Beyaz Türklerle uzlaşmak mümkün mü?
Aslolan, her çeşit fikrin serbestçe ifade edilebildiği, her sosyal kesimin ve siyasal grubun 'varoluş hakkı'na sahip olduğu demokratik bir rejim ve özgür bir toplumsal zemindir. Uzlaşı da ancak böyle ilkeler üzerinde mümkün olur.
Ancak, Kemalist beyaz Türkler eşitlik ve özgürlük değil, üstünlük ve ayrıcalık istiyorlar; daha doğrusu bunların muhafazasını. Bunu da devletin aygıtlarına, örneğin askeriyeye veya yüksek yargıya dayanarak gerçekleştirmek arzusundalar. Eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu bir sistemin, rakiplerini iktidar mücadelesinde daha avantajlı kıldığını hesap ediyorlar. Neticede, müttefik kamusal güçler vasıtasıyla rakiplerinden kurtulmaya çalışıyorlar. Nasıl mı? Demokrasi ve hukuk dışı yollarla...
Dolayısıyla demokrasi onlar için bir uzlaşı zemini değil. Bu rejimde hiç kazanamadıklarını düşünüyorlar. Sayısal olarak 'az' olmakla birlikte 'ağırlıkları'nın çok olduğu kanısındalar; ama her nasılsa 'demokrasi kantarı' onları tartmıyor, haklarını vermiyor! Böyle olunca da demokrasiye inanmıyorlar! Beyaz Türklerle uzlaşmadan Türkiye'nin yönetilemeyeceğini düşünen bazı 'arayolcular' var.
Peki uzlaşalım. Bir taraf demokrasi istiyor; 'ama'sız, vesayetsiz adam gibi tam demokrasi. Beyaz Türkler için ise demokrasi şeriat demek. 'Çünkü halk cahil, yobaz, dindar. Onların getirdiği şey olsa olsa şeriat olur' düşüncesindeler. Herkesin vatandaş olarak eşit oy sahibi olduğu bir sistem cehennem adeta onlar için. Nasıl yani manken kızımızla köylü Memed'in, işçi Ahmet'in ve zengin, eğitimli fakat başörtülü Büşra'nın oyları eşit mi olacak? Demokraside böyle ise bizim beyaz Türkler yoktur bu işte. Gerekirse –gerekmektedir çoktandır- 'para-militer veya gerilla tipi' askerlerin gelip halkın seçtiği iktidarı ortadan kaldırması mubahtır.
Onların istediği, 'vatandaşlar denize girerken halkı sahillerden silah zoruyla uzak tutacak' bir rejim. Bu rejimi ve 'tek' siyasi partisini biliyorsunuz. Onların özlemleri, 'Kızılay'a şalvarlı, kasketli halkın sokulmadığı' bir devir. Kimin devri olduğunu da biliyorsunuz bunun. İstekler böyle. Peki, bu taraflar arasında 'arayolcu' bir uzlaşı nasıl bir rejim üzerinde olabilir sizce? Söyleyeyim; 'ara rejim modeli teknokratlar hükümeti'.
Var mısınız? Beyaz Türkler AK Parti'nin kapatılmasını istiyor. Demokratlar, sadece AK Parti'nin değil hiçbir partinin kapatılamayacağını, partiler hakkındaki kararın halk tarafından verileceğini söylüyor.
Peki uzlaşalım, arada buluşalım. Nasıl mı? AK Parti kendini feshetsin Abdüllatif Şener'in partisinde buluşalım! Beyaz Türkler 'Avrupa tarzı yaşam'a varlar, ama Avrupa gibi demokrasi ve hukuk rejimi istemiyorlar. Demokratlar ise AB'ye üyeliğin daha güçlü bir demokrasi, halk için daha çok refah ve daha güvenli bir ülke anlamına geleceğini söylüyorlar.
Nerede buluşacağız, uzlaşacağız Beyaz Türklerle? Basit; Merkel ve Sarkozy'nin istediği gibi, tam üyeliği bırakıp 'imtiyazlı ortaklık'ta anlaşacağız. Beyaz Türkler Ergenekon soruşturmasına 'gülüyorlarmış sadece'. Demokratlar ise Ergenekon'u halk iradesine ve demokratik rejime yönelik kalkışmalarla hesaplaşmanın bir miladı olarak görüyorlar. Yine arada buluşalım; soruşturmayı yürüten savcıları Şemdinli'ye sürelim, Ergenekon sanığı ve Danıştay cinayeti mahkumu Alparslan Arslan'ı da Silivri savcısı atayalım!
Beyaz Türkler Kürtlerden hazzetmiyorlarmış, onları 'tembel, azgelişmiş, kaba' buluyorlarmış; Türkiye'nin her yerinde karşılarına çıkmalarından da rahatsızlarmış. Demokratlar ise farklı dinden veya etnik kimlikten herkesin demokrasi, çoğulculuk ve hukuk zemininde bir arada ve barış içinde yaşamalarını mümkün görüyor, yurttaşların eşitliğini ve özgürlüğünü temel referans olarak alıyorlar.
Nasıl uzlaşacağız şimdi Kürtleri ne yapacağımız konusunda beyaz Türklerle? Kürtlerin Türkiye'nin batısından 'temizlenip' Güneydoğu'da kendi devletlerini kurması mı olacak uzlaşı noktası? Uzlaşı için önce beyaz Türklerin Türkiye'yi ve dünyayı biraz doğru okumasını beklememiz gerekecek. 'Daha çok bekleriz', demeyin!
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT