
Bayram nedir?
İsmail Kılıçarslan, bayramın yalnızca yeni kıyafetler giyerek ikramda bulunma zamanı değil, nefsin ağırlıklarından sıyrılıp insan olmanın özüne dönme fırsatı olduğunu aktarıyor.
Yeni Şafak/İsmail Kılıçarslan
Bir dağdan iner gibi
Dervişe “bayram nedir?” diye sormuşlar; “her halin geçici olduğu bilmektir” demiş. “Hangi gündür?” diye sormuşlar; “O’ndan gayrısını murat etmediğin her gündür” demiş. “Bayram geldiğinde ne yapmak icap eder?” diye sormuşlar; “Sıla-i Rahim gerekir” demiş. “Ya nedir sıla-i rahim?” diye sormuşlar, “insanın kendinden O’na firar etmesidir” demiş.
Derviş bu. Biraz değişik adam tabii. İlla ki bir dolayımlar yapacak, bir gizli cevaplar verecek, bir kıssadan hisse faaliyetine girişecek.
Sen dervişe bakma yani. Bayramı tatlıya-tuzluya gömülme, akşama kadar ahırdaki mısmıl hayvanlar gibi yatma, Ramazan bitti diye gevşeme günleri olarak ihya et istersen. Onun da önünde bir engel yok.
Ramazan ile ilgili “gitti yine mübarek ay görüyor musun, Allah tekrarına erdirsin. İnşallah Ramazan bizden razı olmuştur” deyip duran birini tanımıştım. Her seferinde üzgünlüğünün sınırsız olduğunu hissettirirdi.
Sonunda “Ramazan’ın bizden razı olması nasıl olacak ki?” diye sormaya karar verdim. Hadislerle cevap verdi bana.
Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurdu: Cibril, bana göründü ve “Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun” dedi. Ben de “amin” dedim.
Efendimiz(s.a.v)’ şöyle buyurdu: Ramazan’ı geçirip bağışlanmamış olarak bayram eden kimseye yazıklar olsun. Kişi Ramazan’da bağışlanmayacaksa peki ne zaman bağışlanacak?”
Dervişe sorarlar da Behlül’e sormazlar mı? Ona da sormuşlar “bayram nedir?” diye. Her zamanki gibi istifini bile bozmadan “size göre mi, bize göre mi?” diye sormuş. Her zamanki gibi “bunun size göresi, bize göresi mi olur?” diye sormuş işi bilmeyenler.
Behlül “olmaz mı, olur tabii” deyip devam etmiş sözlerine: “Size göre bayram yeni ve güzel elbiseler giymek, güzel ikramlar hazırlamak, süslü bineklere binmektir ve hakkınızdır. Bize göre bayramsa hata ve kusurlarımızı terk etmektir. Nefs atından inip gayret bineğine binmeye cesaret etmektir bayram.”
Denilmiştir ki Ramazan içe dönüş ayıysa, bayram günleri de dışa doğru hareket etme günleridir. Ramazan kendi zirvene tırmanış ise bayram o zirveden yavaş yavaş inerek insanla yeniden temas etmektir. Bu temas üç şeyle olur.
Muhabbet bir şarttır. Yaratılanı yaratandan ötürü sevebilmenin getirdiği muhabbet gerekir lakin. Değil sözlerinle, değil bakışlarınla, kalbinden geçirerek dahi kimseyi yargılamadan bir muhabbet geliştirmek insanlarla. Allah için sevmenin dışında bir sevme biçimini aklından dahi geçirmemek.
İnfak bir şarttır. Olanın olmayana vermesi ve bu vermede Allah’ın razılığı dışında hiçbir razılık talebinin olmamasıdır. İhtiyacından fazlasını vermektir ve ihtiyacını belirlerken numara yapmamaktır. Sana ihtiyaç olan Gazzeli kardeşine de ihtiyaçtır, fakir komşuna da… Esasen bir Mümin kulun yapabileceği en vahim hata, bir başka Mümin kardeşiyle arasında takva dışında bir üstünlük olduğunu zannetmesidir. Sokağa çıktığında “bu sokaktaki en günahkar, en kemter, en edna kul benim” diye düşünebilmektir belki de esas meselenin asıl özü. İnfak da belki ve sadece bununla ilgilidir.
Üçüncü şart ikramdır. Maddi ikram biraz zordur ve gücünün yettiğidir ve gücünün yettiği neyse ona eyvallahı olmalıdır insanların. Ona eyvallahı olmayanla zaten işin olmamalıdır. Ancak manevi ikramlar pek kolay ve boldur. Gülümsemeyle başlar, iltifatla devam eder, duayla taçlanır.
Gazze’ye de geldi bayram her bayram olduğu gibi. Bayram sabahında bile bir Siyonist bombasıyla ölebileceklerini ve dünyada hiç kimsenin yardımlarına gelmeyeceğini bilen Gazze’nin çocukları, o yıkıntının, o enkazın, o üzüntünün arasında kendileri için bir bayram hayal ettiler ve bugün onlar da bayram ediyor. Biz de ediyoruz ve üstelik bayramı hak ettiğimizi bile düşünüyoruz. Doğrudur. Belki de hak ediyoruzdur. Sanmam ama belki de bayram böyle bir şeydir.
Allah. Eyvallah.
HABERE YORUM KAT
Bayram,oruç tutan,orucunda kendisini tuttugu kahramanların zafer günüdür.hakettik bayramı kutlmayı ve doya doya kutlamalıyız.ramazan ve cuma küfre en çok direnen iki kalemiz.küfrü kudurtan her kale mubarektir ve Allahın bir lufudur.
Yanıtla (0) (0)Yaktın müslüman içimizi...Bitirdin bizi...Yüreğine sağlık... Kalemine kuvvet...
Yanıtla (0) (0)Güzel yazı
Yanıtla (0) (0)Yüreğine sağlık
Bayram .. Yazarın kutsal hokkasından damıtılmış manevî nüveler barındıran mürekkeple yazılan, Latif naif muhlis bir dil ile anlatılan ve aktarılan, salim bir kalp eşliğinde maksat ve murad edilen bu yazıdaki mesajdır elbette ..
Yanıtla (0) (0)Bayram , ziyadesiyle hak edenlere yakışır ve onların hakkıdır .. her türlü zulme ve zalime, istikbara ve tuğyana karşı LA diyerek direnen İzzet ve şerefin başkenti GAZZE halkına mübarek olsun .. id mübarak ..