BDP adayları, o belgeleri daha önce niye almadı?
Ateist Kürtçüler, milletvekili adayı oluyorlar..
Maksat; milletvekili olmaktan ziyade, ortalığı nasıl karıştırırız planına endeksli.
Onun için de, adam gibi belgeleri toplayacaklarına, kaos çıkartacak eksiklikleri kasten yapıyorlar.
Mesela ne yapıyorlar?
Bir tanesi 1.5 yıl hapis cezasına çarptırılmış..
Daha sonra çıkarılan kanunla, o suçun cezası 6 aya inmiş!
Milletvekili olmak isteyen bir kişi, ne yapması gerekir?
“Benim eylemim, daha önce 1.5 yıl hapis cezasına çarptırılıyordu. Ve bu cezayı bana verdiniz. Ancak daha sonra çıkan kanunla, bu eylemin cezası 6 aya indi. Benim de cezamı, 6 aya indiriniz” demesi gerekir.
Savcıların da bunu re’sen yapması gerekir ama; savcı yapmayınca da, sanığın bu müracaatı yapıp, işini takip etmesi gerekir.
Bunun için büyük hukukçu olmaya gerek yok.
Bunun için büyük masraflar yapmaya, uzun dilekçeler yazmaya da gerek yok.
Üç satır yazıp verseniz; mahkeme, cezayı hemen 1.5 yıldan 6 aya indirecek.
Ama milletvekili olmak isteyen sanık, bu müracaatı yapmıyor.
Ceza 1.5 yıl olarak kalınca, milletvekili adayı olamazsınız.
Bu haliyle gidip, milletvekili olmaya müracaat ederseniz, YSK da reddeder adaylığınızı..
Hanımefendi üç satır dilekçe yazıp hukukî durumunu düzelteceğine, bunu yapmıyor. Adaylığı iptal edilince, gariban halkı döküyor sokağa. Onlarca insanımız yaralanıyor. Bazı vatandaşlarımız ölüyor.
Kimin yüzünden?
Üç satır dilekçe yazıp, “Kanun değişti, benim cezamı yeni kanuna göre verin” demeyen milletvekili adayı yüzünden.
Bir aday böyle de, diğerleri çok mu masum?
Onların da hiçbirisi, aldıkları mahkûmiyetlerin milletvekilliğini engellediğini görerek, bunu bertaraf edecek yeni kararları almamışlar.
Adeta, “Biz milletvekili olacağız. Eksik belge vereceğiz. O eksik belgeleri, siz kendiniz, ilgili yerden toplayın” demişler ve eksik belgelerle müracaatlarını yapmışlar.
“Ben, şu tarihli karar ile şu kadar ceza aldım. Bu cezamı yatıp, çıktım. Cezamı yatıp çıktığıma dair cezaevi yazısı ektedir. Cezamın infaz edildiğine, siyasi hakları kullanmama engel bir durumun olmadığına ilişkin derkenarın verilmesini, talep ederim” diye dilekçe yazıp, ilgili mahkemeden cevabı alacaklarına, bunu yapmamışlar..
YSK da, burunlarından kıl aldırtmayan bu adayların kaos çıkartma amaçlı tuzağını görüp, bir ara formül bulmamış. Adaylara, daha ilk müracaatları sırasında, eksiklikleri tespit edip, hemen ilgililere bildirmemiş, günler sonra incelemeye başlamış..
“İlgili mahkemelerden şu şekilde kararlar getirilirse, talepler yeniden incelenecektir” şeklinde, hukuki durumu izah eden bir not da koymaksızın, “adaylıkların iptali” kararını vermiş!
Vee, ortalık karışmış.
PKK terör örgütünün bile kenarda sessizce oturduğu bir dönemde, durduk yerde huzur bozulmuş.
Ve durduk yerde gariban insanların kimi ölüp, kimisi yaralandıktan sonra, eksik belge veren milletvekili adayları, gidip belgelerini tamamlamışlar.. Eksik belgelerini YSK’ya verince, dün YSK yeni kararı açıklamış: “Belgeleri getirenler şu şu adayların itirazlarının kabulüne!”
İyi de; “Kürt halkının hakları” için uğraş verdiklerini iddia eden milletvekili adayları, o belgeleri götürecek iseler, niye zamanında vermediler..
Vermediler de, bu kadar insanın zarar görmesine sebep oldular?
İki tane belgesini zamanında toplayıp, YSK’ya veremeyenlerin kusurlarını, niye gariban insanlar çektiler?
Ve şunu da belirtelim..
Kimse, bu olayda Kürt adaylara ayrımcılık uygulandığını ileri sürmesin.
Bu ülkede, “dindar insanlara uygulanan ayrımcılık”, başka hiç kimseye uygulanmamıştır.
Erbakan’ın adaylığı reddedildi. İtiraz üzerine bu karardan vazgeçildi mi? Hayır.
Tayyip Erdoğan’ın adaylığı reddedildi. İtiraz üzerine o karar düzeltildi mi? Hayır.
Ama bakın, Kürtçülük istismarındakiler sözkonusu olunca, hemen iki günde itiraz kabul edildi.
Dolayısıyla; bu ülkede mağduriyetin adresi, hep dindarlardır.. Mağdurlar; Kürt dindarlardır, Türk dindarlardır, Laz dindarlardır. Ama mutlaka dindarlardır!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT