Bedir ve Uhud Zafer mi Yenilgi mi?
Sakarya Özgür-Der'in “Peygamberin Örnekliği” seminerlerinde bu hafta Murat Aydoğdu, “Bedir ve Uhud Zafer mi Yenilgi mi” konusunu anlattı.
Özgür-Der Sakarya Şubesince düzenlenen “Peygamberin Örnekliği” seminerlerinin dördüncüsü “Bedir ve Uhud Zafer mi Yenilgi mi” başlığı ile Murat Aydoğdu tarafından dernek merkezinde verildi.
Sezai Arıcıoğlu’nun Murat Aydoğdu’nun kısa özgeçmişi ve konu hakkında yaptığı girizgâhın ardından Murat Aydoğdu’nun sunumuna geçildi.
Murat Aydoğdu’nun sunumundan başlıklar:
Bedir ve Uhud’ta benim tesbit edebildiğim beş tane husus var.
1-Nifak-Gevşeme-Vesvese: İslam’ın artık belirli alanlarda iyice görünür hale gelmesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Güçlenen İslami yapı ile beraber onu içten çökertmek isteyecek bazı münafıkların veya münafık zihniyetin ortaya dedikodu yaydığını vesvese çıkarttığını görüyoruz. Bu durum Müslümanların şevklerinin kırılmasına ve gevşeklik göstermelerine sebep olabiliyor. Bizler aslında münafık deyince imanının gizleme gibi algılıyoruz ama Kur’andaki kullanım yerlerine bakıldığında geri duran görevden kaçan mücadeleden uzak duran kişiler için de kullanılır.
2.Dünyevileşme-Sekülerleşme: Bu savaşlarda ortaya çıkan mal mülk hırsı ganimet sevdası bir anlamda dünyevileşmeyi ve sekülerleşmeyi de ifade etmektedir. Özellikle Uhud’ta bu sosyo ekonomik arka planın önemi ortaya çıkıyor.
3.Yahudileşme-Ehli Kitaplaşma: Medine Yahudilerin kurduğu bir şehir. Üç tane büyük Yahudi kabilesi var. Bunun yanında bir de Yemen’den gelen Evs ve Hazreç isimli iki büyük kabile mevcut. Yahudilerin her yönden birikimli olmaları aynı zamanda Müslümanları da etkileyebiliyor. Gündemi ekonomiyi toplumsal ilişkileri etkiliyorlar.
4.Mucizeler-Kehanetler: Bu iki savaşla alakalı olarak anlatılan çok sayıda mucize ve kehanet anlatımları var. Bu beklenti bir müşrik beklentisidir. Müşrikler Peygamberimize yanında seninle beraber bir melek olmalı değimliydi derlerken aslında mucize beklentilerinin yanında bir karakteri de bir zihniyeti de anlatmış oluyorlardı. Bedir ve Uhud taki bu mucize beklentileri de işte bu aynı zihniyetin uzantısıdır. Rivayetlere baktığımızda Kur’an anlatımı ile taban tabana zıt o kadar çok olağanüstülük var ki inanılmaz derecede. Bizim için tek mucize Rabbimizin Kitabıdır. Bu konuyla alakalı olarak Abduh; Menar’da İslam mucizeler dini değil fıtrat dinidir der.
5. Kişilerin Kutsanması: Peygamberin insan olma vasfından çıkartılıp rububiyete giden Bazı özellikler atfedilmesi Peygamberin kutsanmasıdır ve örnek olmaktan çıkartılmasıdır.
Şimdi baktığımızda Peygamberimiz öyle bir barış elçisi olarak anlatılıyor ki bunun elbette gerçeklik payı vardır ama yeri geldiği zaman onurlu bir şekilde sertlik gösterdiği zamanlarda olmuştur. Fıtraten şiddet yanlısı değildir fakat bu onun her şeyi kabullenen bir yapısı olduğu anlamına gelmez. Mesela Süleyman kıssasında Hudhudun gelip Süleymana Saba Melikesinin yurdunda insanlar güneşe ateşe tapıyorlarmış dediği zaman Süleyman hemen Orduyu toplayın emri veriyor. Yani ortada Allah’a şirk veya zulüm olduğu zaman maslahatmış anlayışmış bunlara bakılmaz.
Sonuç olarak Bedir ve Uhud savaşları Kur’anda Ali İmran ve Enfal surelerinde anlatılır. Kesinlikle sayıya rakama bakılmaz ayetlerdeki melek inme olayı da yine Müslümanlara sekine vermek onların yetenek ve kabiliyetlerini ortaya çıkartmak anlamında anlaşılmalıdır.
Sunumun ardından soru ve katkılarla devam eden program yapılan ikramın akabinde sona erdi. Peygamberin Örnekliği seminerlerinin beşincisi önümüzdeki ay Hudeybiye Anlaşmasının ele alınacağı programla devam edecek.
*Muhammed Abduh, El Menar
HABERE YORUM KAT