Bayramın Şükrü, Tevbesi ve Cihadı
Post-modern bakış açısına göre “herkesin tercihi kutsaldır ve tartışma dışıdır”. Dolayısıyla kimse kimseye akıl vermesin, hiçbir aile ve toplum bir hayat modelini üyelerine telkin etmesin modu pek bi revaçta.
Kenan Alpay’ın Yazısı:
Bayramımız mübarek olsun. Gözümüz, gönlümüz sevinçle dolsun. Eşimiz ve dostumuz, akraba ve komşularımız; elimizin erişebildiği erişemediği yetimler, öksüzler, mazlumlar, muhacirler en güzel nimetlere gark olsun. Mü’minler zulmü giderecek kuvvet ve kudretle, adalet ve merhametle kuşansınlar ki karanlık bir bataklığa dönüşen yeis kurusun, ümit iklimi yeşersin.
Peki, bayramımızın mübarek olması için imkânlarımız nispetinde gayret edip salih ameller işlemeye azmettik mi? Bayramın mübarek olması ağızdan çıkan basit bir temenniye bağlı değil elbette. Salih amellerden bağımsız, hayatın sıkıntılarını sabredip direnmeyen, tevhid ve adaleti hâkim kılmak için mücadeleye girişmeden kendi başına verili bir durum olarak ‘mübarek bayram’ durumu hiç yok. Çünkü bayramı mübarek kılma, hayatın her anını ve şubesini bayram gibi güzelleştirme sorumluluğu her birimizin omuzlarında.