1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. ‘Beraet-i zimmet asıldır..’ Yani, ‘aslolan, insanın suçsuz oluşudur!’
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Beraet-i zimmet asıldır..’ Yani, ‘aslolan, insanın suçsuz oluşudur!’

04 Haziran 2021 Cuma 16:21A+A-

Evet, ‘berâet-i zimmet asıldır..’

Bu üç kelimelik cümle, bir Müslüman insanın diğer insanlara bakışının temelini teşkil eder ve 160 sene öncelerde tedvin olunan  ‘Mecelle-i Hukûk-i Osmânîye’de de bir vecize halinde ifade edilmiştir.

Eğer, öyle olmazsa, sokaktaki bir yabancı ve hattâ en yakınımızdaki bir kimsenin bile, bize ters gelen söz, bakış veya başka tavırlarından dolayı ‘Muhtemel bir saldırgan’ zannedip  korkuyla, ‘O saldırmadan biz onu cezalandıralım..  Hattâ, o bizi öldürmeden, biz onu öldürelim.. Çünkü, onun içinde bir katil olması imkândışı değildir..’  şeklinde bir mantık çarpıklığına düşebiliriz..

*

Tarihimizden hatırlayalım: 

Hz. Ali- Muaviye İhtilafı’nın Sıffîn’deki  savaşa dönüşmesi öncesinde, meşrû’ Halife’nin ordusundan bir grup askerin, takib olunan siyaseti eleştirmekle yetinmeyip, ayrı bir taife oluşturarak Hz. Ali’nin saflarından çıkmaları hasebiyle, ‘hâricîler(khevâric) diye anılan ve binlerce savaşçıdan oluşan ‘taife’nin Nehrevan Cengi’nde büyük çapta bertaraf edilmesinden sonra..

Khevâric’in önde gelen isimlerinden Abdurruman ibn Mulcem, arkadaşlarının intikamını almak için, Hz. Ali’yi öldürmek niyetiyle Hz. Ali’nin bulunduğu Kûfe şehrine gider. İbn Mulcem’i orada görenler Hz. Ali’ye haber verip, onun iyiniyetli olamıyacağını söylerler ve hemen cezalandırılmasını isterler.

Yüce Resul (S) tarafından, ‘İlm şehrinin kapısı’ olarak tavsif olunan Hz. Ali,  bu talebi dile getirenlere, ‘Cürmden muqaddem cezâ yoktur..’  (Suç işlenmeden önce cezâlandırma yoktur..’) cevabını verir.

Elbette, muhtemel tehlikelere karşı gerekli tedbirler alınır, ama, hasım taraf da hedefini gerçekleştirmek için kendi tedbirlerini almıştır. Nitekim,  Hz. Ali’yi,  muhtemel bir Kadir Gecesi olabileceği  /yani,  eyleminin daha faziletli olacağı’  ümidiyle ve Ramazan’ın 19’uncu gecesi, mescidde namaz kıldırırken Hz. Ali’yi hançerler ve iki gün sonra da şehîd olur.)

*

Bu girizgâhın konumuzla ne ilgisi mi var?  

*

Mâlûm, son 1 aydır, ülke içsiyaseti, ‘Mafia lideri’ olduğu söylenen bir kişinin, kaçtığı yurt dışından, -kimlerin elinde ve emrinde ise-,ifşaat’ denilen ve gerçekle ilgili- ilgisiz yığınla iddiaları, sosyal medya aracılığıyla, kulağı kirişte olanların beyinlerine boca ettiği ve iç siyaseti düzenlemeye kalkıştığı ‘açıklama’larıyla meşgul..  ‘Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının yarısına yakınının sahte olduğu’  ise, dünyadaki durumu inceleyen İsviçre’li bir araştırma kurumunca yeni açıklandı. 

*

O kişi ise, büyük iş yaptığını sanıyor olmalı ki, sadece iç siyaseti değil, hattâ dış siyaseti bile tanzim gücünün olduğu havasında, yapacağı bazı açıklamaları, 14 Haziran Günü, Amerikan Başkanı Biden ile Türkiye Başkanı Erdoğan arasında  gerçekleşeceği bildirilen müzakereleri etkilememek için daha sonraya bıraktığını bile belirtiyor, büyük bir ‘lûtufkârlık’(!) yapıyor havasında..

