Suriye’de yaklaşık 250 bin kişinin katledildiği savaşta 4 yıl geride kaldı. Mart 2011’de başlayan savaşta en büyük bedeli siviller öderken, İran’ın doğrudan desteği, Rusya ve Çin’in de Birleşmiş Milletler’in adım atmasını engelleyen vetoları ile Beşşar Esed rejimi, her gün onlarca insanı katlediyor. Yıkımın en çok hissedildiği kentlerden biri olan Halep’te ise bir yandan abluka diğer yandan da bombardıman nedeniyle ölüm-kalım savaşı yaşanıyor. Can pazarının yaşandığı hastanelere her gün onlarca yaralı getiriliyor.

PARÇALANMIŞ VÜCUTLAR

Canlarını ve ailelerini tehlikeye atma pahasına çalışan Halepli doktorlar, savaşın açtığı yaraları kapatmakta çaresiz kalıyor. Onlardan biri de neredeyse 24 saat görevinin başından ayrılmayan Dr. Osman el-Hac Osman. Suriyeli doktorun, YouTube’da yayımlanan görüntülerinde anlattıkları, bombalanmış, parçalanmış ve ölüme terk edilmiş insanların dramını gözler önüne seriyor: "Her gece bacakları ve kolları kopmuş çocuklar ya da beyni kafasından fırlamış çocuklarla ilgili kabuslar görüyorum. Her gün güvenli bir bölgeye, şehir dışına gitmek ve yaşamıma, normal hayatıma devam etmek fikri aklıma geliyor. Ama eğer ben gidersem bu yaralılara kim bakacak? İşte bu yüzden durmadan devam ediyorum ve savaşın yakında bitmesini umuyorum. Bu sorunları aşmamızı ve kabuslarımın bitmesini ümit ediyorum."

Rejim askerlerini bile tedavi ediyoruz

Gösteriler sırasında yaralanan insanları tedavi ettiği için tutuklandığını anlatan doktor şöyle devam ediyor" Bir günde ortalama 100-150 hasta tedavi ediyoruz. Sivilleri ve Özgür Suriye Ordusu askerlerini, hatta Esed’in ÖSO tarafından yakalanan askerlerini de tedavi ediyoruz. Çoğu yaralı ve genelde sivil hastalar. Hastalarımızın yaklaşık yüzde 80’i sivil. Yüzde 20’si ise ÖSO’dan.

Tıp öğrencilerini yaktılar

Fedakar doktor Dr. Osman, hayatının uzun zamandır tehlikede olduğunu ancak ailesi için endişelendiğini söylüyor. “Suriye rejimi beni yakalar yakalamaz öldürür ve burada beni tanıyan herkesin başı derde girer" diyen doktor, “Birçok doktor öldürüldü. Üç arkadaşım suikasta uğradı. Tıp öğrencilerini yakaladılar, öldürdüler ve bedenlerini yaktılar. Ben iki kere tutuklandım. Beş ay hapishanede kaldım” ifadesini kullanıyor.

Halep’teki doktorların kâbusu

Dr. Osman: “Bizim için asıl sorun sağlık personeli. Önemli alanlarda çalışan uzmanlara sahip değildik. Damar cerrahımız yoktu. Damar cerrahımız olmadığı için birçok hastayı kaybettik. Ben savaştan korkan bir insan değilim. Görevinden korkan bir insan değilim. Bu benim görevim, hayatım, mesajım. Biz hayat kurtarıyoruz.”

Bin savaşçıyı öldürmekten iyi!

Bulundukları yerin güvenli olmadığını ifade eden Dr. Osman, “Hastaları burada uzun süre tutamıyoruz. Çünkü eğer onlara ilk yardım yapıp başka hastanelere sevk edersek, onları güvenli bölgelere gönderirsek ve eğer bir sivilse bu kişiler için bir sakıncası yoksa onları Esed bölgesine gönderiyoruz. Çünkü Esad güçlerinin kontrolünde olan bölge Suriye’nin zengin bölgesi. Orada güvenli olan birçok özel hastane var. Biz de hastalarımız daha iyi bakım görsünler diye oraya gönderiyoruz. Ancak Şam yönetimi sağlık personeli ve doktorları hedef olarak görüyor, askeri bir hedef” derken, rejimin, “bir doktoru öldürmenin bin savaşçıyı öldürmekten daha iyi olduğunu” düşündüğünü de ekliyor.

Çocuk hastanesini neden vuruyorsunuz?

Halep Sahra Hastanesi adeta savaşın özetini anlatan bir mekana dönüşmüş durumda. Bombalanan bu hastane bir zamanlar Beşşar Esed’e yakın bir işadamı tarafından işletilen 7 katlı özel bir klinikti. Şimdiye kadar 5 kez doğrudan vurulmuş, 15 defa da yakınlarına bomba düşmüş. Savaştan önce veteriner hekim iken şimdilerde Dr. Osman’a yardım eden Dr. Abaman ise, bir yandan yerle bir olan hastaneyi gösterirken, “Esed’in ordusu her yere ateş ediyor, hastahaneleri vuruyor, sıradan insanları vuruyorlar. Burası bir çocuk hastanesi. Neden vuruyorlar?” diye soruyor.

Yeni Şafak