Bayram Mesajları Kimi Üzer, Kimi Sevindirir?
Bayramımız mübarek olsun. Ramazanı mübarek etmek üzere salih amelde bulunmayanların bayramı nasıl mübarek olacak onu bilemiyorum. Ancak hem Ramazanı hem de bütün bir hayatı hakkıyla mübarek etmek üzere Allah'a ve Resulüne itaatte, şeytan ve dostlarına karşı mücadelede kararlı olanlar içim bir bereket olacağını hatırda tutmamız gerekir.
Mübarek ve muazzez bir duygu, düşünce, eylem ve ilişki ağını tesis etmek üzere ciddi ve tutarlı gayretler sarf etmeksizin hiç bir 'zaman' asla kendiliğinden mübarek olmaz. Bu sebeple bir kaç beylik cümleden ibaret kimi bayram mesajları belki iyi niyet ve jest emaresi sayılabilir. Ancak bu türden mesajlar sadra şifa bir temenni ve duruşu işaretlemediği oranda klişe bir alışkanlıktan öteye geçemezler.
İçeriksiz Mesaj Yarışı
Ramazan Bayramı vesilesiyle adet olduğu üzere siyasi parti liderleri tarafından da tebrik mesajları yayınlanıyor. Mesela CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun mesajı şöyle: "Ne yazık ki Ramazan ayında İslam coğrafyasında, özelikle Gazze'de canlarını vermiş, kanları dökülmüş mazlumlar, öksüz kalmış, boynu bükülmüş çocuklar, evsiz, barksız, yurtsuz kalmış çaresizler bu Ramazan bayramını da bayram gibi kutlama mutluluğu ile sevincinden mahrumdur."
İslam coğrafyasında ama özellikle de Gazze'de insanların canını kim almış, kanını kim dökmüş, kim bu insanları evsiz yurtsuz bırakmış? Kılıçdaroğlu'nun mesajını okursak zulmün kaynağı belirsiz? Adeta faili meçhul bir yıkım ve katliamla karşı karşıyayız.
Peki, bu yıkım ve katliamlar karşısında kim, kimler ne yapabilir? İşte Kılıçdaroğlu'nun önerisi: "Bir kez daha, İslam coğrafyasında bir an önce akan kanın durması, dökülen göz yaşının dinmesi, huzur ve güvenin hakim olması için başta yaşama hakkı olmak üzere insan hak ve özgürlüklerinden yana olan herkesi, vicdan sahibi sorumluları, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye, boş laf üretmek, seyirci kalmak yerine üzerine düşeni yapmaya çağırıyorum." Herkesi bağlıyormuş gibi gözüken lakin esasen hiç kimseyi bağlamayan, ilzam etmeyen bu türden mesajla maksat "dostlar alış verişte görsün" kaygısı her halde.
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın bayram vesilesiyle beyan ettiği barış, hoşgörü ve kucaklaşma mesajı da alabildiğine soyut. Acıları biliyorlar ama sanki acıları yaşatanları teşhis ve tespit edememişler gibi hiç bir zalimi ve katili işaretlemeden özenle kaleme alınmış bir bayram mesajı duruyor karşımızda.
HDP Eş Genel Başkanları'nın şu bayram mesajlarına bakar mısınız lütfen: "Maalesef yanı başımızda, Ortadoğu’da, Filistin ve Rojava’da, Suriye ve Irak’ta halkların yaşadıkları acılar nedeniyle bu bayramı hüzünle karşılıyoruz. Her gün mazlum insanların katledilmesi karşısında insanlık vicdanının sessiz ve duyarsız kalması mümkün değildir. Yaşananlar halkların ortak geleceğine zarar veriyor. Temennimiz bu katliam ve savaşların bir an önce son bulması, Ortadoğu'da barışın ve huzurun gerçekleşmesidir."
HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, Ramazan Bayramı'nın orta doğu halkları için özgürlüğe köprü olmasını istiyorlar ama bu özgürlüğün hangi zalimlere karşı sergilenecek bir mücadelenin eseri olduğunu dil ucuyla olsun işaretlemiyorlar. Durum bu kadar mı belirsiz ya da sizler durumu ifade etme noktasında bu kadar mı kifayetsizsiniz?
Safımız Belli Olsun
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in bayram mesajı seleflerinin renksiz-kokusuz bayram mesajlarının aksine Suriye, Afganistan, Irak, Afganistan, Nijerya ve Libya'dan Gazze'ye değin geniş bir perspektif çiziyor. Müslüman coğrafyalardaki işgal, katliam ve yıkımları işaret eden Çiçek'in şu somut ifadeleri dikkat çekicidir: "Gazze'de ise İsrail devletinin terörizm boyutlarına varan saldırıları nedeniyle yüz binlerce Filistinli evsiz, barksız ve yurtsuz bırakılmıştır. Çocuk, kadın demeden masum insanların acımasızca katledildiği Gazze'de yaşananlar, tarihe utanç vesikası olarak kaydolacaktır."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bayram mesajıysa bütün bir toplumu iyilikte, doğrulukta ve hayırda buluşturması için Allah'a duasının hemen önünde İsrail'in Gazze'ye saldırılarının kabul edilemezliği vurguluyordu. Gül'ün bayram mesajı kimin safında ve kime karşı olunduğuyla alakalı gayet netti: "Türkiye Filistin halkının yanında olmayı tüm gücüyle sürdürecektir."Üstelik sadece Gazze halkını değil bir bütün olarak Filistin halkı vurgusuyla beraber yayınlanıyordu bu mesaj.
Başbakan Erdoğan'ın bayram mesajı da İslam coğrafyasında ama özellikle Suriye ve Filistin'de yaşana gelişmelere matuftu. "Komşularımızla, dostlarımızla, akrabalarımızla en önemlisi de İslam coğrafyasındaki kardeşlerimizle ekmeğimizi bölüştük, soframızı paylaştık. Birbirimizle sıkı bir dayanışma içinde olduk.
Savaştan, zulümden, bombalardan kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli kardeşlerimiz yaşadıkları, sığındıkları her şehirde Ensar-Muhacir anlayışı içinde karşılandı. Gazze'deki katliamlar karşısında sessiz kalmadık."
Ey muhacirler, ey ensar ve ey mücahitler! Bayramımız mübarek olsun.
YAZIYA YORUM KAT