Yani, istese, Türkiye’nin dış siyasetini bile etkileyebileceği havasında bu kişi..

Sallıyor sallayabildiği kadar.. Ne de olsa, karanlık, tutmuş bütün kapı- pencereleri..

*

Bu karanlıktaki kişi, geçenlerde, bir siyasetçiye, ‘her ay 10 bin dolar’ ödeme yaptığından da söz etti.

Geçen hafta, İçişleri Bakanı Soylu, TRT ekranlarından yayınlanan 2 saati aşkın bir programda, medya mensublarının sorularına cevap verirken, bu ‘10 bin dolar’ iddiasına da değindi ve sözü edilen kişinin m.vekili olmayan bir siyasetçi olduğunu belirtmekle yetindi. Yani, ‘O kişi, aşağı-yukarı tahmin ediliyor ve araştırılıyor..’  demekti bu, herhalde..

*

İşte bu noktada, muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, ‘Meclis  Başkanı Mustafa Şentop, bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Ayda 10 bin dolar rüşvete bağlanan siyasetçi kim? Şentop bu 10 bin dolar konusuna sessiz kalamaz. Sessiz kalıyorsa “Acaba, o da mı alıyor” diye sorulur.  Beyefendi posta memuru gibi (…)  sessiz kalıyor. Sen ileride torunlarının, evladlarının yüzüne nasıl bakacaksın? diye tuhaf bir sorumluluk yükledi; kanunen direkt bir yetkisi olmayan Şentop hocaya..  Halbuki, bu sorumluluk, Meclis’de olan-olmayan her makamın ve siyasî grupların omzundadır. Yetkili makamsa, ‘Savcılık’tır ve onun harekete geçtiği de bildirilmektedir.

Ama, sözkonusu muhalefet liderinin, ‘Man Adası’, sonra  ‘128 milyar dolar’ iddiaları tutmayınca,  şimdi gerilimi arttırmak ve Biden’ın Erdoğan hakkında 1,5 yıl önce dile getirdiği, ‘iktidardan uzaklaştırmak’  sözlerinin heyecanıyla, sorumsuzca davrandığı anlaşılıyor. Ama bu mantıkla, başkaları da o benzer bir suçlamayı, aynı kişiye iade edemez mi?

Haram olan, işte bu noktadır. Çünkü, hukûken delil yokken, bir kimseyi suçlamak yolu açılırsa, üzerine ‘cîfe’ sıçratılmayacak kimse kalmaz bir toplumda.. ‘Berâet-i zimmet asıldır..’ ölçüsü işte bunun için son derece önemlidir.

*

Nitekim Mustafa Şentop hoca, ‘Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin eleştiri değil, iftira olduğunu’ belirterek, ‘Kılıçdaroğlu ne kadar biliyorsa,  ben de o kadar biliyorum. Böyleyken, söylediği, bir siyasî bunaklık değilse eğer;  ancak bir haysiyetsizlik ve ahlâksızlıktır. (…) Tek nefeste, gözünü kırpmadan, bir insana iftirada bulunan kişinin bildiği bir şey varsa, açıklasın. Yoksa, bunu kasıtlı ve bilerek yapıyorsa, o zaman da siyasî bunaklık içinde olduğunu, bunun haysiyetsizlik olduğunu tekrarlıyorum..’  diyordu; haksızlığa uğramış birisi olarak..

*

Evet, delilsiz suçlamalar konusunda, aslî ölçümüzün unutulmaması tavsiye olunur.

*

YAZIYA YORUM KAT

12 Yorum
  • yusuf şahin / 10 Haziran 2021 03:20

    Bir gerçeğe temas edilmiş Hocam teşekkürler . Fasıkların haberine atlayanlar veyl olsun

    Yanıtla (0) (0)
  • Sezai Arıcıoğlu / 06 Haziran 2021 20:00

    ‘Beraet-i zimmet asıldır..’ Yani, ‘aslolan, insanın suçsuz oluşudur!’

    Ne kadar güzel bir başlık.

    Eşitlemeci.adalete uygun.naif.estetik.insan hak ve hürriyetlerini hatırlatan.barışçıl.


    bravo walla selahattin bey'e.
    tebrikler.(!)

