla direnişe olan desteği sürdürmektir. Bizim tek güvencemiz Allah Teâlâ’dır. Son sözü söyleyecek olan da Allah'tır.
Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu
HABERE YORUM KAT