“Bilgi, Sâbikûndan Olmak İçindir”
Gaziosmanpaşa Özgür-Der’de 22 Kasım 2019 Cuma günü “Bilgi Felsefesi ve Bilgi-Amel İlişkisi” konusu Kenan Levent’in sunumu ile gerçekleştirildi.
Kenan Levent, sunumuna ‘Bilgi’ meselesiyle ilgilenmemizin en önemli sebepleri arasında iman ile bilgi arasındaki doğrudan ilişki olmasından kaynaklanıyor diyerek başladı. İman bilinçli bir tasdik ve kabullenme olduğundan, tasdik için, insanda iman edilecek hususlara dair bir bilginin mevcut olmasına bağlıdır. Aynı zamanda itikada ilişkin esasları temellendirme ve açıklama açısından da önem arz ettiğini ifade etti. Bilgi meselesini, iki başlık altında Batı Felsefesinde bilgi problemi ve İslam açısından bilgi meselesi olarak ele aldı.
Batı Felsefesi açısından, bilgi probleminin Bilginin değeri ve kaynağı noktasında toplandığını söyledi. Bilginin değeri bağlamında dört ana görüş olduğunu söyledi:1)Dogmatikler, 2)Septikler, 3) Pozitivistler, 4)Pragmatistler, bunların yaklaşımlarına örnekler verdi. Bilginin kaynağı açısından da üç ana görüş olduğunu ifade etti: 1)Rasyonalistler, 2) Deneyciler, 3) Sezgiciler, bunlara dair kısa açıklamalarda bulundu.
İslam âlimlerine göre bilgi meselesi bağlamında ise; önce ilim kavramının sözlük ve ıstılahi anlamlarına değindi. Kur’an’ın kendini “Allah, sana Kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediğin şeyleri öğretti…” (Nisa/113) ayetinden de anlaşılacağı gibi ‘ilim’ olarak tanımlamaktadır. İlm ile irtibatlı olarak ilme’l-yakin, ayne’l-yakin ve hakka’l-yakin kavramlarına değindi. Kur’an’da ilmin vahiy, insanın tecrübe ve müşahede ile elde ettiği bilgi, sanat ve teknik bilgisi, fiziki ve imar bilgisine kadar çok geniş bir anlamda kullanıldığını söyledi.
İlmin elde edilme yolları bağlamında, İsrâ suresinde 36. ayetten hareketle;
1)Sem’(duyma) : Haber-i Sadık(doğru haber), bununda kendi içinde Mütevatir haber, Haber-i resul ve ilham şeklinde ele alındığını söyledi. Ancak İlham konusunda ittifak olmadığı gibi, bilgi kaynağı olarak kabul etmeyenlerinde bulunduğunu ifade etti. Kabul edenlerin de bu bilgiyi Kur’an’ın sarih ayetlerine aykırı olmaması şartıyla sadece ona inananları bağladığını görüşünde olduklarını söyledi.2) Basar(görme): Havass-ı Selime, Sağlam tecrübe ve müşahede bilgisi, bu bilgi sağlam ve sağlıklı duyular yoluyla elde edilen bilgilerdir.Bu bilgiler sanat ve teknik bilgilerin oluşmasında önemli bir yere sahiptirler.3)Fuâd(akıl-muhakeme): akl-ı selim’dir. Sağlıklı doğru, temiz ve fıtratla uyumlu aklın muhakemesi yoluyla elde edilen bilgilerdir.
Bilgi edinmenin amacı ve bazı meseleler bağlamında ise özetle şunları vurguladı;
En temel amacımızın Allah’ı bilme ve Allah’tan gelen vahyi anlama ve ona göre bir hayat yaşamak olması gerektiğini belirtti. Bilginin İslamileştirilmesi meselesi(daha doğrusu disiplinlerin İslamlaştırmak) konusuna değindi. Disiplinlerin belli bir dünya görüşünden doğduğunu ve o dünya içinde bir anlama sahip olduklarını ifade etti. Basit analojilerle ve sentezle bu disiplinleri İslamileştirmenin mümkün olamayacağı kanaatinde olduğun söyledi. Bilgi Salih ameller işlememize yol açmıyor ise sahibi açısında bir yüktür. Daha da öte sahibini, eşekleştirme riski oldukça yüksektir dedi. Bilgi edinmenin en temel amaçlarında biri de; bizleri ümmetim temel meselelerini çözme konusunda sâbikûnlardan olmaya icbar etmesi olduğu kanaatindeyim dedi. Bilgisiyle amel edene, “ Allah’tan ittika edin, Allah size gerekli olanı öğretiyor”(Bakara, 282) ayeti ve Resulullah’ın “Bildiğiyle amel edene Allah bilmediklerini öğretir” hadisi bilgi amel ilişkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bilgi ile meselelerde hatırdan çıkarılmaması gereken bir husus da Mutlak ilmin Allah katında olduğudur. Ve İnsana “ilimden çok az şey verilmiştir” düsturudur.
Program katkı ve soru-cevap faslı ile konuşmacının bir hadisten mülhem “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” duasıyla sona erdi.
HABERE YORUM KAT