"Bedir ve Uhud Savaşları, Sonuçları"
Başakşehir Özgür-Der’de her ayın ikinci Perşembe’si düzenlenen Siyer-i Nebi sohbetlerinde, Medine Dönemi konuşulmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz ay, Medine dönemine başlangıç yapıp Medine Vesikasına değinen ve Bedir Savaşı öncesinde Müslümanların çevre bölgelere yaptıkları harekatlara kadar anlatan Bahattin Urlu’nun kaldığı yerden bu ay konuya Kasım Kara devam etti. M. Furkan Gökçe’nin görselleştirme yaparak katkı sağladığı slayt gösterili sunumda, “Çağrı” filminden bazı sahnelere de yer verildi.
Kasım Kara konuşmasına, Urlu’nun kaldığı yeri özetleyerek başladı ve Bedir Savaşına giden sürece değindi. Ebu Sufyan’nın 1000 develik kervanıyla birlikte Şam’a ticarete gittiğini fakat dönüş için içinin hiç rahat olmadığını belirten Kara, Ebu Sufyan’ın geri dönerken Mekke’ye ulak gönderdiğini ve 40 atlı ile korunan kervanına yardım çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Bu durumun, Müslümanların artık bölgede gücünün hissedildiği, yaşanan siyasal, sosyal veya ticari hadiselere yön verebildiklerinin göstergesi olabileceğini söyledi. Bedir öncesinde de güçlenen Müslümanların Rasul’den zaten savaş istediklerini ve o savaş izninin de Hacc Suresi’nin 39. Ayetiyle beraber indirildiğine değindi. Kara, Bedir Savaş’ına doğru giden süreçte Sad b. Muaz’ın şu sözlerinin üzerinde özellikle durdu.
“Ey Allah'ın Resûl’u! Biz sana iman edip, seni tasdik ettik. Bize getirdiğin şeyin hak ve gerçek olduğuna şahitlik yaptık. Sana itaat etmek ve sözünü tutmak konusunda söz verdik. Ey Allah'ın Resul’ü! Ne istiyorsan onu yap, biz seninle beraberiz. Seni hak din ve kitapla gönderen Allah'a yemin olsun ki, sen şu denize dalacak olsan, bir an tereddüt etmeden biz de seninle birlikte dalarız. Bizden bir kişi bile geride kalmaz. Yarın bizimle birlikte düşmana karşı gitmenden rahatsız değiliz. Savaşta direnmek, zorlukları göğüslemek, düşmanla karşılaştığımızda emirlerine uymak; hepsi bizim içindir, biz bunları yapacak bir topluluğuz. Umuyoruz ki Allah sana bizden gözünü aydın edecek kahramanlıklar gösterecektir. Allah’ın bereketi ile yürüt bizi. Sonuna kadar seninle beraberiz. (Sa'd b. Muaz)
Sad b. Muaz’ın bu sözlerinin bütün ashabta hissedildiğini ve Müslümanların artık savaşa hazır olduklarını belirten Kara, Ebu Sufyan’ın kervanının sağ salim Mekke’ye ulaştığını fakat Mekkelilerin savaş hazırlıklarına başladığı haberinin Rasul’e geldiğini belirtti. Bir kısım Müslüman’ın Kervanı gözlediğini geri kalanların da Bedir de konumlandığını hatırlattı. Bedir’in jeopolitik konumuna da değinen Kara, Mekkeli Müşriklerin ordusu ve Müslümanların ordusu hakkında bilgiler verdi. Enfal Suresinde ki birçok ayetin Bedir Savaşı ile ilgili indirildiğini ve savaşın, gerek öncesi gerek sonrası her aşamasında indirildiğini ifade etti.
Bedir’de, Müslümanların harika bir zafer elde ettiğini savaş sonrasında da çok hareketli ayların yaşandığını detaylı bir şekilde anlatan Kara, vakit kaybetmeden Uhud Savaşına değindi. Müşriklerin bu savaşı “İntikam Savaşı” olarak nitelendirdiklerini belirtti. Uhud savaşına giderken, Müşriklerin rahat durmadığını özellikle ensar ve muhacir arasında fitne çıkarmaya çalıştıklarını ve bu fitnenin de karşılık bularak Abdullah b. Ubey gibi isimlerin yan çizdiğini ifade etti. Bu olaylar üzere inen Bakar Suresinin 122-125. Ayetlerini okudu.
Uhud Savaşındaki yaşanaları detaylı bir şekilde anlatan Kara, daha sonra Çağrı filminin Uhud savaşı ile ilgili sahnelerini izletti. O sahnelerdeki atlılar ve okçular için yapılan hikayeleştirmenin gerçekten doğru olduğuna ve yerini bulduğuna değindi. Daha sonra Uhud’un Kazandırdıkları diyerek bir parantez açan Kara, Ali imran Suresinin 132-139. Ayetlerini okudu.
Sözün özü diyerek konuşmasını toparlayan Kara, şu ayetlerle sunumunu tamamladı.
Enfal/24, Yunus/25, Bakara/16, Muhammed/33, Hucurat/7, Kehf/110, İsra/77, Fetih/23, Ali İmran/140-144
Program soru-katkı ve cevap bölümü ile sona erdi.
Haber: M. Furkan Gökçe
HABERE YORUM KAT