    Yanıtla (0) (0)
  • Ahmet avr / 06 Haziran 2021 10:29

    Ağar ve oğlundan herşey beklenir nasıl vekil yapıldı şaşırıyorum bu gazeteci meselesi bu bayan erkek arkadaşı sağlam birine benzemiyordu o gece şişelerce bira içtiklerinden bahsediyor belki kız travmayı atlatmak içinmi çok içti yalnız erkek arkadaşı zannedersem Türkiye yi terketmiş Youtube da izledim sağlam birine benzemiyordu

    Yanıtla (0) (0)
  • aydın ayar / 06 Haziran 2021 10:24

    Birbirlerine iman bağı ile bağlı olan müslümanların ,birbirleri hakkında zan ile muamele etmeleri çok üzücü.
    Hele isimlerini saklayıp kurşun gibi cümleler kurmaları ayrı bir garabet.
    Her müslümanın dikkat etmesi gereken bir prensibi hatırlatan Selahattin ağabeye dönük bühtan edici ,söylemediğini ona nisbet ederek hüküm cümleleri kurmaları ise gaflet ile izah edilir.
    dostunu uyarayım diye düşünüp söylediği sözler ile düşmanlarını sevindirenleri niyetleri kurtarır mı bilmem.
    Selahattin ağabey bize hakikatin şahidi olarak dostlarımızı nasıl uyacağımızı tüm yazı hayatı boyunca örnekleyerek göstermiştir.Allah ona mükafatını versin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Saadet Ercan / 05 Haziran 2021 18:59

    Devlet Bahçeli diyanete ve imamlara bile dil uzatıyor sayın yazar hiç değinmiyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Serdar / 05 Haziran 2021 16:32

    Sayın yazar yukarıda ki yazısında Muhalefetin Man Adası, 128 milyar dolar iddialarının tutmadığını söylemesine rağmen aksine her iki iddianın da gerçek olduğu anlaşılmıştır.

    Man adası konusunda Muhalefetin iddia ettiği gibi Tayyip Erdoğan ın yakınlarının Man Adasında hesaplarının olduğu kesinleşmiş fakat para gönderilmediği, geldiği tezinden hareketle iddia bertaraf edilmeye çalışılmıştır.

    128 Milyar dolar olayında ise önce topluca inkar etmelerine rağmen ilk olarak bürokratlar sonra bakanlar sonra ise bizzat Tayyip Erdoğan ın kendisi “salgın döneminde kullanıldı” diyerek gerçeği itiraf etmişlerdir.

    Sedat Peker in iddialarına gelince;

    İddialardan bir tanesi Mehmet Ağar ve ekibinin 2 Milyar dolarlık marinaya çöktüğü iddiasıydı ki bizzat Mehmet Ağar "Ben olmasam mafya çöker" sözleriyle aslında kısmet iddiayı teyit etmiştir.
    Bir diğer iddiası Yeldana Kaharman isimli gazeteci kızın Mehmet Ağar ın oğlu ve Akp Milletvekili Tolga Ağar tarafından tecavüze uğradığı sonra kız şikayette bulununca öldürülüp intihar süsü verdirilerek olayın örtbas edildiğidir. Kızın Tolga Ağar ile röportaj yaptığı ve sonraki günlerde evinde ölü bulunduğu netleşmiş olup sadece üstü kapatılan ölümünün ve Tolga Ağar ın konuyla ilişkisinin olup olmadığı aydınlatılmayı bekliyor.

    Bir diğer iddiası ise Binali Yıldırım ın oğlu Erkan Yıldırım ve Kıbrıslı gazinocular kralı Halil Falyalı nın ortak uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları ve bu bağlamda Erkan Yıldırım ın yeni güzergah organize etmek üzere Venezuela ya gittiği iddiasıdır.

    Öncelikle Binali bey iddiaları reddedip oğlunun test kiti ve maske dağıtmak için gittiğini söylese de belirtilen tarihlerde gümrük kayıtlarında Türkiye den Venezuela ya maske gönderilmediği anlaşılmıştır. Erkan Yıldırım ile ilgili İddiaların yargı tarafından adil bir şekilde aydınlatılması gerekmektedir.

    Sedat Peker in doğrulanan iddiaları olduğu gibi şüphesiz ki yalan söylediği iddiaları da olabilir ve bu iddiaları devlet araştırmak ve gerçeği ortaya çıkarmak zorundadır.

    Gerçekler er geç ortaya çıkmaya mahkumdur ve biz Müslümanlar her kimi etkilerse etkilesin hangi partiye yarar hangi partiye zarar verirse versin sadece ve sadece hakikati öğrenmek ve ortaya çıkmasını istemekle mükellef ve sorumluyuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Selahaddin E. Çakırgil / 05 Haziran 2021 13:13

    Hakan isimli iddia sahibine..
    Benim kişiler hakkında, herkesi şaibe altına alabilecek bir yazım var mı ki, burada, 'filan ittifaktan olursa beraet-i zimmet olur.. ' diye aklınca ve sözümü çarpıtarak dalga geçiyorsun. Bir islâmî ölçüyü niçin hafife alıyorsun..
    Yaptığın ayıp değil mi?
    Herkes birbiri için, delilsiz olarak , 'filan da hırsız olabilir, rüşvetçi veya kaatil olabilir..' diye ihtimal kapılarını açmaya çalışırsa,, bunun altından kim sağlam çıkabilir?
    Benim bu sözüm de, adı Hakan olan herkes için değildir, perde gerisinden kimliğini gizleyerek bir kılçık atmayı marifet sanan kişiyedir; her kim ise..

    Yanıtla (0) (0)
  • Müslüman Kürt / 05 Haziran 2021 12:21

    Söz konusu cumhur ittifakı ve sahne arkadaşlarıysa gerisi teferruattır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih / 05 Haziran 2021 11:43

    ahsen rumuzlu yorumcu demiş ki: ".... Yok efendim sorgulansın araştırılsın falan filan. fasıkın haberiyle iş yapılır mı?"
    Evet fasıkın haberiyle iş yapılmaz ama asıl fasıkın haberi araştırılır, soruşturulur. Adam pislik bir mafya babası olabilir, dış siyasete ve bir çok konuya dair serdettiği tezvirat zaten bilenlerce çürütülebilir hatta ciddiye alınmayabilir. Ama bizzat kendisinin de içinden çıktığı ve en iyisini kendisi gibi kirli kişilerin bildiği aleme dair yer, zaman, isim vererek ortaya döktüğü iddialar da yok sayılamaz. Açık açık isim ve adres belirtip cinayet ifşa ediyor. Bu araştırılmasın mı? Mafya-siyaset-devlet ilişkileri çok mu kurmaca? Mehmet Ağar denen bir adam bize çok mu yabancı?

    Yanıtla (0) (0)
  • hayat bu / 05 Haziran 2021 10:10

    Ülkenin iç işleri bakanı bir iddia atıyor . Bütün siyasetciler zan altında kalıyor. Konuyu netleştirelim için milletvekilimi bu deniyor " bilmem" diye yanıt veriyor. Zann daha bir hız kazanıyor. Bizzat meclis başkanı da zan altına alınıyor. Bundan ötesi iyimser düşünme yada Berâet-i zimmet asıldır anlayışı da ortadan kalkıyor.. iddia sahibi iç işleri bakanı. Sorumluyuz söylediklerimizden söylemediklerimizden yaptıkladımızdan yapmadıklarımızdan...en tepe siyasetçi de en alt siyasetçi de zan altında iken iddia sahibinin iddiasına ...Yani, ‘O kişi, aşağı-yukarı tahmin ediliyor ve araştırılıyor..’  demekti bu, herhalde.. diyerek olayı kapatmaya görmezden gelmeye çalışmak niye ki!!!???

    Yanıtla (0) (0)
  • Hakan / 04 Haziran 2021 19:20

    Cumhur ittifakı suçlanırsa beraati zimmet asıldır...

    Yanıtla (0) (0)
  • ahsen / 04 Haziran 2021 18:12

    bu mafya bozuntusunun sözleri ile Tayyip beye ve akp'ye az laf vurulmadı, tamam ebu cehil taraftarları bunu yapsınlar yaparlar da insanın zoruna giden Tayyip beye yakın olanların yaptığıdır. bu konuda müslümanlar iyi bir sınav verdiler mi? hiç zannetmiyorum. yok efendim sorgulansın araştırılsın falan filan. fasıkın haberiyle iş yapılır mı? ayrıca memleket bu kumaş bu elbette bunların kullanmış olabilir akp. bu arada maaş alan falan da olabilir. mühim olan bunlara teslim olmamaktır. bu çapulculara kulak vermek buradan seçilmiş iktidara laf saymak hiç ama hiç hoş değil...

    Yanıtla (0) (0)