Belgelerdeki Filistin ihaneti
El Cezire televizyonu, Fetih yönetimiyle siyonist rejim arasındaki görüşmelerle ilgili ele geçirdiği bin altı yüz gizli belgeyi yayımlamaya devam ediyor. Yayım başlayalı beri ortalık karıştı. İyi de oldu, kim nerede duruyor herkese ayan beyan olsun.
Şimdilik ortaya çıkanlar Kudüs, Mescid-i Aksâ, mülteciler, sınırlar ve güvenlik konularında “ihanet” olarak nitelendirilecek çapta verilen tavizleri belgeledi. Bunlar ileride yayımlanacak daha şok edici ihanetlere sanki hazırlık niteliğinde. Filistin halkı başta olmak üzere Arap ve Müslüman halklar daha kötü haberlere ısındırılıyor gibi.
Fetih yönetiminin karar mekanizmalarının en üst düzey yöneticileri ortaya çıkan ihanetlerini tevil etmek için kanal kanal gezip belgelerin çarpıtıldığını, bağlamından saptırıldığını söylüyorlar. Hele Abdu Rabbu El Cezire’yi ve Katar Emiri’ni tehdit etti ki, görmeye değerdi. Katar Emiri’nin Amerika’yla olan ilişkilerini hatırlatarak Katar’daki Amerikan askerî üssünün Araplara karşı nasıl kullanıldığını söyledi ve bunları El Cezire’den yayımlamasını istedi. Bir anlamda farkımız yok mesajını verdi.
Baş müzakereci sıfatıyla yıllardır Filistin halkını temsil eden Saib Arikat ortaya çıkan belgelerde bu sıfatı haketmeyi bir tarafa bırakın, İsrail tarafının isteklerini Filistin halkına yumuşatarak kabûl ettiren zavallı bir aracı pozisyonunda.
Filistin halkı gerçeğin bu derece çıplak olarak karşılarına çıkmasından etkilenecektir elbette. Ama karanlık içinde karanlık çeteleri barındıran Fetih’in kemikleşmiş militan kadroları her şeye rağmen bu ihaneti içlerine sindireceklerdir.
Ramallah’ta El Cezire’nin ofisine saldıran Fetih taraftarlarının belgelerin doğruluğunu sorgulamak yerine El Cezire’ye gözdağı vermeyi yeğlemesi bunu gösterir.
Açık konuşmak gerekirse, Filistin dâvâsına biraz yakından bakmayı becermiş birisinin Mahmut Abbas ve ekibinin ihanetini ortaya çıkaran belgelere fazla şaşıracağını sanmıyorum. Wikileaks’in yayımladığı belgelere fazla şaşırmadığımız gibi. Ama karanlık ilişkilerin en azından tarihe bir not düşülmesi adına belgelenmesi ve neye inanacağını bilmeyen kararsız kesimlerin önünün aydınlatılması açısından son derece önemlidir.
2006 yılında Filistin genel seçimlerini Hamas’ın (İslâmî Direniş Hareketi) kazanmasıyla Fetih kadrolarının gerçek yüzü iyice ortaya çıkmıştı. Sonraki yıllarda ise İsrail’le beraber binbir türlü komploların içine girerek siyonist işgale karşı vermiş olduğu direniş mâzisine kara leke sürdü.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Hamas haklı çıktı. Bu yapı hakkında söyledikleri artık bu belgelerle ortada.
Bundan sonra bu kadroların İsrail ve Amerika’nın fazla işine yaramayacağı açıktır. Ya Fetih’in başına yeni isimler getirilecek ve onlarla işler kotarılacak ya da yeniden fiili bir iç çatışma körüklenecektir. Bu belgelerden sonra Filistin sokaklarının kaynadığını ve bir çatışma zeminin hazır olduğunu söyleyebiliriz.
Bu belgeler İsrail’in kesinlikle çözümden yana olmadığını bir daha göstermiştir. Görüşmelerde tek yaptığı şey daha fazla taviz koparmak, her tavizden sonra yeni tavizler talep etmek. Bunu da ABD’nin desteğiyle yapmaktadır.
ABD’nin İsrail sözkonusu olduğunda nasıl taraf olduğunu ABD’nin, İsrail’in Mavi Marmara gemisi baskınına ilişkin soruşturmasını “inandırıcı ve tarafsız” bulduğunu söylemesinden anlayabilirsiniz. Müttefik dediği Türkiye’yi kızdıracağını bildiği hâlde İsrail’e bu haksız desteği vermiştir.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT