1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Bingöl'de Cemalleddin Afgani Konuşuldu
Bingölde Cemalleddin Afgani Konuşuldu

Bingöl'de Cemalleddin Afgani Konuşuldu

Bingöl Bilgi ve Düşünce Derneğinde Abdurrezak Dervişoğlu “Cemaleddin Afgani ve Islahat Mücadelemiz” konulu seminer verdi.

19 Mayıs 2013 Pazar 16:24A+A-

Kur’an ekseninde hayat seminerleri üst başlığıyla devam eden seminerler dizisinde bu hafta Abdurrezak DERVİŞOĞLU “Cemaleddin Afgani ve Islahat Mücadelemiz” konulu seminer sundu.

Abdurrezak DERVİŞOĞLU; "bize Cemaleddin Afgani’yi ve mücadelesini en iyi anlatanlardan birinin Malik Bin Nebi olduğunu. Malik Bin Nebi’nin islam tarihinin sistemli analizi ve İslam düşünce tarihinin en can alıcı noktalarını müthiş bir incelikle izah ettiğini söyleyerek, Afgani’nın, Abduh’un ve dolayısıyla Urvetul Vuska ve Camiatül İslamiyenin ne kadar önemli olduğunu ilk ondan öğrendik. Malik Bin Nebi’ye göre İslam düşünce tarihini genel anlamda ikiye ayırmak mümkündür:

1)Islahat Akımı: Bu akım müslümanın vicdanıyla irtibat halindedir.

2)Yenilikçi Akımı: Birinciye oranla daha yüzeysel bir akım olan bu hareket batı okullarında eğitim görmüş sosyal bir sınıf tarafından temsil edilmiştir. Bu akımın hareketlerine örnek olarak Hindistandaki Aligarh Üniversitesi hareketi gösterilebilir.

Birinci akıma gelince bu akımı İbn Teymiye döneminden beri müslümanın gönlüne giden yolu bulduğunu görüyoruz.

Islah hareketini İbn Teymiye’ye dayandıran Malik Bin Nebi’ye göre İbn Teymiye çağının alimlerine benzemezliğiyle özgün ve hakiki bir kimliğe sahiptir, o Gazali gibi mutasavvıf değil o İslam aleminin silkinmesini düşleyen bu anlamda uğraş veren ‘devrimci’ mücadele adamıdır. Bununla birlikte Islah çığlığını küresel boyuta taşıyan Afgani’dir. Afgani, kültür ve bilim adamıdır, asırlardan sonra ilk kez peygamberin sosyal fonksiyonları hakkında konuşma cesareti göstermiştir.

Devamında DERVİŞOĞLU; İslam dünyasında ilk bölünme Malik Bin Nebi’ye göre Hicri 38’de Sıffin’de olmuştur ve ona göre Muaviye sonsuza dek sürecek yapıyı yerle bir etti.Malik Bin Nebi İslam tarihini üç aşamada değerlendirir; ilki Sıffin’e kadar asrı saadet, ikincisi Sıffin’de sonra muvahhidler devletine kadar olan dönem ve muvahhidler sonrası dönem, muvahhidler devletinden sonra muvahhidler devleti İbn Tumertin 1300’lü yıllarda kuzey Afrikadaki muvahhidler hareketinin çabaları sonucu kurulmuş şuara temelli bir devlettir.10’lar, 30’lar, 70’ler meclisi vardır .İslam devlet modelinin boşalttığı alanı Islah ve İhya hareketinin lideri doldurdu, 19.yy’da bu lider Cemaleddin Afgani’dir.

İşte Afgani’nin ilk hedefi Sıffin’de parçalanmış ve sömürgeciler tarafından yok edilmiş İslam kardeşliğini yeniden inşa etmekti. Afgani bu hedefin inşası için öncelikle mevcut yapıların yönetimlerin dayandıkları temelleri yıkmak gerektiğini düşünüyordu, bu düşünce Afgani’nin ilk hedefiydi, ikinci hedef daha ziyade fikri mücadeleydi, emperyalizm, natüralizm,materyalizm ve modernizm ve bu anlayışları yaymada sömürgenin aracı olan Aligarh Üniversitesi’nede savaş açmıştı.

Günümüzdeki anti emperyalist hareketlerin ve İslami uyanışın temellinde Seyyid Cemaleddin’in mücadelesi vardır. Asrı saadete kadar uzanan İslami mücadelenin yakın tarihteki kökleri Afgani’ye dayanmaktadır. O İslami uyanışın öncüsü ve temel taşıdır. Afgani’ye en yakın olan Muhammed Abduh’tur, arkadaşı ve öğrencisidir.Cezayir devrimini kuzey afrikadaki diriliş ve özgürlük hareketinin İran İslam devriminin Türkiye’deki Islah hareketlerinin Afgani hareketleriyle ilişkisi vardır diyen DERVİŞOĞLU devamında İslami hareketi cezayirde dirilten Abdülhamit Bin Badıs bu okulun öğrencisidir.Günümüzdeki antiemperyalist devrimlerin ve İslami uyanışın temelinde Afgani’nin mücadelesi vardır.Bugün artık gövdesi hayli büyümüş olan ve Asrı saadete kadar uzanarak Kur’an ve sünnet çizgisiyle birleşen evrensel İslami mücadelemizin yakın tarihteki kökleri Afgani’ye dayanır.Islah ve İhya çabalarının veya çağdaş bir ifadeyle öze dönüş ve yeniden inşa faaliyetlerinin 20.yy’da filizlenen gücü büyük ölçüde Afgani’ye borçludur. Cemaleddin Afgani ve onun sahip olduğu Islah fikrini yaşatmaya çalışan Urvetul Vuska cemiyeti bağlıları biz Müslümanlar için 19.yy’da en önemli mevzimiz temsilcimiz ve temsilcilerimiz olmuşlardır. DERVİŞOĞLU; Onlar sahih tarihi birikimimizle 20.yy  İslami hareketlerinin irtibatını ve tevhidi mücadelenin sürekliliğini sağlayan en önemli bağlantı ve rehberiyet kanalımızı açmışlardır.

Cemaleddin Afgani 1838’de doğmuş ve 1897’de ölmüştür. Afgani’nin İranlı mı yoksa Afganistanlı mı olduğu tartışılan bir konu ama biz Müslümanlar için bu o kadarda önemli bir konu değil. Afgani  Mısır’da zamanın çoğunu klasik İslami kitapları şerh ederek geçiriyordu. Hac ibadeti için Hicaz’a doğru yola çıktığında bir yıl süre yolculuğu boyunca bir çok ülkeye gitti ve Hicaz’ın İslam’ın istişare merkezi olması bu istişarenin de her yıl yapılmasının gerekli olduğu fikrine ulaştı. Afgani sadece bir alim değil sadece bir hatip değil aynı zamanda örgütlü mücadeleyi esas alan bir liderdi. Ona göre örgütlülük cemaat olma bilinci önemliydi.

Son olarak DERVİŞOĞLU ; Cemaleddin Afgani’nin en önemli eseri kuşkusuz Muhammed Abduh’tur. Urvetul Vuska dergisi 19.yy’da Afgani ve Abduh tarafından çıkarılan ilk İslami dergidir. Derginin temel konuları:

1) İslam’da birlik

2)Batı sömürgeciliğine karşı İslam alemini kalkındırmak ve seviyesini yükseltmek

3)Mısırdaki İngiliz sömürgesi meselesine yoğunlaşmak…

Urvetul Vuska tanıtımında ve yayılmacılıkta varlığını bu dergi yoluyla sağlıyordu. Siyasi ve fikri bir dergiydi, Müslümanları canlandırmada önemli role sahipti. İlk defa bütün Müslümanlarının irtibatı bu dergiyle sağlanmıştır. Fakat dergi İngilizlerin baskısı sonucu Mısır’da, Hindistan’da yasaklanmış ve bulunduranlara hapis ve para cezası verilmiştir.18.sayıdan sonra daha fazla direnemeden kapanmak zorunda kalmıştır. Afgani’nin Urvetul Vuska hareketleriyle başlattığı hareket kendisinden sonraki tüm Islah hareketlerine ilham kaynağı olmuştur.

Türkiye’de Camiatül İslamiyye değişik çevrelerden isimleri etkilemiştir. Mehmet Akif, Ahmed Naim, Said Nursi ve dönemin Türk İslamcı isimlerindende bulmak mümkündür.Suriye’de Reşid Rıza, A.Kadir Magrıbi, Şekip Arslan, A.Rahman Kevakibi gibi öncülerde bu mektebin talebelerindendir.Cezayir’de A.Hamit Bin Badıs ve Malik Bin Nebi; Hindistan’da Ebul Kelam Azad ve Muhammed İkbalde bu okulun öğrencileridir diyen DERVİŞOĞLU sunumunu tamamladı.

bingol-20130419-02.jpg

HABERE YORUM KAT