Ben bugün YARSAV’cıyım..
Eleştirdiğimiz kurumlar, eleştirdiğimiz kişiler... Hep mi yanlış yaparlar? Hiç mi doğru işleri olmaz?
Tabiî ki böyle bir iddiada bulunmak mümkün değil.
YARSAV aleyhine defalarca eleştiride bulundum.
Ama bugün, YARSAV lehine yazacağım. YARSAV’ın haklı bir talebine dikkat çekeceğim.
YARSAV, bundan kısa bir süre önce, çok önemli bir açıklama yaptı.
Ne dedi YARSAV?..
“Hakim ve savcı alımında, sözlü mülâkatlar kamera önünde olmalı...”
YARSAV, kamerayı niçin istiyor?
Şeffaflık için..
Hakim-savcı alımında, torpil olmasın diye..
Şu belediye başkanının akrabasına, bu milletvekilinin yeğenine, hakketmediği halde “başarılı not” verilmesin diye.. Şu liseden veya bu liseden çıkan arkadaşa, hakketmediği not verilmesin diye... Şu ilin çocuğudur diye, ondan daha lâyık adaylar varken, torpille sınav sonuçları altüst edilmesin diye..
İmtihanlar kamera ile kayıt altına alınmalı ve itiraz edildiği takdirde, yargı makamı kayıtları inceleyip, bir haksızlık olup olmadığını tespit etmeli..
Böyle bir talebe itiraz edilir mi?
Tabiî ki edilmez.
YARSAV’ın bu talebini not aldık. Ve dillendiriyoruz. Destekliyoruz.. Bu anlamda bugün, “Ben de YARSAV’cıyım” diyorum..
Ve kendilerinden de, bizim yapacağımız teklifi de desteklemelerini bekliyorum.
Ki; tutarlı olsunlar.
Ki; dürüstlük adına bu talepte bulunduklarını ispat etsinler..
Nedir teklifimiz: Yargıtay’a üye seçiminin de, benzer usulle olması.
Yazılı sınav.. Arkasından da, sözlü mülâkat.. Ama mutlaka, sesli ve görsel olarak kayıt altına alınarak..
Böylece, hakim-savcılarımız, Genelkurmay’dan paşaları arayıp, “Azıcık bir desteğe ihtiyacım var..” demezler.
HSYK üyelerini arayıp, kendilerini tanıtmak için randevu isteme ihtiyacı hissetmezler..
Yazılı sınava girerler.. Alınlarının teri ile, hakketmişlerse eğer, başarı ile çıkarlar.
Sonra da, kayıt altına alınan sözlü mülâkatta, sorulan soruları cevaplandırır, yine alınlarının teri ile Yagıtay üyesi olurlar..
HSYK’da şu ilimizden bir üye var ve o üye de kurulda etkin diye, Yargıtay’a seçilen üyelerin doğdukları ili araştırdığımızda, küçük bir ilden 5, ondan çok daha büyük nüfusa sahip ilden 1 üye seçildiği örneğinde olduğu gibi, garabetlerle karşılaşmamış oluruz..
Kimse, “Acaba seçimlerde ne torpiller işledi?” merakında olmaz.
Dün örneğini verdiğimiz Umur Tarhan gibi Yargıtay üyeleri için hiç kimse, “Acaba aradığı paşa devreye girdi mi, girmedi mi?” diye gereksiz meraka kapılmaz...
YARSAVBaşkanı Emine Ülker Tarhan Hanım için hiç kimse; “Eşi Umur Bey, paşayla görüştükten sonra, acaba başka gelişmeler de oldu mu, olmadı mı?” diye araştırma yapmaya koyulmaz.
Evet, YARSAV’ın yeni yönetiminden bekliyorum bu çıkışı..
Kendileri de YARSAVüyesi olan HSYKBaşkanvekili ve diğer HSYK üyelerinden bekliyorum böyle bir çözüm önerisini..
Gecikmeye gelmez.. Bugün yarın, Yargıtay’a yine seçim var..
20’den fazla üye seçileceği belirtiliyor.
Hem seçilecek kişilerin liyakatlerinin tartışmaya açılmaması için, hem de HSYK’nın; “ideolojik görüş”, “hemşehricilik”, “YARSAV üyeliği” vs. gibi hukuk dışı tasnifle seçim yaptığı eleştirilerine meydan vermemek için, Yargıtay’a üye seçiminde, hemen sınav sistemine geçilmelidir.
Üniversiteye öğrenci alımında sınav yapıyoruz.
Kaymakam alımında, hakim-savcı alımında sınav yapıyoruz.
Yargıtay’a üye seçiminde niye sınav yapmıyoruz?
Sanki Başbakan, Kültür Bakanı’nı atıyormuş gibi, tamamen takdire dayalı bir tercihle gerçekleşen Yargıtay’a üye seçimini niye sürdürüyoruz?
Haydi beyler.. Akıl için yol birdir..
Buyurun aklın emrettiğini hayata geçirmeye!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT